Türkiye’nin enerji verimliliği ile ilgili atabileceği birçok adım bulunmaktadır.
1970’lerden bu yana elektrik ve doğa lgaz ihtiyacımız hızla artıyor.
Bu artış, nüfus ve elektrikli cihazların kullanımı arttıkça daha da hız
kazanıyor. Enerji verimliliği potansiyeli sektörden sektöre farklılık gösteriyor.
Fosil yakıtla enerji üretiminde ortalama yüzde 25 verimlilik artışı
potansiyeli bulunuyor. Ulaşım için bu potansiyel yüzde 40’tır. Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından belirtilen yüzde 15’lik tasarruf sağlandığında
petrol ve doğal gaz ithalatında yıllık 1,4 milyar dolarlık azalma
sağlanabileceği belirtilmektedir.
Şebeke kayıplarının ülkemizde oldukça yüksek olduğu görülüyor. 2008
yılında Türkiye’deki iletim hattı kayıpları 3,4 TwH (terawatt/saat),
dağıtım hattı kayıpları ise 19,8 TwH olarak gerçekleşmiştir. Başka bir
deyişle Türkiye’de şebeke kayıpları yaklaşık olarak yüzde 14,4’tür. Bu
kayıpların düşürülmesi 1,7 milyar TL’lik kazanım anlamına gelmektedir.
Şebeke kayıpları Almanya ve Japonya’da yaklaşık yüzde beş, Güney
Kore’de dört, ABD’de yedidir.Büyük çapta enerji verimliliği bütün ekonomilerde mümkündür. Ülkelerin
altyapıları, enerji verimliliği artırımına dirençli görünebilir. Engellerin
başında bilgilendirme eksikliği ile hukuki ve kurumsal yetersizlik geliyor.
Bu bağlamda 2007 yılında çıkarılan Enerji Verimliliği Kanunu ve
2008 yılında çıkarılan Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında
Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik hukuki düzlemde atılmış ileriye
dönük olumlu gelişmelerdir, ancak uygulanmasında ve yaygınlaştırılmasında
atılması gereken adımlar vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder