20 Kasım 2013 Çarşamba

Doğalgaz faturasını kabartan 7 neden

1-Usulsüz Kullanım Ücretine Dikkat: Resmi olmayan bir şekilde doğalgaz kullanılırsa, onay olmadan doğalgaz sayacı ya da tesisatı değiştirilirse, sözleşmede kullanıcının adı olmadığı halde doğalgaz kullanırsa ve kapatılan sayacı kullanıcı açarsa ceza uygulanıyor. “3 ay önce yerleşmiş olduğum daireme 2 ay fatura gelmeyince, geçen ay doğalgaz dağıtım firmasına giderek durumu anlattım. Sayacın müteahhit firma üzerine kayıtlı olduğunu ve üzerime almam gerektiğini söylediler. Ben de gerekenleri yaptım. Fakat bu ay ilk defa gelen doğalgaz faturamda, 70 TL güvence bedelinden hariç, 63 TL ‘usulsüz kullanım bedeli’ diye bir ücretin faturalandırıldığını gördüm. Doğalgazı usulsüz kullanmak gibi bir şey yapmadım. Mağduriyetimin giderilmesini arz ediyorum.”

2- Tesisat Kontrol Bedeli Faturaları Kabarttı: 21 TL’den başlayan bu bedel tüketicilerin gözünden kaçmadı. Birçok tüketici hem bu ücreti hem de bu bedele uygulanan KDV’yi şikayet etti. “Evime doğalgaz sözleşmesi yaptırdım. Doğalgaz kullanım sözleşmesinde belirtilmeyen ve daha sonra faturama yansıyan 21 TL + KDV tutarındaki ‘Tesisat Kontrol Bedeli 'nin neden yansıtıldığını yetkililere sormak istiyorum. Az önce müşteri temsilcisine bu tutarın neden yansıtıldığını sorduğumda bu tutar sözleşmede belirtilmiştir cevabını alıyorum.”

3- Faturada Endeks Hatasına Dikkat Edin: Kullanmadığınız gazın parasını ödüyor olabilirsiniz. Doğalgaza abone olacaklar evde sizden önce doğalgaz tüketimi varsa endeksleri kontrol edin. “Bir önceki abonenin endeksi yeni aboneden tekrar tahsil ediliyor. Doğalgazın açılması için sözleşme imzaladım. Gaz açma sözleşmesinde endeks 1501 m3. Benden önce kullanıp da gazi kapattıran abonenin son endeks 1501 m3 iken dun sayaç okumaya gelen görevli ilk endeksi 1206 girerek ya da sistemden görerek bana 12 günlük sadece mutfakta kullanılan gaz için 295, 60 m3 kullanım ve 267, 10 TL fatura düzenlemiş. Firma kullanmadığım, benden önceki abonenin kullanıp da ödemesini yaparak kapattırdığı gazın ücretini bir de benden mi tahsil edecekti?”

4- “Abone Bedeli” Ne Ek Olarak“Güvence Bedeli: Abonelik sırasında alınan abone bağlantı bedeline bir başka ücret daha tahsil ediyor ki bu tüketicinin belini büküyor. “Doğalgaz aboneliğine giderken ‘Abone Bedeli’ni ödeyeceğimizi biliyorduk ama sözleşme esnasında bir de ‘Güvence Bedeli’nin tahsil edileceğini bilmiyorduk. 300-400 TL arasında değişen ücret EPDK tarafından her yıl yenileniyormuş. Abonelik bedeli, bir defaya mahsus olmak ve geri iade edilmemek üzere kdv dahil ; güvence bedeli ise sözleşme feshi halinde ilgili mevzuat çerçevesinde geri verilmek üzere kdv hariç tahsil ediliyor. Güvence bedeli abonelik sözleşmesi imzalanırken dayatılıyor. Ödemezseniz abone olamıyorsunuz.”

5- Faturalar Yanlış Okunan Sayaçlar Üzerinden Hesaplanıyor!: Doğalgaz faturanız birden bire normalin çok üzerinde gelmeye başladı ise bir hata var demektir. Abonelerin doğalgaz sayacı hatalı ve eksik okunduğu için abonelere büyük meblağlarda borç çıkartılıyor. “Doğalgaz faturam 593 TL gelince gözlerime inanamadım. Sayacı kontrol ettim ilk endeks (4040) son endeks (4561) olarak okunmuş şu anki endeks ise (4161) bu sayacı yanlış okuyan personelden şikayetçiyim.”

6-Sayacınızı Kontrol Ettirin Arızalı Olabilir!: Arızalı sayaçlar faturaların yüksek gelmesine neden oluyor. Hatta sayacınız kapalı iken bile size fatura yazılıyor olabilir. “Doğalgazı sadece duş için kullanıyorum. Kombim arıza yapınca yeni kombi taktırdım. Normalde 15-20 TL gelen faturam yeni kombi taktırdıktan sonra 40-60 TL gelmeye başladı. Akabinde kombimi takan firmayı aradım gelip kontrol ettiler. Hem mutfak hem de kombi vanasını kapatarak kontrol ettiler ve vanalar kapalı iken saatin kendi kendine çalıştığı ortaya çıktı. Sayacı ana vanasından da kapatınca sayaç çalışmayı durdurdu.”

7- İki Kere Kesilen Faturalara Dikkat!: Fatura ödemeleri için otomatik ödeme talimatı verenler hesabınızdan tahsil edilen ücreti kontrol edin. “Aralık'ta doğalgaz ödemesi için otomatik ödeme talimatı verdim. Aralık fatura bedelim olan 112.82 TL'yi iki kere bankamdan tahsil edilmiş. Bana fazladan kesilen tutarın gelecek ay faturamdan kesileceği belirtildi. Ben de böyle bir şeyi istemediğimi, fazladan alınan tutarın geri ödenmesini istedim. Kafalarına göre banka hesabımdan fazla tahsilat yapabiliyorlarsa bankama nasıl geri ödeme yapamıyorlar anlamıyorum.”

12 Kasım 2013 Salı

Enerji Borsası’nın merkezi Ankara olacak mı ??

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından hazırlanan, eylüle kadar kurulması gereken “Enerji Borsası” olarak da anılan Enerji Piyasaları İşletim AŞ’nin ana sözleşme taslağına göre, borsanın merkezi Ankara olacak...

Enerji Borsası'nın merkezi Ankara olabilir Eneıji Bakanı Taner Yıldız, enerji borsasma ilişkin, merkezin Ankara'da olması yönünde görüş birliğine varıldığını ancak nihai kararın verilmediğini söyledi.
Enerji Borsası'nın merkezi Ankara olabilir Eneıji Bakanı Taner Yıldız, enerji borsasma ilişkin, merkezin Ankara'da olması yönünde görüş birliğine varıldığını ancak nihai kararın verilmediğini söyledi.
 'Enerji Borsası merkezinin Ankara'da olmasında görüş oluştu' Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Borsasfna ilişkin EPİAŞ'ın merkezinin Ankara'da olmasıyla alakalı önemli bir görüş oluştuğunu, ancak nihai kararın henüz verilmediğini söyledi. ANKARA-AA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Enerji Borsası'na ilişkin "EPİAŞ'ın merkezinin Ankara'da olmasıyla alakalı önemli bir görüş oluştuğunu bildirdi.
Yıldız, "Nihai kararımızı vermiş değiliz, Ankara'da mı İstanbul'da mı kuralım diye" dedi. Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) İcra Direktörü Maria Van Der Hoeven'ı bakanlıkta kabulü sırasında basm mensuplarının sorularını yanıtlayan Yıldız, EPİAŞ'ın kurulmasına ilişkin şunları söyledi: "EPİAŞ'ın merkezinin Ankara'da olmasıyla alakalı önemli bir görüş oluştu. Nihai kararımızı vermiş değiliz, Ankara'da mı İstanbul'da mı kuralım diye. Şu ana kadar TEIAŞ'ın yüzde 30'lar civarında, Borsa İstanbul'a yüzde 30'lar civarında ve özel sektöre de pay vereceğimiz bir yapıyı kurguluyoruz. Bunun kuruluş sermayesi yaklaşık 40 milyon lira civarında olacak ve 100'ün üzerindeki özel sektör temsilciliğinin de müracaatı söz konusu. Bu yalnızca Türkiye'nin aynı zamanda bölgenin de bir borsası halinde olacaktır. Şeffaf bir rekabetçi piyasanın oluşması açısından EPİAŞ'a son derece önem veriyoruz. Merkezi ister Ankara isterse İstanbul'da olsun, bunun serbest piyasaya çok ciddi yankılarımı^ yansımalarının olacağını ve bunların olumlu manada yürütüleceğini söylemem lazım. Çalışmalarımız nihai noktasına gelmedi. Geldiğinde bunu da zaten kamuoyuyla paylaşacağız." Vergi düzenlemesinin adresi Maliye Bakanlığı Yıldız, zamla benzinin litre fiyatının 5 lirayı aşmasına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, bölgedeki siyasi olayların, özellikle de Mısır'daki gelişmelerin enerji arzına olumsuz etkide bulunduğunu, darbenin ekonomik yansımalarının tek tek görülebüdiğini kaydetti. Türkiye'nin eneıjiyi dövizle alıp TL ile sattığını hatırla- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından hazırlanan, "Enerj Borsası" olarak da anılan Enerji Piyasaları İşletim AŞ (EPİAŞ) Borsa İstanbul ve piyasa katılımcıları adıyla özel sektör yüzde 30'ar pay alacak, şirkette kalan yüzde 10'luk hisse ise stratejik ortaklık kurulması şartıyla Borsa İstanbul'da kalacak. TElAŞ'in yüzde 30'luk A grubu hissesinin tan Yüdız, "Bu şu demek; Türkiye hem döviz parkelerinin olumsuz olası katkılarına açık, hem de ham petrol varil fiyatlarının artısı, her ikisi beraber benzin fiyatlarının artışıyla alakalı tehdidi oluşturuyor.
Türkiye'de dolaylı vergilerin en büyük düzenleme alanlarından biri benzin ve mazottaki uygulamalar. Geçtiğimiz yıl bu sektörden 46 milyar lira civarında vergi toplanmıştı" diye konuştu. "Benzin fiyatlarının düşürülmesi için dolaylı vergilerin düşürülmesi konusunda bir düzenleme yapılabilir mi?" şeklindeki soruya da Yıldız, "Konuyu yöneten, yönlendiren Maliye Bakanımızla bunu konuşmakta fayda var" yanıtını verdi. Yıldız, uzun yıllardan beri otomatik fiyatlama mekanizmasının çalıştığım, yarısı ilerde BOTAŞ'ın ayrışma sonrası kurulacak olan Gaz Sistem İşletmecisine devredilecek, bu sayede enerji borsasının elektrik ve doğal gaz piyasasını bir arada kapsaması sağlanacak. Yeni yapıda halen yıllık 7 milyar liranın üzerinde elektrik ticaretinin yapıldığı Piyasa Mali Uzlaştırma Merkezinin (PMUM), EPİAŞ bünyesinde faaliyet fiyat düşüş ve artışlarının bu şeküde yapıldığını belirterek, "Vergi ile alakalı bir düzenleme olacaksa bunun adresi Enerji Bakanlığı değildir. Bu yetki Maliye Bakanlığımızda.
 Eğer bir çalışma yapılıyorsa da Maliye Bakanlığımız yapar. Şu anda benim bu konuyla alakalı herhangi bir bilgim yok" değerlendirmesinde bulundu. 'İsteğimiz doğalgaz ve elektriğe zam gelmemesi' Bir gazetede "doğalgaza uzun vadede zam olmayacağı" ifadesinin gerçeği yansıtmadığını da dile getiren Yıldız, şunları söyledi: göstermesi planlanırken, uzun vadede çevre ülkelerin ve doğal gaz piyasasının dahil olmasıyla bu rakamın 10 kata yakın artabileceği hesaplanıyor. EPİAŞ'ta 700'ün üzerinde potansiyel müşteri şirketin yer alması beklenirken, EPDK'nın yaptığı anket sonucunda 100'e yakın şirketin EPİAŞ'a ortak olmak istediğini bildirdi, "Şu ana kadar maliyetimizdeki artışları vatandaşımıza yansıtmadık. Ama maliyetimizde bir artış olduğu kesin. Ben bunun uzun dönemde temenni etmediğimi söyledim. Hem uzun dönemde ham petrol fiyatları 108 dolarda kalmaması lazım, hem de 1,961,98'lere çıkan dolar paritesinin o noktalarda kalmaması lazım geldiğini söylemiştim. Biz her ay doğalgaz, her üç ayda bir elektrik fiyatları gözden geçiriyoruz. Benim uzun ve kısa dönemli konuşmamın doğru olmayacağını, bütün o değerlendirmelerinden sonra bunları kamuoyuyla paylaşacağımı söylemiştim. Böyle bir garanti elimizde yok. Ama bizim isteğimiz bunlara zam gelmemesi yönündedir." 'İlk çalışma alanı Kıbrıs'ın güneyinde olacak' Bakan Yıldız, Karadeniz' ve Akdeniz'de petrol aramalarının devam ettiğini belirterek, önümüzdeki dönemde özellikle Kıbrıs'ın güneyinde de yaklaşık 10 bin 500 kilometrelik bir sismik yapmayı planladıklarını kaydetti. EPİAŞ'ta 700'ün üzerinde şirketin yer alması bekleniyor

9 Kasım 2013 Cumartesi

II.Hibe Çağrısı- WWF

WWF-Türkiye, ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin korunması amacıyla başlattığı Türkiye’nin Canı Kampanyası ile yerel sivil toplum kuruluşlarının doğa koruma projelerini hayata geçirmek için 2 Eylül’de ikinci defa hibe çağrısında bulunuyor.
Öncelikli ihtiyaç, katılımcılık, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik ve kalıcı etki yaratma gibi ölçütler ışığında değerlendirilecek olan başvurular için son tarih 29 Kasım 2013 saat 17:00. Hibe desteği almaya hak kazanan projeler, yapılacak ön değerlendirmenin ardından Seçici Kurul tarafından belirlenecek.

Türkiye’nin Canı Hibe Programı’na yapılacak başvuruların Hibe Rehberi’ne göre hazırlanması ve ilgili tüm belgelerin eksiksiz doldurularak, son başvuru tarihine kadar turkiyenincani@gmail.com ve hibe@wwf.org.tradresine gönderilmesi gerekiyor.

Hibe Rehberi için tıklayınız.

Doldurulması gereken belgeler yanda Ek-1'den Ek-9'a olmak üzere sıralanmıştır. Belgeler öncelikle bilgisayara indirilmeli, sonra gerekli yerleri doldurularak yukarıda belirtilen e-mail adresine gönderilmelidir

8 Kasım 2013 Cuma

BİNALARDA ENERJİ KİMLİK BELGESİ...Evi olanlara şok..

2017 sonuna kadar bu belgeyi almayan eski binalar, tapuda görülebilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığından alınan bilgiye göre, EKB uygulamasıyla, binalarda enerji ve kaynaklarının verimli kullanılması, enerji israfının önlenmesi ve çevrenin korunması amaçlanıyor. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği ise yeni binalara enerji kimlik belgesi zorunluluğu getiriyor.
Bu kapsamda Bakanlıkça başlatılan kentsel dönüşümle inşa edilecek binaların da bu belgesinin bulunması gerekiyor. Yeni binaların yanı sıra eski binalar için de 2017 sonuna kadar Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu bulunuyor.
Bu tarihe kadar enerji kimlik belgesi almayan binalar ise tapuda görülebilecek. Böylece enerjiyi savurarak çevreye zarar veren bu binaların satışı zorlaşacak.
120 bin bina enerji dostu
Bakanlığın verilerine göre, Türkiye'de eski binalardan 814 müstakil konut, 4 bin 371 apartman, 21 rezidansın Enerji Kimlik Belgesi bulunuyor. Yeni binalardan da 12 bin 289 müstakil konut, 95 bin 880 apartman, 678 rezidans Enerji Kimlik Belgesine sahip. Türkiye'de enerji dostu eski ve yeni binaların toplam sayısı, ticari olanlarla 120 bin 618'i buluyor. Uygulamanın ülke genelinde yaygınlaşması halide ise 6,75 milyar dolar tasarruf sağlanması bekleniyor.
Enerji Kimlik Belgesi
EKB, asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içeriyor. Belgeyi, sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen, planlanan kullanım süresi 2 yıldan az olan, toplam kullanım alanı 50 metrekarenin altında bulunan binalar, seralar, atölyeler, münferit inşa edilen depo, ardiye, ahır, ağıl gibi binalar, mücavir alan dışında kalan ve toplam inşaat alanı bin metrekareden az olanlar haricindeki tüm binaların alması zorunlu tutuluyor. Enerji Kimlik Belgesinin, binaların yapı kullanım izni alınması aşamasında ilgili idarelere verilmesi gerekiyor
.


4 Kasım 2013 Pazartesi

AB Türkiye İlerleme Raporu: Enerjide iyi düzeyde ilerleme sağlandı

ab ilerleme raporu enerji 2013
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, AB’nin 2013 Türkiye İlerleme Raporu’nun Türkçe tam metnini yayınladı. 
AB Genel Sekreterliği’nin sitesinde yer alan raporda piyasa güçlerinin etkileşimi başlığı altında şunlar yer aldı:
Yönetilen fiyatların TÜFE sepetindeki payı halen %4,5 gibi göreceli olarak düşük bir seviyededir. Ancak, sepetin %25’inden fazlasını oluşturan gıda ve alkollü ürün fiyatlarının politika ve idari kararlara duyarlılığı yüksektir. Ulaştırma ve enerji (doğalgaz ve elektrik) sektörlerinde, nihai kullanıcı fiyatlarının maliyet temelli yöntemle ilişkilendirildiği otomatik fiyat endeksleme mekanizmaları uygulanmaktadır. Bununla birlikte Hükümet otomatik fiyat endeksleme mekanizmalarını askıya alarak kullanıcı fiyatlarını belirlemeyi sürdürmektedir.
Toptan ve perakende elektrik piyasalarındaki tüketicilerin çapraz sübvanse edilmesi uygulamasında bir miktar azalma görülmüştür.
Kamu iktisadi teşekküllerinin yeniden yapılandırılması ve şeffaflığı alanında enerji üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesi bağlamında sınırlı ilerleme kaydedilmiştir. Kamu yatırımları genişlemeye devam ederken özel sektör yatırımlarında görülen daralma nedeniyle, özel sektörün GSYH içindeki payı bir miktar düşmüştür. 2012 yılında yatırımcıların uzun vadeli dış finansmana erişim imkânlarının iyileşmesiyle birlikte özelleştirme hızı artmış, ancak öngörülen hedeflerin gerisinde kalmıştır. Tamamlanan anlaşmalar 2011’e göre iki katına çıkarak 2,34 milyar avroya (GSYH’nin %0,4’ü) yükselmiş, ancak yine de 2005-2008 dönemi ortalamasının yarısı büyüklüğüne erişememiştir. Bir kamu bankası olan Halkbank’ın ikincil piyasa arzı toplam özelleştirme gelirinin %65’ini oluşturmuştur. Hükümetin gelen teklifleri reddetmesi üzerine otoyollar ve köprülerin özelleştirme ihalesi iptal edilmiştir. Özelleştirme ihaleleri 2013’ün başlarında özellikle enerji sektöründe devam etmiştir. Sonuç olarak, Hükümetin ana sektörlerdeki fiyat belirleme mekanizmalarına müdahalesinin sürmesi nedeniyle fiyat serbestleşmesi hususunda ilerleme olmamıştır. Özelleştirme yeniden hızlansa da göreceli olarak düşük seviyelerde kalmıştır.

