2 Haziran 2012 Cumartesi

Türkiye’nin Enerji Verimliliği Stratejisi

Türkiye’de enerji tüketimi yılda yaklaşık yüzde dört-beş oranında artarken, elektrik tüketimindeki artış yüzde yedi-sekiz düzeyindedir. Türkiye’de elektriğin yaklaşık yarısı sanayi tarafından kullanılmaktadır Enerjinin etkin kullanımı, israfın önlenmesi, kayıp ve kaçaklar nedeniyle kurulu gücün üretime dönüşmesinde yaşanan açığın azaltılması ve enerji maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün azaltılmasını amaçlayan Türkiye Enerji Verimliliği Kanunu, 2007 yılında yürürlüğe girmiştir. Türkiye İstatistik Kurumu ve Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’na göre, kurulu gücün üretimine dönüşmesinde mega watt başına yılda yaklaşık yüzde 10’luk bir iyileşme söz konusudur. Bununla birlikte; kurulu gücün üretime dönüşme oranına bakıldığında Türkiye OECD ülkelerinin ortalamasının altındadır. Bina sektöründe yüzde 30, sanayi sektöründe yüzde 20 ve ulaşım sektöründe yüzde 15 olmak üzere yaklaşık 7,5 milyar TL değerinde enerji tasarruf potansiyelimizin olduğu tespit edilmiştir. Bu da, dört Keban Barajı’nın ürettiği enerjiye eşdeğerdir12. Potansiyelin değerlendirilmesi ve enerji verimliliğinin artırılması amacıyla 2007 yılında Enerji Verimliliği Kanunu ve 2008 yılında Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik yürürlüğe girmiştir. Kanun; enerjinin üretim, iletim, dağıtım ve tüketim aşamalarında, endüstriyel işletmelerde, binalarda, elektrik enerjisi üretim tesislerinde, iletim ve dağıtım şebekelerinde ve ulaşımda enerji verimliliğinin artırılması ve desteklenmesi, toplum genelinde enerji bilincinin geliştirilmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılması ile ilgili hükümleri kapsar. Ulaşım sektörü, verimliliği artırmanın yanı sıra temiz kaynaklardan elde edilen yakıtları kullanmalıdır. Elektrik İşleri Etüd İdaresi’nin enerji verimliliği stratejisindeki ana hedefi; sanayide, binalarda, ulaşımda ve enerji sektöründe alınacak tedbirlerle 2023 yılında birim milli gelir başına tüketilen enerjinin (enerji yoğunluğunun) yüzde 20 oranında azalmasıdır Türkiye’nin birçok stratejik plan dokümanında enerji verimliliği ve iklim değişikliği konuları birlikte ele alınmış, iklim değişikliği ile mücadelede enerji verimliliği bir fırsat ve araç olarak değerlendirilmiştir. Bina, ulaşım ve hizmet sektörlerinde enerji verimliliğinin artırılması ve yerli kaynakların optimum kullanımının sağlanmasında 2010-2023 yılları için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Enerji Verimliliği Stratejisi’nde belirlenen temel amaçlar şunlardır: • Sanayi ve hizmet sektörlerinde enerji yoğunluğunu ve enerji kayıplarını azaltmak, • Enerji verimliliği yüksek binaların enerji taleplerini ve karbon emisyonlarını azaltmak ve yenilenebilir enerji kaynakları kullanan sürdürülebilir çevre dostu binaları yaygınlaştırmak, • Enerji verimli ürünlerin piyasa dönüşümünü sağlamak, • Elektrik üretim, iletim ve dağıtımında verimliliği artırmak; enerji kayıplarını ve zararlı çevre emisyonlarını azaltmak, • Motorlu taşıtların birim fosil yakıt tüketimini azaltmak, kara, deniz ve demiryollarında toplu taşımanın payını artırmak ve şehiriçi ulaşımda gereksiz yakıt sarfiyatını önlemek, • Kamu kuruluşlarında enerjiyi etkin ve verimli kullanmak, • Kurumsal yapıları, kapasiteleri ve işbirliklerini güçlendirmek; ileri teknoloji kullanımını ve bilinçlendirme etkinliklerini artırmak; kamu dışında finansman fırsatları yaratmak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2010-2014 Stratejik Planı’nda; enerji verimliliğinin artırılması temel amaçlardan biri olarak tanımlanmıştır. Strateji dokümanında “enerji arz güvenliğinin sağlanması, dışa bağımlı olmaktan kaynaklanan risklerin azaltılması ve iklim değişikliği ile mücadelenin etkinliğinin artırılması hedefleri çerçevesinde, enerji üretiminden kullanımına kadar olan süreçte verimliliğin artırılması, israfın önlenmesi ve enerji yoğunluğunun azaltılması hayati önem arz etmektedir,” ifadesi yer almaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2010-2014 Stratejik Planı’nda; alınacak tedbirlerle 2020 yılınana kadar sanayide yüzde 15, binalarda yüzde 27 ve ulaştırma sektöründe ise yüzde 7 oranında daha az enerji kullanılmasının sağlanması hedeflenmektedir. Benzer şekilde, Ulusal İklim Değişikliği Strateji Belgesi’nde (2010-2020); Sera Gazı Emisyon Kontrolü başlığı altındaki enerji bölümünde; binalarda enerji verimliliği potansiyelinin tespit edileceği, sanayi ile işbirliği içinde enerji verimliliğini sağlayacak yapı malzemeleri ve teknolojilerine yönelik öncelikli projeler belirleneceği, binalarda enerji kimlik belgesi uygulaması için gerekli altyapının sağlanacağı, sanayi ve bina sektörlerinde sertifikalı enerji yöneticileri ile standartlara uygun enerji yönetimi uygulanacağı belirtilmekte, uzun vadede ise 2020 yılına kadar enerji yoğunluğunun 2004 yılına göre daha düşük seviyelere indirileceği, kamu kuruluşlarının bina ve tesislerinde iyileştirme sağlanacağı ifade edilmektedir.

1 Haziran 2012 Cuma

MERKEZİ SİSTEMLİ BİNALARDA ISI PAY ÖLÇER UYGULAMASI HAKKINDA DUYURU

02.05.2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu gereğince merkezi veya bölgesel sistemle ısıtılan ve birden fazla bağımsız bölüme sahip olan binalarda ısı paylaşımının tesisini sağlayacak ekipmanların kullanımı 02.05.2012 tarihi itibarı ile tüm merkezi ısıtma sistemli binalar içim uygulamadadır. Mevcut veya yeni binalar için farklı yükümlülükler yoktur. Bu sistemlerin kullanımı 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu gereği olup bina yönetimlerinin, kat maliklerinin aksi yönde tasarrufta bulunmaları söz konusu değildir. 02.05.2012 tarihine kadar merkezi veya bölgesel ısıtma sistemli binalarda ısı paylaşımının tesisini sağlayacak ekipmanların bağımsız bölümlere takılmaması kanuna muhalefet kapsamında sayılabileceğinden, kişiler tarafından açılabilecek olası davalarda mahkemece bir ceza öngörülmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir. Binalarında ısı paylaşımının tesisini sağlayacak ekipmanlarının kullanımı uygulamasına geçilmemesi durumunda sorumluluk bina sahibi, bina yöneticisi ve yönetim kurullarındadır. Binalarda ısı ölçüm ve paylaşımı bina yönetimlerince veya yükleniciler vasıtasıyla gerçekleştirilebilir. Yükleniciler Yetkilendirilmiş Ölçüm Şirketi adıyla anılmakta olup bina sahibi, bina yöneticisi, bina yönetim kurulu veya enerji yöneticisinin ölçümleri yapabilecek yeterli personel ve donanıma sahip olmadığı durumlarda ölçüm yapmak üzere Bakanlık tarafından yetki belgesi verilmiş kuruluşlardır. Ölçüm ve paylaşım işinin yetkilendirilmiş ölçüm şirketlerince yaptırılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak, yetkilendirilmiş ölçüm şirketlerinin yetkilendirilmesi aşamasında bir çok kriterin göz önüne alınması sebebiyle uygulama safhasında sıkıntıya düşülmemesi için eğer ölçüm ve paylaşım işi bina yönetimlerinin kendi imkanıyla yapamayacaklarına karar vermişlerse bu şirketlerden hizmet satın alabilirler. Yetkilendirilmiş ölçüm şirketlerin listesi www.bep.gov.tr adresinden edinilebilir. Basında çıkan bazı haberlerde olduğu şekilde bina yönetimlerinin ısı paylaşımının tesisini sağlayacak ekipmanlarının kullanıldığı sistemlere geçtiğine, geçeceğine dair kurumumuza veya herhangi bir kamu kurumuna başvurmaları gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıntılı bilgileri: www.bep.gov.tr adresinden bulabilirsiniz. Kamuoyuna saygı ile duyurulur. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

31 Mayıs 2012 Perşembe

Isı Pay ölçerler hakkında pratik bilgiler...

Sıkça Sorulan Sorular
1. Payölçer sisteminin yasal alt yapısı nedir?
5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu gereği ülkemizde merkezi sistemle ısınan binalarda ısı paylaşım sistemleri zorunlu hale getirilmiştir. Konuyla ilgili uygulama yönetmeliği Bayındırlık Bakanlığı tarafından çıkarılmış olup, Kat Mülkiyeti Kanununda da gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Mevcut yönetim planlarının İlgili Kanun ve Yönetmeliğe uymayan kısımları değiştirilmiş kabul edilmektedir. Yasal sürenin sona ermesini müteakip 10.000 TL ila 50.000 TL arasında idari para cezaları uygulanacaktır.

2.Payölçer sistemini kurdurmak pahalı mıdır?
Payölçer sisteminin ilk yatırım ve kurulum maliyeti geri dönüş süresi ve sağladığı avantajlar düşünüldüğünde oldukça düşüktür. Türkiye’de yapılan uygulamalarda ısı paylaşım ve kontrol sistemine geçmiş binalarda ortalama %30 civarında yakıt tasarrufu sağladığı gözlemlenmiştir. %30 luk tasarruf düşünüldüğünde sitem kurulum maliyetini maksimum iki sezonda çıkartmaktadır.

3. Sistemlerin kurulum-teslim süresi nedir?
Kurulum-teslim süresi montaj yapılacak konut sayısına göre değişkenlik gösterir. Bir dairenin montajı yaklaşık olarak 1 adam/saat civarında sürmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, kurulumun tesisata hiçbir müdahale gerektirmeden yapılması (Sadece mevcut vanaların termostatik vana ile değiştirilmesi) ve kırma-dökme gerektirmemesidir.

4. Payölçer montajı nasıl yapılır?
Radyatörümün önünü önceden dekor amaçlı kapattırmıştım, sorun çıkar mı? Radyatörlerim zarar görür mü? Payölçerler radyatörlere, radyatör tipine uygun montaj aparatları ile radyatöre hiçbir zarar vermeden ve dışarıdan müdahaleye imkan vermeyecek şekilde monte edilirler. Radyatörlerin ısıl gücüne göre programlanırlar. Payölçerlerin doğru ölçüm yapması için önünün açık olması gerekir, dekor amaçlı kapatılmış radyatörler için dekorun kalması isteniyorsa uzaktan hissedicili payölçerler kullanılabilir. Herhangi bir sorun çıkmaz.

5. Payölçer sistemi nasıl tasarruf sağlayacak?
Termostatik vanalar sayesinde her oda istenen sıcaklığa ayarlanabilecektir. Bu sayede evin kullanılmadığı zamanlarda ve az kullanılan odalarda sıcaklık düşürülebilir ve tasarruf sağlanır. Bunun yanı sıra oda istenilen sıcaklığa ulaştığında termostatik vana devreye girerek radyatördeki sıcak su akışını keser, bu da sistemdeki gereksiz enerji kullanımının önüne geçerek kazana geri dönen suyun sıcaklığının yüksek olmasını ve buna bağlı olarak tasarrufu sağlar. Ortam sıcaklığındaki her 1℃ düşme, %6 ‘lık bir enerji tasarrufu demektir.

6. Uzaktan Okuma Güvenilir midir?
RF’li (Radyo Frekansıyla) okuma dünyada milyonlarca ölçüm cihazının okunması ve faturalandırılması konusunda kullanılan defalarca denenmiş bir teknolojidir. Ölçüm cihazlarının okunmasında insan faktöründen kaynaklanan hataları tamamen ortadan kaldıran RF’li okuma teknolojisi eş zamanlı ve düşük maliyetli okuma gibi pek çok avantajı da bünyesinde barındırmaktadır. Bunların yanı sıra RF ile yapılanan okuma değerlerini cihazın üzerindeki LCD ekrandan da kontrol etme olanağı söz konusudur.

7.Evim çok güneş alıyor. Bu durum payölçerin yanlış okuma yapmasına sebep olabilir mi?
Hayır. Evinizin güneş alması payölçerin çalışmasını olumsuz etkilemez, aksine enerji tasarrufuna katkıda bulunur.

8. Payölçer sisteminin bireysel ısınma sistemlerinden (kombiden) farkı nedir?
Kombi sistemlerinde merkezi sistemin sağladığı ısınma avantajlarından faydalanamazsınız. Etrafınızdaki konutlar kombilerini kapattıklarında ısınma için çok daha fazla enerji harcamanız gerekir. Payölçer sistemi ise merkezi sistemin ısınma avantajı ile kombinin yaktığı kadar ödeme avantajlarını birleştirir. Kolonlu sistemlerde uygulanan termostatik vanalar ortam sıcaklığının minimum 15℃ nin altına düşmesine müsaade etmez ve merkezi sistemle ısınan binanızın ısıl dengesinin korunmasına olanak sağlar. Ayrıca istenilen oda istenilen sıcaklıkta tutulabileceğinden ısınma konforu ve tasarruf sağlar.

9. Telsiz sistemindeki radyo dalgaları insan sağlığına zararlı mı?
Hayır. Cihazlar RF 868 frekansıyla çalışırlar. Yayılan radyo dalgalarının insan sağlığına zarar verici düzeyde olmadığı Almanya’daki araştırmalarla kanıtlanmıştır. SAR (Specific Absorbation Rate), radyo dalgalarının veya elektromanyetik enerjinin vücut tarafından soğrulma (emilme) hızıdır. Dünya Sağlık Örgütü WHO’ya göre, bu değer, insan sağlığı açısından 0,08 W/kg sınırının altında olmalıdır. ista Telsiz Sisteminin SAR değeri 0,000028 W/kg’dır. Cep telefonlarının SAR değeri ise 0,1 ile 1,4 arasında değişmektedir.

10. Kışın uzun süre evde yokum. Tüm radyatörlerimi kapatsam o dönem için hiç para ödemeyecek miyim?
Termostatik vanalar tamamen kapatılsa dahi ortam sıcaklığını 15℃ civarında tutar, bunun için yapılan düşük harcamanın yanı sıra apartmanın ortak ısınma giderlerine katılırsınız.

11. Gönderilen ısı gider bildirimlerine güvenebilir miyiz?
Isı gider bildirimleri hatasız okuma bilgileri ile hazırlanır ve tüm gider kalemleri tek tek gösterilir. Bildirimlerdeki her değer cihazlarımızdan da kontrol edilebilir. Dolayısıyla ısı gider bildirimleri son derece şeffaf ve güvenilirdir.