Fasıl 15: Enerji

Arz güvenliği konusunda, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki Trans-Anadolu Boru Hattı Projesine (TANAP) ilişkin Hükümetlerarası Anlaşma ve eki olan Ev Sahibi Ülke Anlaşması Mart 2013’te onaylanmıştır. Türkiye ve Azerbaycan arasında Türkiye’ye doğal gaz satışı, doğal gazın Türkiye üzerinden transit geçişi ve doğal gazın Türkiye üzerinden taşınması için müstakil bir boru hattının oluşturulmasına ilişkin anlaşma, Ekim 2012’de Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmıştır. Haziran ayında, doğal gazın daha batıya dağıtımını sağlamak üzere, TANAP ile bağlantı kurmak amacıyla Trans-Adriyatik Boru Hattı Projesi (TAP) seçilmiştir. Şeffaf bir doğal gaz transit rejimi konusunda gelişme kaydedilmemiştir.
Türk Petrol Kanunu Haziran ayında kabul edilmiştir. Kanun’un amacı, hidrokarbon kaynakların etkili bir şekilde araştırılması, geliştirilmesi ve üretilmesi için Türk kıyılarının ve açık denizlerin üçüncü kişilere açılmasını sağlamaktır.
Türkiye elektrik şebekesinin, Avrupa Elektrik İletim Sistemi Operatörleri Şebekesi (ENTSO-E) Avrupa Kıtası Senkron Bölgesi ile deneme paralel işletme bağlantısı üçüncü ve son aşamasının nihai safhasındadır. Kalıcı bir senkron işletimi ile ilgili nihai bir kararın verilebilmesinden önce, Türk iletim sistemi operatörünün (TEİAŞ) geriye kalan bazı meseleleri ele alması gerekmektedir. Gürcistan ile asenkron elektrik bağlantısının inşası ileri düzeydedir.
Enerji iç piyasasına ilişkin olarak, piyasada daha fazla rekabet yaratmak ve AB Elektrik Direktifi (“üçüncü paket”) ile uyumu geliştirmek amacıyla, Mart 2013’te yeni bir Elektrik Piyasası Kanunu yürürlüğe girmiştir. Enerji iç piyasası ile genel uyum daha fazla geliştirilmiştir ve tatmin edici düzeydedir. Kanun’un uygulanmasına yönelik yönetmeliklerin çıkartılması süreci devam etmektedir; Kanun’un yürürlüğe girmesinden itibaren altı ay içerisinde, uygulama mevzuatının tamamı yayımlanmış olacaktır. Mart 2013’te, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), dağıtım sistemi ile toptan satış sisteminin ayrıştırılmasından kaynaklanan fiyat farklılıklarından tüketicilerin korunması amacıyla elektrik fiyatı eşitleme mekanizması oluşturulmasına ilişkin bir tebliğ yayımlamıştır.
Elektrik piyasalarındaki toptan satış işlemlerinin düzenlenmesi ve elektrik piyasası kapsamındaki faaliyetlerle ilgili finansal işlemlerde uzlaşma sağlanması amacıyla yeni bir kurum olan Enerji Piyasaları İşletme Anonim Şirketi kurulmuştur. Ancak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) dağıtım şirketlerini izleme ve denetleme görevi, AB müktesebatına uygun olmayan bir şekilde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına devredilmiştir.
Aralık 2012’de yayımlanan “Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği”, elektrik enerjisi arz güvenliğini, ticaretini ve hizmetlerin teknik kalitesini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. 2013 yılı için, serbest tüketici eşiği 25.000 kWh’den 5.000 kWh’ye düşürülmüştür; bu da teorik anlamda piyasanın %85 oranında açılmasına denk gelmekte, 2015 yılına kadar tüm tüketicilerin serbest tüketici yapılması amaçlanmaktadır. Elektrik dağıtım varlıklarının özelleştirilmesi ile ilgili ihaleler, 2013 yılının ilk çeyreğinde tamamlanmıştır. Üretim varlıklarına ilişkin olarak, ihalelerin 2016 yılına kadar sonuçlandırılması amacıyla, özelleştirilecek tesisler (16.000 MW’lık toplam kapasiteli) ayrı portföy grupları olarak yeniden yapılandırılmıştır. 2016 yılına kadar ulusal tarifede çapraz sübvansiyon uygulanacağından, maliyet esaslı tarifeler konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.
Doğal gaz piyasasına ilişkin olarak, Ekim 2012’de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), “Doğalgaz Piyasası Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hakkında kamuoyuyla istişarelerde bulunmaya başlamıştır. Doğal gaz piyasasındaki evsel olmayan tüm tüketiciler, 2013 yılında serbest tüketici olmuşlardır. EPDK, bazı dağıtım bölgelerindeki perakende satışlarda uygulanacak tarife metodolojisini kabul etmiştir. EPDK, Aralık 2012’de Rusya ile olan sözleşmenin sonlandırılmasını müteakip, 6 milyar metreküplük Rus doğal gazının ithal edilmesi için dört özel sektör şirketine, teslimatlar Ocak 2013’te başlayacak şekilde ithalat lisansı vermiştir. İthal doğal gaz portföyündeki özel sektör payı %25’e ulaşmıştır. Boru Hatları leİ Petrol Taşıma Anonim Şirketinin (BOTAŞ) mevcut ithalat lisanslarının süresi, Haziran 2013’te EPDK tarafından 10 yıl daha uzatılmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı ile ihale kapsamındaki doğal gaz bölgeleri dışında kalan uzak ve izole bölgelerde gerekli yatırımların yapılması konusunda BOTAŞ görevlendirilmiştir. Doğalgaz Piyasası Kanunu’nun gereklerini yerine getirmek üzere kontrat devri programı veya BOTAŞ’ın faaliyetlerinin ayrıştırılması konularında gelişme kaydedilmemiştir.
Yenilenebilir enerji konusunda, Enerji Sektörü Araştırma-Geliştirme Projeleri Destekleme Programına (ENAR) Dair Yönetmelikte yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi de amaçlanarak değişiklik yapılmıştır. Elektrik Piyasası Kanunu, lisans başvuru sürecinin kolaylaştırılması amacıyla, rüzgâr ve güneş enerjisi ölçüm standartlarını revize etmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından lisanssız elektrik üretimi sınırı 0,5 MW’den 1 MW’ye çıkarılmıştır. 2012 yılı sonunda, elektriğin %27,2’si (2011 yılında gerçekleşen %26’yı aşarak) yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmiştir. Haziran 2013’te, EPDK, güneş enerjisi kaynaklarından elektrik üretimi için lisans başvurularını kabul etmeye başlamıştır. Bu konudaki talepler, onay için önerilen 600 MW’ın 15 katını aşmıştır. Uygulamaya yönelik mevzuatın kabul edilmesinin ardından, yenilenebilir enerji tesislerinin izin, belge ve lisans almalarına yönelik kolaylaştırılmış idari prosedürler, yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjinin hızlı bir şekilde devreye sokulmasına katkı sağlayacaktır.
Enerji verimliliğine ilişkin olarak, enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin yetkilendirmeleri devam etmiştir. Enerji Verimliliği Strateji Belgesinde tanımlanan hedeflerin gerçekleştirilmesi için, strateji belgesinin etkili bir şekilde uygulanması amacıyla hâlâ iddialı ve koordineli bir eylem planının oluşturulması gerekmektedir. Yeni kurulan Genel Müdürlüğün kapasitesinin, mümkünse (AB’ye üye birçok ülkede olduğu gibi) açık bir koordinasyon işlevi olan etkili bir kurum oluşturularak, güçlendirilmesi için ilave çabalara ihtiyaç duyulmaktadır. Enerji Verimliliği Kanunu ve ilgili mevzuat, 2012 Enerji Verimliliği Direktifi ile uyumlu değildir.
Nükleer güvenlik ve radyasyondan korunma konularında, Mart 2013’te Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) tarafından, “Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği” ile “Nükleer Tesislerde Serbestleştirme ve Sahanın Düzenleyici Kontrolden Çıkarılmasına İlişkin Yönetmelik” yayımlanmıştır. Türkiye, Karadeniz kıyısında yer alan Sinop’ta ikinci bir nükleer güç santralinin inşa edilmesine ilişkin ihalenin Japon-Fransız konsorsiyumuna verilmesi suretiyle nükleer programına devam etmiştir. Bu tesisin toplam kurulu kapasitesi 4.500 MW olacaktır. “Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı”nın TBMM tarafından kabul edilmesi beklenmektedir. 2005 yılında, Avrupa Topluluğu Acil Radyolojik Bilgilerin Değişimi Anlaşması (ECURIE) hakkında TAEK tarafından imzalanan anlaşma henüz onaylanmamıştır. Mevcut yönetmeliklerin AB müktesebatıyla uyumlu olduğunun doğrulanması gerekmektedir. Çerçeve bir nükleer kanununun kabul edilmesi konusunda ilerleme kaydedilmemiştir.

Sonuç

Enerji konusunda iyi düzeyde ilerleme kaydedilmiştir. Elektrik sektörünün serbestleştirilmesi ve Elektrik Direktifi ile uyum seviyesi ileri düzeydedir. Ancak, işleyen bir rekabetçi piyasa ve doğal gaz sektöründe mevzuat uyumunda ilerleme konusunda hâlâ eksikler bulunmaktadır. Kolaylaştırılmış idari prosedürler aracılığıyla, yenilenebilir enerji sektöründeki ilerlemenin hızlandırılması gerekmektedir. Enerji verimliliği ve nükleer enerji konularında, özellikle ilgili AB Direktifleriyle uyum bakımından ilave çabalara ihtiyaç bulunmaktadır. Genel olarak, Türkiye enerji alanında oldukça ileri bir uyum düzeyindedir.(Enerji Enst.)

30 Ekim 2013 Çarşamba

MÜKEMMEL TÜRKİYE İÇİN 6 SİGMA-İSRAFI ÖNLEYELİM

İsrafı Önleyen, Maliyeti Düşüren, Problem Çözen ve hata azaltan Yönetim Anlayışı
altı sigma felsefesi
altı sigma şirketlerin, karlılıklarını önemli ölçüde iyileştirmelerini sağlayan bir yönetim sistemidir. bu sistemde, fire ve kaynak kullanımı minimize edilirken müşteri memnuniyeti ve sadakatinin arttırlıması için iş süreçlerinin gözden geçirilip, iyileştirilmesi esastır.
altı sigma, şirket içerisinde yapılan herşeyde -üretimden sipariş almaya kadar- daha az hata yapılması yönünde rehberlik yapar. kalite kontrol sistemleri ticari, sanayi ve tasarım hatalarını yakalamaya ve düzeltmeye odaklanırken, altı sigma çok daha geniş manada, hataların ve firelerin bir daha hiç olmaması için süreçlerin iyileştirilmesine yönelik spesifik bir metod sunar. 
altı sigma çalişma şekli 
altı sigma stratejisinde ilk adım, sizi alışılmış düşünme şeklinden çıkartacak sorular sorulması ile atılır. bu sizin olağan gibi kabul edilen konuları gözden geçirmenize ve yeni bir yön edinmenize faydalı olur. altı sigma şirkette kötü alışkanlıkların ve bürokrasinin azaltılmasını sağlar. operasyonun içinde olan ve müşteriye en yakın kişiler, müşteri beklentilerini karşılamak için çok motive bir şekilde çalışırlar. belli ürünlerin şirket içinde yapılış şekilleri ve süratleri gözden geçirilmeye ve analiz edilmeye başlandığında, çalışanlar daha kaliteli ürünleri daha kısa zamanda nasıl yapacaklarını araştırmaya başlarlar.
altı sigma metodunun içerdiği zor sorular bizleri, rakamlar ile ölçülebilir cevaplar vermeye mecbur ettiği için, şirket içersinde kültür değişimi de başlar ve hızlanır. ve altı sigma sayesinde şirketler bir ürün veya hizmet üretimindeki her türlü süreçlerini, rakamlarını ve adımlarını gözden geçirmeye başlarlar. bunun sonucunda da şirketler, performansı yani başarıyı nasıl ölçeceklerine karar verirler, yani girdileri ve çıktıları ölçmeye başlarlar. çünkü ölçülemeyen birşey değişitirilemez.
sonuç olarak altı sigma sistematik bir soru sorma sürecidir; bu süreçte elle tutulur ve ölçülebilir cevaplar aranmakta, bu cevaplar ile de karlı sonuçlara ulaşılmaya çalışılmaktadır. 
altı sigma tanımı 
altı sigma müşteri beklentilerinin karşılanmasında mükemmele yakın bir performans hedefidir. istatiksel tanım olarak altı sigma, bir sürecin performansının milyonda 3.4 hata olasılığını aşmaması demektir. yani milyonda 3.4 'den daha az hata yapılması demektir. 
yönetimsel olarak baktığımızda ise altı sigma, şirketin, daha fazla müşteri memnuniyeti, karlılık ve rekabetçilik yönünde pozisyonlanmasını sağlayan tam bir "kültür değişimi" dir. bu sistemin uygulandığı şirketlerde yaşanan değişimi gözlemlediğimizde kültür değişimi tabirinin hiç de abartma olmadığını görebiliriz. 
altı sigma'nın en temel özellikleri müşteri ihtiyaçlarının çok iyi anlaşılması, verilere dayalı bir karar mekanizması kurulması ve süreçlerin disiplin içinde uygulanması olup, bunların sonucunda da; 
hatalar azalmakta 
çevrim süreleri kısalmakta 
stok seviyeleri düşmekte 
verimliliğin yükselerek, maliyetlerin de azalması sonucunda 
yüksek müşteri tatmini ve artan pazar payı ile birlikte karlılık artışı sağlanmaktadır ( www.israf.org)

23 Ekim 2013 Çarşamba

İSRAFLAR OLMASAYDI TÜRKİYE NELER KAZANABİLİRDİ?