12. Payölçerim arızalanırsa ve ben de fark etmezsem ne olacak?
Payölçerinizin arızalandığını siz fark etmeseniz bile okuma sırasında sistem gösterecektir. Payölçerin arızalanması durumunda işletim sistemi tarafından diğer cihazlarınız değerleri ve bozulan cihazınızın o zamana kadarki tüm tüketimleri göz önüne alınarak cihaz çalışsaydı ne kadarlık bir tüketim yapardı öngörülecektir.

13. Payölçer sisteminde ısı kayıpları nasıl faturalandırılıyor?
Payölçer sisteminde ısı kayıpları ve ortak alanların ısıtılması gibi faktörler göz önüne alınarak toplam kazan faturasının %30 luk kısmı tüm dairelere metrekareye göre eşit olarak paylaştırılmaktadır. Ayrıca %30 luk kısım binanın cephe ve kat farklarından dolayı olan kayıpları binanın tamamına yedirerek adaletli ödemeye de olanak sağlayacaktır. 14. Payölçer ile Kalorimetre ( ısı sayacı ) arasındaki fark nedir ? Hanigisini tercih etmek gerekli ? Payölçerler kuru olçüm yaparlar.Yani tesisatta dolaşan su ile bir teması yoktur ve her bir radyatörün üzerine bir adet takılır.Kalorimetre ( ısı sayacı ) ise dairelerin girişinde bulunan kolektör denilen tesisata takılır.Her dairenin girişine bir adet takılır.Kalorimetre daireye giren tesisattaki sıcak su ile daireden dolaşıp çıkan soğumuş suyun sıcaklık farkı ve suyun debisi ile ölçüm yapar.Yani su ile temas halinde olan bir cihazdır. Burada en önemli faktör kalorimetrelerin 6 yılda bir kalibre edilmesi zorunluluğudur ( eğer tesisat kirli ise bu süre daha da azalabilir ) genellikle kalibrasyon pahalı bir süreç olduğu için cihazlar kalibre edilmek yerine yenisi ile değiştirilir.Buda 6 yılda bir ek bir maaliyet getirir. Isı pay ölçerler ise su ile temas etmediği için sadece içindeki lityum pil 10 yılda bir değiştirilmek sureti ile sürekli çalışabilir.Eğer yerden ısıtmalı bir dairede oturmuyorsanız cihaz seçerken mutlaka cihazın ömrünü , dayanıklılık ve hassasiyet süresini göz önünde bulundurun.Genelde hem montaj kolaylığı hemde uzun ömür açısından ısı pay ölçerler daha uygun bir tercih olarak görülebilir.

Isı pay ölçer ve merkezi sistemde ısınma

Enerji, insan yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Dünyada kullanılan enerji kaynakları
içerisindeki en büyük pay %85–90 oranında fosil yakıtlara (kömür, petrol, doğalgaz) aittir.
Ancak bu yakıtların bilinen rezervleri sınırlı ve hızla tükenmektedir. Ülkemizde 2008 yılında
enerji üretiminde %92 oranında fosil yakıtlardan ve %8 oranında hidrolik ve yenilenebilir
enerji kaynaklarından yararlanılmıştır. Fosil yakıtların dağılımı; %32 doğalgaz, %31 petrol,
%29 kömür olarak görünmektedir .
Günümüzde enerji, ekonomik, sosyal ve siyasi politikaların oluşturulmasında belirleyici bir
etkiye sahiptir. Enerji aynı zamanda ülkelerin ekonomik kalkınması için temel bir girdidir.
Ülkemizdeki nihai enerji tüketiminin dağılımı incelendiğinde, sanayi ve servis sektörünü de
kapsayan bina sektöründe kullanılan enerjinin, toplam enerji tüketiminin %70-75’i olduğu
görülmektedir .