Prof. Aziz Akgül, enerji tüketimindeki yüzde 25 oranındaki tasarruf potansiyelinin, 11.500.000 ton eşdeğer petrole karşılık geldiğini belirtti. Akgül, israflar olmasaydı Türkiye’nin neler kazanabileceği ile ilgili önemli tespitlerde bulundu.
Enerji İsrafı
Enerji tüketimindeki yüzde 25 oranındaki tasarruf potansiyeli, 11.500.000 ton eşdeğer petrole karşılık gelmektedir. Ülkemizin enerji tasarruf potansiyeli % 25 olarak tespit edilmektedir. Tüketiciler açısından konuyu daha dikkate değer kılan ise, bu tasarruf potansiyelinin konutlarda % 35’e varmasıdır. Bir diğer ifadeyle, konutlarda ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin % 35’i israf edilmektedir.
Enerji tasarruf yöntemleri
Akkor flamanlı 100 watt’lık (W) normal bir ampulle bir ailenin aylık tüketimi 100 kilovat saate (kWh) ulaşırken, aynı ışık akışını veren kompakt fluoresan ampul kullanıldığında aylık tüketim 20 kWh’ya kadar düşüyor. Türkiye’de tüketilen toplam elektrik enerjisi içinde aydınlatmanın payının yüzde 25 civarında olduğu düşünüldüğünde, bu, Türkiye genelinde ayda 1 milyar 120 milyon kWh’lık bir tasarruf anlamına geliyor.
Elektrik ocaklarında, kullanılan tencere çapının ocak çapından büyük olması, % 30 oranında enerji tasarrufu sağlar.
Özellikle yemek ısıtmada mikrodalga fırın kullanmak, % 60-65 oranında enerji tasarrufu sağlar.
Ocaklarda tabanı düz tencere ve tava kullanılması, pişirme alanı artışı ile enerji tasarrufu sağlar.
Fırınlarda pişirme işlemini seramik ve cam tencerelerle yapmak tasarruf sağlar.
Tencere ve tavaları uygun kapaklarla iyi kapatarak, % 60 oranında buhar enerjisinden yararlanmak mümkündür
Sebze ve patates haşlamada az su kullanıp, düdüklü tencerelerin tercih edilmesi, % 50-70 oranında tasarruf sağlar.
Pişirme esnasında tencerenin kontrol amacı ile sık sık açılmaması halinde, enerji kaybı en aza iner. Pişme işlemi bitmeden önce ocağın kapatılarak, son birkaç dakika için enerji kullanmadan pişme sürecini devam ettirmek mümkündür. İlk baştaki güçlü pişirme ateşi sonradan kısılarak azaltılmalıdır.
Fırınlar istisnai durumlar dışında önceden ısıtılmamalı, fırın kapağı sık sık açılmamalıdır. Küçük tepsileri büyük fırınlarda pişirmek enerji kaybını arttırır. Fırının pişme süresinden önce kapatılması halinde 5-10 dakikalık tasarruf sağlamak mümkündür.
Yumurtalar, tencerede değil, yumurta pişiricilerde haşlanmalıdır.
Donmuş gıdalar oda sıcaklığında çözdürülmelidir.
Mikrodalga fırının iç yüzeyi temiz tutulmalıdır.
Pişirilecek malzemeler hazır tutulmalı, tenceredeki su kaynadığında ocak kısılmalıdır. Çok büyük kaplarlardaki pişirme işlemi gazlı ocaklarla, az miktar ve küçük kaplardaki pişirme işlemi de elektrikli ocaklarla yapılmalıdır.
Elektrikli fırınlarda turbo sistemliler tercih edilmelidir.
Mümkün olabildiğince israfa sebebiyet vermeden, az miktarda yemek pişirmemek gereklidir. Yemek ısıtmak, yeni yemek pişirmekten az enerji harcar.
Aşırı pişirme ve kömürleşmeyi önlemek için, fırınlarda saat (timer) ve termometre kullanılmalıdır.
Mutfağın gün ışığıyla aydınlanması, %15 oranında tasarruf demektir.
Bulaşık ve çamaşır makineleri tam dolu olarak çalıştırılmalıdır.
Yazın aydınlanmada ısı yayma özelliği az olan flüoresan lambalar kullanılmalıdır.
Klimaların bakım ve temizliğine dikkat edilmesi, 10 yaşından sonra bu cihazın değiştirilmesi % 40 oranında tasarruf sağlar.
Gece/gündüz kullanılmayan alanlar soğutulmamalıdır.
Buzdolabı, ısı yayan aletlerden ve ısı kaynaklarından uzak tutulmalıdır. Buzdolabının duvara uzaklığı 10 cm. den az olmamalıdır. Buzdolabının kapı contası ve izolâsyonunun sağlam olmasını sağlanmalıdır. Buzdolabının arkasındaki tel paneli (radyatör) sık sık temizlenmelidir. Buzdolabının kapısı açık tutulmamalı, içindekilerin düzenli olarak yerleştirilmesiyle kullanımı kolaylaştırılmalı, buzları düzenli olarak eritilmelidir.   Buzdolabı soğuk ve havalandırılabilen alanlarda bulundurulmalıdır. Buzdolabının soğutma sıcaklığı için -7°C, derin dondurucu için -18°C tercih edilmelidir. Uzun süreli konuttan ayrılmalarda en düşük soğutma seviyesi tercih edilmelidir. Buzdolabının içine konulan tüm gıda maddeleri kapalı kaplarda bulundurulmalıdır.
Banyo ve tuvaletlerin gün ışığı ile aydınlatılması tercih edilmelidir.
Merdiven otomatiklerinde sensörlu sistemler kullanılmalıdır.
Elektrikli araçlar stand-by konumunda bırakılmamalıdır.
Televizyon ve radyolar sürekli açık tutulmamalı, seyredilecek programlar dışında kapatılarak, hem zaman hem de enerji israfı engellenmelidir.
Terk edilen mahallin lambası, kısa bir süre sonra dönülecek olsa dahi kapatılmalıdır.
Aydınlanmada yüksek watt’lı ampüller yerine, tasarruflu ampüller tercih edilmelidir.
Ütülenecek giyecekler enerji israfını önlemek için biriktirilerek ütülenmelidir.
Az miktar suyun ısıtılması için su ısıtıcılar tercih edilmelidir.
Aydınlatmada Enerji Tasarrufu
Bir akkor lamba, kompakt fluoresan lamba ile değiştirildiğinde yüzde 80 kadar aydınlatma maliyeti azalır. Eğer kullanıcının bütçesi bir defada bir çok fluoresan lamba almaya elvermezse, geride kalanları değiştirmek için, aylık olarak sıraya konarak tamamlanması mümkündür. Odadan ayrılırken lambalar kapatılmalıdır. Aile bireylerinin odadan ayrılırken, lambaları kapatmalarını hatırlatacak notlar konması faydalı olacaktır.
Gün ışığından mümkün olduğunca faydalanılmalıdır. Odalar, doğal aydınlık avantajını daha iyi kullanacak şekilde düzenlenmelidir. Pencere yakınına bir masa ve sandalye yerleştirerek, elektrik faturalarında gerçek bir azalma sağlanabilir. Dış kapı ışıldakları halojen lambalarla değiştirilebilir. 50-90 watt’lık bir halojen lamba, iki kat fazla watt’lı standart bir reflektör lamba yerine takılırsa yine aynı aydınlatma elde edilir. Lambaların ve armatürlerin periyodik olarak bakımları yapılmalıdır. İyi yapılmayan bakım sonucunda lamba üzerinde biriken tozlar faydalı ışık miktarını azaltır. Duvarlar ve tavanlar açık renkli boya ile boyanmalı, dekorasyon eşyaları mümkün olduğunca açık renkli seçilmelidir. Lamba ışık çıktısı verimli olarak kullanılmalıdır. Daha fazla ışığa ihtiyaç duyulan bölümlerde çok sayıda düşük güçlü lamba yerine daha yüksek güçlü tek bir lamba kullanmak daha verimli bir aydınlatma sağlar. Dekoratif lambalar ışığı sizin istemediğiniz yönlere gönderir. Açık renk, şeffaf gölgelikli abajurlar ışığı daha iyi geçirirler. Zamanlayıcılar, fotoseller, ya da yaklaşım sensörleri vasıtasıyla aydınlatmanın kontrol edilmesi de enerji tasarrufu sağlar.
Elektrik ev aletlerinde enerji tasarrufu yöntemleri
Buzdolabı: Buzdolaplarının verimli kullanılmasında öncelikle düzenli olarak bakım yaptırmak gerekiyor. Ayrıca, buzdolabının etrafının toz ve hava sirkülasyonunu etkileyici diğer maddelerden ve ısı kaynaklarından uzak tutulması gerekiyor.
Klimalar: İhtiyaçtan çok büyük bir klima enerji kaybına sebep oluyor. Evin güneş alan kısımlarının ağaçlarla gölgelenmesi, cam filmleri, pencere ve duvar tenteleri pasif soğutma yöntemlerinin uygulanması da klimanın soğutma yükünü azaltıyor, dolayısıyla daha az enerji kaybına sebep oluyor.
Ocak ve Fırınlar: Eğer evde birkaç tane fırın varsa daima küçük olanı tercih edilmesi gerekiyor. Çok gerekli değilse ön ısıtma yapılmaması, yapılsa bile bu süre 10 dakikayı geçmemesi gerekiyor. Mikrodalga fırınlarda pişirme 2-10 dakika, ısıtma ise 10-30 saniyede gerçekleşiyor, bu nedenle geleneksel fırınlara göre yüzde 66 daha az elektrik harcıyorlar.
Çamaşır Makineleri: Yüksek sıcaklıkta yıkamak yerine ılık suyla yıkamak, durulamanın ise soğuk su ile yapılması gerekiyor. Ayrıca, yıkama programları tam kapasite çalıştırılmalıdır. Eğer mümkünse çamaşırlar dışarıda güneş ve rüzgardan yararlanarak kurutulmalıdır. Bu arada, önden yüklemeli makinalar, üstten yüklemeli makinalara göre daha az enerji tüketiyorlar.
Bulaşık Makineleri: Bulaşık makinası yerleştirilirken çevresinde en az 5 cm boşluk bırakılarak, ısınmadan dolayı oluşan sıcak havanın kolayca dağılması sağlanmalıdır. Yaz aylarında ısı ve nemi azaltmak için sabah ve akşam saatlerinde yıkama yapılmalıdır. Bulaşıkları ön durulamaya tabi tutmak gereksizdir, gerektiği durumlarda sıcak su yerine soğuk su kullanılmalıdır. Bulaşıkların sanitasyonu için yüksek sıcaklıkta yıkama arzu edilmedikçe 55 derece su sıcaklığı yeterlidir. Tam kapasite dolmadıkça makine çalıştırılmamalıdır.
Elektrikli Süpürge: Elektrikli süpürgenin torbası sık sık boşaltılmalıdır. Bu işlem, süpürgenin emme gücünü yükselteceğinden daha verimli ve daha çabuk temizlemeyi sağlıyor. Ayrıca yılda en az bir kez motor bölümü açılıp, buradaki toz ve pamukçukların temizlenmesi gerekiyor.
Diğer Ev Araçlarında Elektrik Tasarrufu
Küçük ekranlı televizyonlar büyük ekranlara göre daha az elektrik enerjisi tüketiyorlar. Ses düzeyinin düşük tutulması da elektrik enerjisi tüketimi azaltıyor. Saç kurutma işlemi mümkün olduğu kadar havlu ile makina kullanmadan yapılması gerekiyor. Ortalama olarak, bir saç kurutma makinasının 10 dakika çalışması 60 watt’lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer bir enerji tüketiyor. Bu arada, akıllı sayaçlar ile puant tarifesinden yararlanarak, elektrik tüketiminin indirimli ücret tarifesi uygulanan zaman dilimlerine kaydırılmasıyla, aynı miktarda tüketilen elektrik için daha az ücret ödeniyor.
Doğalgazda Tasarruf Yöntemleri
Doğalgazlı ve gazlı ocaklarda verimi yüksek olanlar tercih edilmelidir. Camlarda ısıcam (çift cam) sistemi kullanılmalıdır. Böylelikle, kışın ısı kaybında % 40-50, yazın ısı izolasyonunda ise %15 oranında tasarruf sağlamak mümkündür. Kuru havada soğuk daha çok hissedilir. Bu nedenle, kışın odalar nemlendirilmelidir. Geceleri ve konuttan uzun süreli ayrılmalarda sıcaklık ayarı düşürülmelidir.
Radyatörlerin üzeri, önü estetik sebeplerle kapatılmamalıdır. Radyatör arkasındaki duvara folyolu levhalar konulmalıdır. Böylece, %15 oranında yakıt tasarrufu sağlamak mümkündür. Pencere ve kapı izolâsyonu, %15 oranında tasarruf demektir. Kalın ve pencereyi tamamen kapatan perdeler kullanılmalıdır.
Kışın oda havalandırması, tam açık pencerelerle kısa süre için yapılmalıdır. Gece/gündüz kullanılmayan alanlar ısıtılmamalı, kapılar kapalı tutulmalıdır. Zaman ayarlı termostat kullanılmalıdır. Termostatlar kapı, pencere ve ısı veren aletlerin uzağına monte edilmelidir. Konuttan bir günden fazla ayrılınması halinde termostat kapatılmalıdır. Termostat 19-20 °C ye ayarlanmalıdır. Bunun üzerindeki her 1 °C, % 6 daha fazla doğalgaz tüketimidir.
Binanın çatı, duvar ve pencere izolasyonunun tam olması halinde; çatı yalıtımında % 20, dış duvar yalıtımında % 15, pencere kapı yalıtımında % 15, sızdırmazlık önlemleriyle % 10 oranında enerji tasarrufu sağlanır. Bu türden ısı yalıtımı inşaat maliyetini en fazla %3 arttırırken, yıllık yakıt tüketimi ise %50 azalmaktadır.
Doğalgaz sobasının filtreleri ayda bir kez temizlenmeli ya da değiştirilmelidir. Mümkünse evin etrafını yeşillendirilmelidir. Kullanılmayan baca delikleri kapatılmalıdır.
Doğalgazlı ısınma aracı alımında verimi yüksek olanları tercih edilmelidir. Bacalı doğalgaz cihazları dolap içerisine yerleştirilmemelidir. Bu durum cihazın ortamdan hava almasını engeller ve verimini düşürür. Doğalgaz tesisatları korunmalı ve kontrol edilmelidir. Kaçaklara karşı dikkatli olunmalıdır. Apartman kapıları kapalı tutulmalıdır. Doğalgazın yabancı kaynaklı, yabancı para birimi ile satın alınan ve ana vanası yabancıların elinde olan bir enerji kaynağı olduğunu unutulmamalıdır.
Kâğıt İsrafı
Kâğıt israfının yaygın olduğu alanlar şu şekilde belirlenmektedir:
Tek yönlü çekilen fotokopiler, tek yönlü alınan yazıcı çıktıları, bozuk yazıcılardan kaynaklanan israflar, gereksiz ve ihtiyaç fazlası bastırılan not kâğıtları ve promosyona yönelik üretilen not kâğıtları, gereksiz yere basılan, kullanılan duvara asılan kâğıt tablolar…
Kâğıdın arşivlemede kullanılması (Resmi daireler, hastaneler, okullar, şirketler), promosyon ve reklâm amacıyla ihtiyaçtan fazla basılan broşür, takvim, ajanda ve afiş, gereksiz defter kullanılması, defterlerin tamamen kullanılmaması, gereksiz basılan dergi, gazete eki, bülten, magazin ve tanıtım dergileri, marketlerin fiyat dergileri, “daha çok sayfa daha ucuza basılır” mantığıyla basılan çok sayfalı kitaplar…
Kâğıt kullanımında geri dönüşüm çok önemlidir. Bu konu, devlet politikası olarak kabul edilmeli ve kişisel kâğıt kullanımından kurumlara kadar her alandaki kâğıt kullanımında geri dönüşüm sağlanmalıdır.  Bir ton kullanılmış gazete kâğıdı geri kazanıldığında 8 çam ağacının kesilmesini önleyebilir. Bir büro elemanı, yılda ortalama 81 kg kâğıdı çöpe atmaktadır.
İsraflar Olmasaydı Türkiye Neler Kazanabilirdi?
İsraf gereksiz, amaçsız ve yararsız yere yapılan faaliyetler olarak tanımlanmaktadır ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı olarak, israfın alanlarını da 4 kategoride değerlendiriyoruz.  Bunlar;
Altın israf alanları: En çok israfın olduğu alanlar. Gümüş israf alanları: Birinci sınıfa nazaran nispeten daha az israf alanı olanlar. Bronz israf alanları ve Düz alanlar olarak tanımlanabilir.
Altın israf alanları; Türkiye’deki en büyük israf alanı temsil eder.  Türkiye’de altın israf alanına örnek olarak iç borç faizi verilebilir. Buna  anapara dahil değildir. Sadece iç borç faizi, 2003 yılında  52.6 Milyar YTL’den 2007 yılı sonunda 41 Milyar 540 milyon YTL’ye inmiş olmasına rağmen, hala Türkiye’nin en büyük israf alanlarındandır.
En büyük israf alanlarından 41 Milyar 540 milyon YTL iç borç faiz ödemesi yapılmayıp, tasarruf elde edilmiş olsaydı, sözkonusu meblağla;
Her biri 60 bin YTL değerinde 692 bin konut yapılabilir ve konut sorunu tamamen çözümlenme  yoluna gidilebilirdi.
Her birisi 300 yataklı ve tanesi 19 milyon YTL değerinde 2.186 hastane, ülkemizdeki sağlık sistemi tamamen rahatlatılmış olurdu.
Her birisi 1 milyon 250 bin YTL değerinde 16 derslikli yaklaşık 33 bin ilköğretim okulu yapılarak, eğitimde fiziki kapasite artırılarak, her dershane 30 öğrencinin okutulması hedefi yerine getirilmeye başlanmış olabilirdi.
Kilometresi 1 milyon 500 bin YTL olan yaklaşık 28 bin km otoyol yapılarak ülke kalkınması için gerekli ulaşım altyapısı tamamlanırdı.
İstanbul için hayal edilen ve yaklaşık 2.6 milyar dolar krediye ihtiyaç duyulan İstanbul tüp geçit projesinden 6 tanesi tamamlanırdı.
Her bir ihracatçı veya KOBİ’ye 150 bin YTL kredi verilmiş olsaydı, 276.000 işletmeye kredi verilebilirdi.
Yoksulların işadamı olması çerçevesinde, her bir dar gelirliye 3 bin YTL mikrokredi verilmesi durumunda, halen Türkiye’de yoksulluk sınırı altındaki 13 milyon 847 bin yoksul vatandaşın ülke ekonomisine katkıları sağlanıp, gelir dağılımındaki adaletsizlik önlenerek, refah seviyesi geliştirilebilirdi.
Dolayısıyla, altın israf alanı olarak Türkiye’nin en önemli israf alanı, iç borç faizi olarak görülmektedir.
İkincisi ve gümüş israf alanı olarak sosyal güvenlik sistemine bütçeden; primlere ilave olarak aktarılan kaynağı gösterebiliriz. 2003 yılında, yaklaşık 15.5 milyar YTL olarak aktarıldı. 2007 yılında ise 33 milyar 60 milyon YTL aktarıldı.
Sosyal güvenlik sistemi, esas itibariyle, prim esasına dayanan bir sistemdir. Kendi kendini finanse etmesi gerekirken, bu yeterli olmuyor. Çünkü, 1990’ların başında, yanlış uygulanan politikalar sonucunda, sistemde büyük bir açık meydana geldi. Dolayısıyla, yatırımlara, eğitim ve sağlığa ayrılması gereken kaynakların bir kısmının sosyal güvenlik sistemine aktarılması mecburiyeti hasıl oldu.
Üçüncü israf alanı olarak belirlediğimiz üçüncü büyüklük de bronz israf alanları. Kamu kesimindeki her türlü israf alanı bu çerçevede değerlendirilebilir.
Dördüncüsü ise düz alanlar. Bunlar da, evimizde, işyerimizde yaptığı israflar olarak ifade edilebilir. Enerji israfıyla ilgili, konutlarda ısıtma ve aydınlatmada kullanılan enerjinin yüzde 35’ini israf ediyoruz. Bir başka ifadeyle, enerji için harcadığımız her 100 YTL’nin 35 YTL’si israftır. Hergün 3 milyon 750 bin nüfusu olan İzmir ili nüfusu kadar ekmek israf ediliyor.
Bireysel olarak yapılan israflar içerisinde su israfına baktığımızda, damlaya damlaya akan bir musluk, yılda 6 metreküplük su kaybına sebep olmaktadır. Bunun her konuta maliyeti 12 milyon lira civarındadır. Türkiye’de 18 milyon konuttan sadece yüzde 10’unda böyle bir durum olduğunda, oluşan israf yaklaşık 20 milyar YTL’dir
Diş fırçalarken, el yıkarken ve tıraş olurken yaklaşık 2 dakika için açık bırakılan bir musluk günde 20 litre su tüketiyor, 5 kişilik bir ailede bu rakam 100 litreye ulaşıyor. Bu da aylık yaklaşık 6 milyon liraya tekabül ediyor. Bunu, nüfusumuzun yüzde 20’nin yaptığını tahmin ettiğimizde, ülkemizin toplam kaynak kaybı yaklaşık 84 milyar YTL olmuş oluyor.
Kamu Yönetiminde İsrafı Önlemenin Altın Prensipleri Nelerdir?
Gereksiz, amaçsız ve yararsız harcamaları ve faaliyetleri yapmayın ve asla kamuda tasarruf genelgesi yayınlamayın. Her birim veya kamu faaliyeti için “niçin” sorusunu sorun ve eğer bu iş veya işlem gereksiz ise, finanse etmeyin. Yardıma ihtiyacı olmayanlara çeşitli kanallardan yardım yapmayı durdurun. Şeffaflığı ve vergi adaletini sağlayın.
Olumlu kişilik yapısının kamu kesiminde hâkim kılınmasını sağlayın. Sorumsuzluğu teşvik etmeyin. Gelecek nesillere adil olmayan ve gereksiz borç yükü bırakmayın. Elektronik ortamı etkin olarak kullanarak ve piyasa şartları dâhilinde sistemin rekabetçi ve adil bir şekilde çalışmasını sağlayın. Kamu kesiminin gereksiz müdahalesini durdurun.
Herkes “önce toplumsal menfaatler” mantığıyla üzerine düşeni yapmalıdır. Performansa dayalı açık, şeffaf ve adil bir personel yönetim anlayışı hâkim kılınmalıdır. Herkese açık ve adil değerlendirmenin sonunda katma değer oluşturabilecek projeleri finanse edin. Sıfır hatayı esas alan altı yönetim yaklaşımı ile 80/20 prensibini uygulamaya koyun. Hizmet standartlarını uygulamaya koyarak, verimliliği ve etkinliği esas alın. Kamu yönetimindeki süreçlerin etkinsizliğinden veya örtüşmesinden kaynaklanan zaman ve para harcamalarını yapmayın. Gereksiz veya çağın gerisinde kalmış uygulamalara ilişicin kamu faaliyetleri ve süreçlerini ortadan kaldırın.
İsrafa Çözüm Önerisi
Gereksiz, amaçsız ve yararsız yere asla iş ve işlem ile harcama yapılmamalıdır. Bu maksatla; 80/20 Prensibi Uygulanmalıdır. Bir milyon işlemden en fazla 3 hataya izin veren Altı Sigma Yönetim Yaklaşımı Uygulanmalıdır. 80/20 Prensibi; sebepler ile sonuçlar, girdiler ile çıktılar ve gayretler ile başarılar arasında bir dengesizlik olduğunu ifade eder. 80/20 Prensibi; sebeplerin, girdilerin veya gayretlerin çok azıyla, sonuçların, çıktıların veya başarıların çoğunluğunun elde edilmesini ifade eder.
Tipik bir uygulamada; çıktıların %80’i girdilerin %20’sinden, sonuçların %80’i sebeplerin %20’sinden veya başarıların %80’i gayretlerin %20’sinden kaynaklanır. altı sigma; her ürün, hizmet, süreç ve işlemden hataların yanlışların ve kusurların tamamına yakınının elenmesini hedefleyen ve 1 milyon işlemde en fazla 3 hatayı öngören bir israfı önleme ve yönetim yaklaşımıdır.
Maliyetleri azaltır. Verimliliği iyileştirir. Vatandaş / müşteri sadakatini artırır.  Çevrim süresini azaltır.  Hataları azaltır. İsrafa yönelik kurum kültürünü değiştirir. Ürün / hizmetleri iyileştirir.

20 Eylül 2013 Cuma

Hiçbir ev aletini fişte bırakmayın!

Elektronik teknolojilerindeki gelişmeler, toplumun tüketim ihtiyaçlarını önemli ölçüde etkiliyor. Buna bağlı olarak daha fazla insanın evinde çalışmaya başlaması ile ortalama bir ev için güç gerektiren cihazların sayısında önemli ölçüde artış görüyoruz. Günümüz evlerinde mutlaka bir bilgisayar, yazıcı, fax, video ve CD göstericiler bulunuyor. Bilgisayarsa bu cihazlar içinde en hızlı elektrik yükü oluşturan cihaz.
İzlemiyorsanız TV’ yi kapatın
TV’ler, Video’lar, CD göstericiler, kablosuz telefonlar, soygun alarmları, mikro dalga fırınlar, çalışmadıkları zaman da, stand-by modunda enerji tüketmeye devam eder. Bu enerji saat göstergesi, hafıza yongası ve uzaktan kumanda fonksiyonu için harcanır. Bu tip enerji tüketimine leakage (sızıntı) adı verilir ve aletin kendi enerjisinin yaklaşık yüzde 5′i kadardır.
Stand-by modunda, enerji sızıntılarının azaltılması amaçlı dünyada çok sıkı çalışma yapılıyor. Örneğin, Energy Star etiketli yeni teknoloji TV ve videolar kayıp enerjiyi yüzde 75′e kadar azaltabiliyor.
Energy Star etiketli PC, fax, yazıcı ve tarayıcı gibi evde kullanılan ofis cihazları ise, kullanılmadıkları zaman otomatik olarak uyuma moduna geçer buna bağlı olarak güç azaldığı için enerji tasarrufu sağlanır ve cihaz ömrü uzar.
Radyolar 100 saat kullanıldığında, renkli televizyonlar ise 5-7 saat kullanıldığında 1kWh elektrik enerjisi tüketirler. Küçük ekranlı televizyonlar büyük ekranlılara göre daha az elektrik enerjisi tüketir. Unutmayın TV’de ses düzeyinin düşük tutulması da elektrik enerjisi tüketimini azaltır.
Ütü
Çamaşırların nemli olarak ütülenmesi, buharlı ve termostatlı ütülerin tercih edilmesi önemli faktörler. Ütüleme işini, ütüyü tekrar ısıtmak gerekmeyecek şekilde bir defada yapmaya çalışın.
Saç Kurutma Makinası
Saç kurutma işlemi mümkün olduğu kadar havlu ile makina kullanmadan yapılmalı. Kurutma makinasının 10 dakika çalışması 60 Watt’lık bir lambanın 3 saat yanmasına eşdeğer bir elektrik tüketir.

4 Eylül 2013 Çarşamba

Doğalgaz faturasını kabartan 7 neden

Doğalgaz faturalarını şikayet eden tüketicilerin şikayetlerinden www.sikayetvar.com’un hazırladığı analize göre; faturaları kabartan nedenlerin başında usulsüz kullanım ücreti, tesisat kontrol ve güvence bedeli, endeks okuma hataları, arızalı sayaçlar ve iki kere tahsil edilen faturalar geliyor. İşte nedenler ve doğalgaz tüketicilerinin şikayetleri:

1-Usulsüz Kullanım Ücretine Dikkat: Resmi olmayan bir şekilde doğalgaz kullanılırsa, onay olmadan doğalgaz sayacı ya da tesisatı değiştirilirse, sözleşmede kullanıcının adı olmadığı halde doğalgaz kullanırsa ve kapatılan sayacı kullanıcı açarsa ceza uygulanıyor. “3ay önce yerleşmiş olduğum daireme 2 ay fatura gelmeyince, geçen ay doğalgaz dağıtım firmasına giderek durumu anlattım. Sayacın müteahhit firma üzerine kayıtlı olduğunu ve üzerime almam gerektiğini söylediler. Ben de gerekenleri yaptım. Fakat bu ay ilk defa gelendoğalgaz faturamda, 70 TL güvence bedelinden hariç, 63 TL ‘usulsüz kullanım bedeli’ diye bir ücretin faturalandırıldığını gördüm. Doğalgazı usulsüz kullanmak gibi bir şey yapmadım. Mağduriyetimin giderilmesini arz ediyorum.”