Merkezi Isıtma Sistemlerinde Isınma Problemleri ve Yakıt Paylaşımı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, ülkemizde 2006 yılı itibarı ile yılda
yaklaşık 93 milyon ton petrole eşdeğer birincil enerji tüketilmekte ve her yıl yaklaşık %5
artmaktadır. Tüketilen bu enerji, ağırlıklı olarak; sanayide, binalarda ve ulaşımda olmak üzere
üç ana sektörde kullanılmaktadır. Bu sektörlerde tüketilen enerjinin dağılımı; %35’i
konutlarda, %36’sı sanayide, %21’i ulaşım ve %8’i de diğer kollar olarak görülmektedir.
Konutlardaki enerji tüketiminin %80’i ısıtmada, %10’u mutfak ve banyoda ve geriye kalan
%10’luk bölümü de elektrikli el aletlerinde (ütü, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi vs)
kullanılmaktadır[3]. Yapılan çalışmalar, binalarda tüketilen enerjiden en az %30 tasarruf
sağlanabileceğini göstermektedir. Bu tasarruflar; binaların yapım aşamasında standartlara (TS
825) uygun olarak ısı yalıtımının yapılması, konut içerisinde kullanılan ısıtma/soğutma ve
aydınlatma cihazlarının enerji etkin olması gibi önlemler alınabilir. Ancak tüm bu önlemlerin
alınmasının yanında vatandaşların bilinçlendirilmesi hem enerjinin daha verimli kullanılması
ile dışa olan bağımlılığın azaltılması, hem de enerji kullanımı ile çevreye olan etkinin
azaltılması yönünden büyük önem arz etmektedir.
Konutların bir merkezden ısıtılmasında, bütün bağımsız birimlerdeki benzer ortamların aynı
sıcaklık değerlerinde tutulmasına çalışılır. Ancak insanların aynı ortamı sıcaklık olarak
algılamaları farklı olabilmekte ve bu nedenle de içinde bulundukları aynı ortamı konforlu
veya konforsuz olarak tanımlayabilmektedirler. Isıl konfor “ısıl çevreden hoşnut olunan
düşünce hali” olarak tanımlanır [4]. Konfor bir düşünce hali olduğu için konfor algıları da
fizyolojik davranışların yanında çevrenin düzgün dağılımlı olmaması, görsel uyarılar, yaş,
cinsiyet, dış hava ve benzeri faktörler de bu algıyı etkilemektedir. Çıplak olarak 29-31 oC,
giyinik olarak 23-27 oC sıcaklık aralığında bir ortamda bulunan hareketsiz insanlarda vücuda
veya vücuttan duyulur ısı geçişi ve buharlaşma ile ısı kaybı yoktur[4]. Bu bölgede insan
ortamı sıcak veya soğuk hissetmez. Ancak fiziksel aktivitelerdeki farklılıklar, kıyafetler ve
birçok nedenle algılar değişmektedir.
Konutların ısıtılmasında ortamların belli şartlara getirilmeleri yanında, insanların kendilerini
rahat hissedecekleri bir ortam sağlanılmaya çalışılır. Ancak aynı koşulları farklı kişilerin
algılamaları da farklı olacağından, aynı zamanda teknik olarak yeterli hesaplamalar yapılsa
bile uygulamada ısıtma sistemlerinin sağlaması istenilen koşullar tam oluşmayabilir. Bu
durumda merkezi ısıtma sistemlerinde ısınma problemleri oluşur.
Merkezi ısıtma sistemlerindeki ısınma problemleri; kişilerin algıları önemli olmakla birlikte,
binanın konumuna, katlara, yöne, yapı bileşenlerinin farklı olmasına, belli yerlerde yalıtım
yapılıp diğer yerlerde yapılmamasına veya yetersiz yapılmasına göre değişmektedir. Pencere