2- Tesisat Kontrol Bedeli Faturaları Kabarttı: 21 TL’den başlayan bu bedel tüketicilerin gözünden kaçmadı. Birçok tüketici hem bu ücreti hem de bu bedele uygulanan KDV’yi şikayet etti. “Evime doğalgaz sözleşmesi yaptırdım. Doğalgaz kullanım sözleşmesinde belirtilmeyen ve daha sonra faturama yansıyan 21 TL + KDV tutarındaki ‘Tesisat Kontrol Bedeli 'nin neden yansıtıldığını yetkililere sormak istiyorum. Az önce müşteri temsilcisine bu tutarın neden yansıtıldığını sorduğumda bu tutar sözleşmede belirtilmiştir cevabını alıyorum.”

3- Faturada Endeks Hatasına Dikkat Edin: Kullanmadığınız gazın parasını ödüyor olabilirsiniz. Doğalgaza abone olacaklar evde sizden önce doğalgaz tüketimi varsa endeksleri kontrol edin. “Bir önceki abonenin endeksi yeni aboneden tekrar tahsil ediliyor. Doğalgazın açılması için sözleşme imzaladım. Gaz açma sözleşmesinde endeks 1501 m3. Benden önce kullanıp da gazi kapattıran abonenin son endeks 1501 m3 iken dun sayaç okumaya gelen görevli ilk endeksi 1206 girerek ya da sistemden görerek bana 12 günlük sadece mutfakta kullanılan gaz için 295, 60 m3 kullanım ve 267, 10 TL fatura düzenlemiş. Firma kullanmadığım, benden önceki abonenin kullanıp da ödemesini yaparak kapattırdığı gazın ücretini bir de benden mi tahsil edecekti?”

4- “Abone Bedeli” Ne Ek Olarak“Güvence Bedeli: Abonelik sırasında alınan abone bağlantı bedeline bir başka ücret daha tahsil ediyor ki bu tüketicinin belini büküyor. “Doğalgaz aboneliğine giderken ‘Abone Bedeli’ni ödeyeceğimizi biliyorduk ama sözleşme esnasında bir de ‘Güvence Bedeli’nin tahsil edileceğini bilmiyorduk. 300-400 TL arasında değişen ücret EPDK tarafından her yıl yenileniyormuş. Abonelik bedeli, bir defaya mahsus olmak ve geri iade edilmemek üzere kdv dahil ; güvence bedeli ise sözleşme feshi halinde ilgili mevzuat çerçevesinde geri verilmek üzere kdv hariç tahsil ediliyor. Güvence bedeli abonelik sözleşmesi imzalanırken dayatılıyor. Ödemezseniz abone olamıyorsunuz.”

5- Faturalar Yanlış Okunan Sayaçlar Üzerinden Hesaplanıyor!: Doğalgaz faturanız birden bire normalin çok üzerinde gelmeye başladı ise bir hata var demektir. Abonelerin doğalgaz sayacı hatalı ve eksik okunduğu için abonelere büyük meblağlarda borç çıkartılıyor. “Doğalgaz faturam 593 TL gelince gözlerime inanamadım. Sayacı kontrol ettim ilk endeks (4040) son endeks (4561) olarak okunmuş şu anki endeks ise (4161) bu sayacı yanlış okuyan personelden şikayetçiyim.”

6-Sayacınızı Kontrol Ettirin Arızalı Olabilir!: Arızalı sayaçlar faturaların yüksek gelmesine neden oluyor. Hatta sayacınız kapalı iken bile size fatura yazılıyor olabilir. “Doğalgazı sadece duş için kullanıyorum. Kombim arıza yapınca yeni kombi taktırdım. Normalde 15-20 TL gelen faturam yeni kombi taktırdıktan sonra 40-60 TL gelmeye başladı. Akabinde kombimi takan firmayı aradım gelip kontrol ettiler. Hem mutfak hem de kombi vanasını kapatarak kontrol ettiler ve vanalar kapalı iken saatin kendi kendine çalıştığı ortaya çıktı. Sayacı ana vanasından da kapatınca sayaç çalışmayı durdurdu.”

7- İki Kere Kesilen Faturalara Dikkat!: Fatura ödemeleri için otomatik ödeme talimatı verenler hesabınızdan tahsil edilen ücreti kontrol edin. “Aralık'ta doğalgaz ödemesi için otomatik ödeme talimatı verdim. Aralık fatura bedelim olan 112.82 TL'yi iki kere bankamdan tahsil edilmiş. Bana fazladan kesilen tutarın gelecek ay faturamdan kesileceği belirtildi. Ben de böyle bir şeyi istemediğimi, fazladan alınan tutarın geri ödenmesini istedim. Kafalarına göre banka hesabımdan fazla tahsilat yapabiliyorlarsa bankama nasıl geri ödeme yapamıyorlar anlamıyorum.”

3 Eylül 2013 Salı

Kurdaki yükselişle Türkiye’nin doğalgaz faturası, 5 milyar lira arttı

doğalgaz ithalatı 9823
Doğalgazın tamamını ithal eden Türkiye, hem fiyat hem kur artışıyla çifte kıskaca girdi. Sadece kurdaki yükselişle Türkiye’nin doğalgaz faturası, bir anda 5 milyar lira arttı.
Vatan’ın haberine göre; uluslararası gelişmeler nedeniyle kurlardaki artışı bir türlü kontrol edemeyen Türkiye, doğalgazda tam bağımlılık nedeniyle çifte kıskaç yaşıyor. Doğalgazın tamamını ithal eden Türkiye, hem fiyat hem kur artışıyla çifte kıskaca girdi. Sadece kurdaki yükselişle Türkiye’nin doğalgaz faturası, bir anda 5 milyar lira arttı. Üstelik bu hesaba spot piyasadan alınan LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) dahil değil. Türkiye 45 milyar metreküp doğalgaz ithal ediyor.

Tüketim 47,6 milyar m3

EPDK’nın 2013 yılı doğalgaz tüketim projeksiyonu ise 47.6 milyar metreküp düzeyinde. Kontratlar kapsamında ticari sır niteliği taşıdığından resmi olarak açıklanmasa da Türkiye, Rusya’dan bin metreküp başına ortalama 430 dolar, İran’dan 510 dolar, Azerbaycandan ise 350 dolara doğalgaz alıyor. Tüketimin kalan kısmı için ise spot piyasadan LNG ithal etmek zorunda kalıyor. LNG fiyatı ise dönemine göre çok yüksek seviyelere çıkabiliyor.
Türkiye ithal ettiği doğalgazın bedelini dolar fiyatıyla ödüyor. Her ay ithal edilen gazın bedeli bir sonraki ayın ilk haftasında fatura ediliyor. Ödeme de faturayı aldığı ayın sonunda yapılıyor. Bu süre içinde tüketilen doğalgazın dolar karşılığı bedeli de, dolar kuru bir anda 2 lira düzeylerini de aştığı için, bir anda yükseliyor.
EPDK’nın 2013 yılı tüketim projeksiyonuna göre 47.6 milyar metreküplük doğalgaz için sadece kur farkından 2013’teki ilave maliyet 4.1 milyar lira olacak, LNG de dahil edildiğinde, doğalgaz ithalatındaki ilave maliyet 5 milyar lirayı aşacak.

İthalat fiyatı artacak

Öte yandan Rusya, İran ve Azerbaycan’dan doğalgaz alımı için Türkiye her bir ülkeyle kontrat yapmış durumda. Her bir kontratta, doğalgazın fiyatı belirli formüllerle hesaplanıyor. Bu formüllerde temel değişkenlerden birini petrol fiyatları oluşturuyor. Buna göre petrol fiyatındaki artışlara göre doğalgaz fiyatı da söz konusu formülün gerektirdiği şekilde artıyor. Bu geriye dönük olarak hesaplanıp ödeniyor. Bu kapsamda artan kurlardan kaynaklanan ilave maliyete ek olarak, fiyat formülü nedeniyle doğalgazın ithalat fiyatı da artacak. Bu Türkiye için ikinci bir ilave maliyet anlamını taşıyor.
Türkiye 2012 yılında 46.5 milyar metreküp doğalgaz tüketti. Bu tüketimin yüzde 58’i Rusya’dan, yüzde 19’u İran’dan, yüzde 9’u da Azerbaycan’dan sağlandı. Ayrıca tankerlerle sıvı halinde Cezayir’den 4.1 milyar metreküp, Nijerya’dan 1.2 milyar metreküp, spot piyasadan 1 milyar metreküp olmak üzere toplam 6.3 milyar metreküp doğalgaz ise LNG olarak ithal edildi. LNG fiyatının, doğalgaz fiyatının oldukça üstünde olduğu biliniyor.Enerji Enst.

27 Ağustos 2013 Salı

Türkiye’nin enerji politikası

2023'TE PETROL VE DOGALGAZ İTHAL ETMEYEN TÜRKİYE HEDEFLİYORUZ
2023'te petrol ve dogalgaz ithal etmeyen Türkiye hedefliyoruz" Türkiye Cumhuriyetinin kurulusunun 100'iincü yılı olan 2023'te temel hedeflerinin petrol ve dogalgaz ithal etmeyen bir Türkiye olduğunu söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Enerjide sadece yeni yatırımlarla yetinmiyor
2023'te petrol ve dogalgaz ithal etmeyen Türkiye hedefliyoruz" Türkiye Cumhuriyetinin kurulusunun 100'iincü yılı olan 2023'te temel hedeflerinin petrol ve dogalgaz ithal etmeyen bir Türkiye olduğunu söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Enerjide sadece yeni yatırımlarla yetinmiyor. Türkiye'yi bir enerji koridoru, bir enerji terminali yapmak için de çatışmalarımızı sürdürüyoruz' dedi.
"2023'te petrol ve doğalgaz ithal etmeyen Türkiye hedefliyoruz  Enerji sektöründe dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla özellikle son dokuz yılda çok büyük yatırımlar yapıldığını hatırlatan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bu yatırımların tutarının 25 milyar doları aştığını söyledi. Yıldız, Türkiye Cumhuriyetimin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2023'te temel hedeflerinin petrol ve doğalgaz ithal etmeyen bir Türkiye olduğunu açıkladı ANKARA Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2023'te temel hedeflerinin petrol ve doğalgaz ithal etmeyen bir Türkiye olduğunu söyledi. Yıldız, sadece yapılan yatırımlarla yetinmediklerini, Türkiye'yi bir enerji koridoru haline getirmeyi planladıklarını kaydetti. 2023 yılında sadece madencilik ihracatını 20 milyar dolara çıkarmak için çalışmalar yapıldığını belirten Taner Yıldız, bu süreçte l O bin MW kurulu güçte iki nükleer santralin üretime geçmesinin yanı sıra bir santralin de inşaatına başlamayı hedefleri arasına aldıklarına vurgu yaptı.
 Enerji sektöründe dışa bağımlılığın azaltılması amacıyla özellikle son dokuz yılda çok büyük yatırımlar yapıldığını hatırlatan Taner Yıldız, bu yatırımlarının tutarının 25 milyar dolan astığını söyledi. Enerjiye yapılan yatırımlarla günümüzde elektrik santrallerinin toplam kurulu gücünün yaklaşık olarak 51 bin megavata çıkarıldığını ifade eden Yıldız, bu kapsamda hidroelektrik santrallerin kurulu gücünün de 12 bin 200 megavattan 16 bin 883 megavata ulaştığını kaydetti. Rüzgar enerjisinde kurulu gücün bin 563 MW düzeyine geldiğini belirten Taner Yıldız, "Aynı şekilde jeotermal kaynaklardan elde ettiğimiz enerji de 100 megavatı buldu" dedi. Enerjiye yapılan 25 milyar dolarlık yatırımın, 4 milyar 600 milyon dolarlık kısmının petrol ve doğalgaz aramaları için kullanıldığını ifade eden Yıldız, "Petrol ve doğalgaz aramaları için dokuz yılda 4.6 milyar dolar kaynak kullandık. Kömür rezervlerimizi 5 milyar tonluk artışla 13 milyar tona çıkardık. 2002 yılında elektriği ithal eden bir ülke olarak devraldığımız Türkiye'yi, talepteki yüzde 50lik artışa rağmen, kendi ihtiyacını karşıladığı gibi elektrik İhraç eden bir ülke haline getirdik" şeklinde konuştu, özel sektörün, enerjideki payının yüzde 34'ten yüzde 52'ye çıkarıldığı bilgisini veren Taner Yıldız, "Enerji alanındaki yatırımları, devletin YENİLENEBİLİR KAYNAKLARIN ÜRETiM PAYININ YÜZDE 30'A ÇIKMASI PLANLANIYOR Rüzgar, güneş ve jeotermal enerji üretim hedeflerini belirlediklerini aktaran Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, kumlu gücü rüzgar enerjisinde 20 bin megavata, güne? enerjisinde 3 bin megavata, jeotermal enerjide ise 600 megavata çıkarmayı planladıklarını dile getirdi. Bu hedeflere ulaşılmastyla birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarımı, toplam elektrik enerjisi üretimi içindeki payının yüzde 30'a çıkmasını hedeflediklerini anlatan Yıldız, 2023 yılına kadar yaklaşık 20 bin megavata toplam kurulu güce sahip hidroelektrik santralin özel sektör tarafından yapılmasını hedeflediklerini kaydetti. sırana yüklemeden, büyük ölçüde özel sektörümüzün gücünü ve dinamizmini devreye sokarak gerçekleştirdik" yorumunu yaptı.
"Doğalgaz kullanan konut sayısı 70'e çıktı" Türkiye'deki doğalgaz dağıtım hatlarını geliştirme çalışmalarının kesintisiz şekilde devam ettiğini belirten Taner Yıldız, doğalgaz kullanılan il sayısının dokuzdan 70'e çıktığını, 4 bin 500 kilometre olan doğalgaz boru hatü uzunluğunun da 11 bin 822 kilometreye ulaştığını ifade etli.
Elektrik dağıtım özelleştirme süreci tamamlandıktan sonra, kamuya ait 17 termik ve 26 hidroelektrik üretim tesisinin özelleştirme sürecini de gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyleyen Taner Yıldız, "Enerji noktasında sadece yeni yatırımlarla yetinmiyor, Türkiye'yi bir enerji koridoru, bir enerji terminali yapmak için de çalışmalarımızı yoğun şekilde sürdürüyoruz" diye konuştu. 2006 yılında işletmeye alınan Bakü-Tlflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Haiti'nin enerji koridoru hedefinde Türkiye'ye Önemli bir mevzi kazandırdığını belirten Yıldız, "Doğalgaz konusunda, Güney Avrupa Gaz Ringİ'nİn ilk aşamasını tamamladık. Azeri Şah Deniz doğalgazının ülkemiz üzerinden Avrupa'ya geçişini sağlayan Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattını 2007 yılında devreye aldık, Nabucco Projesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor" bilgisini verdi.
Kerkük-Yumurtalık anlaşması İle enerji güvenliğinin teminat altına alındığını ve Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Anlaşması'nın süresinin 20 yıl uzatıldığını hatırlatan Taner Yıldız, enerji sorununun yaşanmaması İçin her türlü önlemin alındığını bildirdi. 20 bin MVV'hk hidroelektrik santrali Özel sektör tarafından yapılacak Rüzgar, güneş ve jeotermaJ enerji üretim hedeflerinden de bahseden Taner Yıldız, kurulu gücü rüzgar enerjisinde 20 bin megavata, güneş enerjisinde 3 bin megavata, jeotermal enerjide ise 600 megavata çıkarmayı planladıklarını dile getirdi.
Bu hedeflere ulaşılmasıyla birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarının, toplam elektrik enerjisi üretimi içindeki payının yüzde 30'a çıkmasını hedeflediklerini anlatan Yıldız, 2023 yılma kadar yaklaşık 20 bin megavat toplam kurulu güce sahip hidroelektrik santralin Özel sektör tarafından yapılmasını hedeflediklerini kaydetti. "TÜRKİYE'Yİ NÜKLEER ENERJİ TEKNOLOJİSİYLE BULUŞTURMAYA KARARLIYIZ" Türkiye'de devam eden petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri hakkında da bilgi veren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, şu hedefleri ortaya koydu: "Petrol ve doğalgaz aramalarımızdan ümitliyiz. 2023 hedefimiz petrol ve doğalgaz ithal etmeyen bir Türkiye'dir. Kömür kaynaklarımızın şu anda yalnızca yüzde 37'lık kısmı değerlendiriliyor. 2023 yılında tüm kömür kaynaklarımızı ekonomiye kazandırmak istiyoruz. 2023 yılında madencilik sektörünün ihracatı 20 milyar dolara çıkacak. Ülkemizi nükleer enerji teknolojisiyle buluşturmaya kararlıyız. 2023 yılına kadar toplam 10 bin MW kurulu gücünde iki nükleer santralin üretime geçmesini, bir nükleer santralin de inşasına başlanmasını hedefliyoruz

22 Ağustos 2013 Perşembe

Yalıtımsız binaların harcadığı enerji 2 nükleer santrale eşdeğer

enerji hatları 823445
Enerji kaynakları da yeterli olmadığı için ihtiyacın yüzde 75′i ithalatla karşılanıyor. İthalatı azaltmak için sık sık nükleer santraller gündeme gelse de aslında çok daha çevreci ve ekonomik bir çözüm bulunuyor. Ülkemizde ısı yalıtımı bulunmayan 16 milyon binaya yalıtım yapılması halinde 2 nükleer santralin üreteceği enerji tasarruf edilecek. Türkiye, bu yöntemle yılda 9,3 milyar dolar kazanacak ve enerjide ithalat bağımlılığından kurtulacak.
Türkiye artan enerji ihtiyaçlarını ithalatla karşılıyor. Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için gündeme en sık gelen çözüm nükleer enerji santralleri olsa da enerjiyi üretmeden kazanmak çok daha çevreci ve ekonomik bir yöntem. Bunun için ülkemizde yaklaşık yüzde 85′inde ısı yalıtımı olmayan 19 milyon binaya ısı yalıtımı uygulanarak enerjide ithalat bağımlılığından kurtulmak mümkün. Bu binalara ısı yalıtımı yapılırsa sağlanacak enerji tasarrufunun ekonomik değeri yılda 9 milyar 265 milyon dolar. Bu rakam 10 bin megavat kurulu Güce sahip, yaklaşık 80 milyar kilovatsaat üretim kapasiteli iki nükleer santralin üretimine denk geliyor.
Ülkemizde enerji tasarrufu için önemli bir potansiyel bulunduğunu ancak bunun istenilen seviyede kullanılmadığına dikkat çeken Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen: “Enerji ihtiyacımız her geçen gün artıyor. Buna karşılık nükleer enerji santralleri kurmayı hedefliyoruz. Ancak önemli bir noktayı atlıyoruz. Önceliğimiz tükettiğimiz enerjiyi kontrol altına almak olmalı. Enerji ihtiyacımız artıkça yeni enerji kaynakları bulmaya çalışmak sonu olmayan bir süreç. Güneşin bile tükeneceğinin konuşulduğu günümüzde, asıl yapmamız gereken enerjiyi verimli hale getirecek programları uygulamak. Binalarda enerji verimliliği dediğimizde ilk çözüm ısı yalıtımı yaptırmak. Isı yalıtımı olmayan 16 milyon binayı yalıtmak, 10 bin megavat kurulu Güce sahip, yaklaşık 80 milyar kilovatsaat üretim kapasiteli iki nükleer santralin üreteceği enerji kadar tasarruf elde etmek demek. Bunun ekonomik değeri de hiç az değil; her yıl 9 milyar 265 milyon dolar enerji tasarrufunu sadece ısı yalıtımıyla elde edebiliriz” diye konuştu.
Konuyla ilgili açıklamalar yapan Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş ise şunları söyledi: “Son 10 yılda Türkiye’de enerji tüketimi yüzde 30 artarken, Avrupa Birliği’nde bu artış oranı sadece yüzde 10 ile sınırlı kaldı.
Avrupa Birliği’nin 2020 hedefini ortaya koyan 20-20-20 stratejisine göre; Avrupa Birliği ülkeleri 2020 yılına kadar, karbon salınımını yüzde 20 azaltacak ve yüzde 20 enerji tasarrufu sağlayacak. Türkiye’nin 2023 Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de benzer bir yaklaşım söz konusu. 2023 yılına kadar enerji tüketiminde yüzde 20 tasarruf hedefleniyor. Bu hedefi gerçek kılmak için enerjiyi verimli kullanmak son derece önemli. Bu noktada da ısı yalıtımı kritik öneme sahip. Enerji kaynaklarını tükendiği günümüzde ihtiyaçları karşılamak için nükleer santraller kurmak ilk bakışta çözüm gibi görünse de ilk yatırım maliyetleri çok yüksek olan nükleer santrallerin ömrü bittikten sonra radyoaktif atıkların yok edilebilmesinin maliyeti ve çevreye etkisi henüz net bir şekilde hesaplanamıyor. Bu açıdan en çevreci ve ekonomik üretmeden enerjimizi çoğaltmanın yolu binalara ısı yalıtımı uygulamaktan geçiyor.”Enerji Enst.