ve kapılarda ısıtma tesisatının projelendirilmesinden sonra yapılan değişiklikler veya
düzenlemeler de ısınmaya etki eden faktörlerdendir.
Merkezi ısınmanın sağlandığı konutlarda, yakıt paylaşımı 634 sayılı kat mülkiyeti kanununa
göre arsa payı oranında yapılmaktadır. Konutlarda farklı birimlerde aynı sıcaklıkların
sağlanamaması (örneğin güneş gören daire ile görmeyen dairedeki farklılık olabilmesi), kat
sakinlerinin algılarının farklı olması nedeniyle ısınma sorunları yaşanabilmektedir. Bazı
daireler daha sıcak olmakta, yada daha sıcak olması oturanlarca istenilmekte, bazı daireler
daha serin olabilmektedir. Ayrıca konutta oturanların zaman içerisinde değişmesi, daha
önceden alınan yakıt aidatlarının tahsilinde çeşitli hukuki sorunlar çıkarabilmektedir.
Konutların yakıt paylaşımında oturma alanları ile doğru orantılı olarak paylaşım yapılması
durumunda eşit büyüklükteki alanlar eşit yakıt bedeli ödemektedirler. Fakat ısı kayıpları,
konutlar aynı arsa içerisinde olsalar bile, bulunduğu kata ve yöne göre de değişmekte, her
dairenin harcadığı enerji diğerinden farklı olmaktadır. Bu farklılığı daha açık bir şekilde
görmek amacıyla 12 daireden oluşan küçük bir site için ısı kayıpları hesaplanmıştır. Hesaplar
Isparta şartlarında kullanılan konut dikkate alınarak yapılmıştır. Site iki bloktan oluşmakta ve
birinci blokta (A blok) her katta tek daire, diğerinde ise (B blok) her katta çift daire
bulunmaktadır. A blokta ana yön Batı, B bloktaki dairenin birisinde ana yön Güney, diğerinde
ise Kuzey’dir. Apartmanlar dört katlıdır. Binada sadece çatıda yalıtım vardır. Yapılan ısı
hesapları sonucuna göre en az ısı harcayan daire 100 birim olarak alınıp diğer daireler buna
göre değerlendirilmiştir.
daireler arasındaki ısı kaybı 100 ile 132 birim arasında
değişmektedir. Dolayısıyla ısı kaybı en fazla olan daire en aza oranla %32 daha fazla enerji
harcamaktadır.
Son zamanlarda toplu yaşanılan yerlerde ısınma problemlerini çözmek/azaltmak amacıyla
merkezi ısınmadan kaçış, tekil ısınmaya doğru bir yöneliş vardır. Özellikle doğalgaz
kullanımının yaygınlaşmasıyla konutlardaki merkezi ısınma sistemleri kombi kullanımı ile
bireysel kullanıma dönüştürülmektedir. Bireysel ısıtma sistemlerinin tercih edilmesinin en
önemli nedeni bağımsız ısı kullanımı ve sıcaklığın ayarlanabilmesidir. Ancak bu
bireyselleşme yakıt giderlerinin azaltılması için konfordan vazgeçip daha düşük sıcaklıklarda
ısınmaya razı olunmasını getirmektedir. Mevcut konutlarda katlar ve bitişik daireler arasında
ısı yalıtımı uygulaması hiç olmadığı için bireyselleşme yakıt ödemelerinde karşılaşılan
sorunları azaltmakla birlikte, merkezi ısınmaya oranla aynı şartlarda ısınmak için daha fazla
yakıt bedeli gerektirmektedir. Bireysel ısınma için yapılan ilk yatırım maliyetleri de (örneğin
kombi, abone bedeli, tesisat ilk yatırım) bireyselleşmenin düşünüldüğü durumlarda gözden
kaçırılmamalıdır.
Isınma sorunlarını azaltmak için kullanılabilecek yöntemlerden birisi de her konutun
harcadığı enerji kadar yakıt paylaşımını sağlayan ısı paylaşımı (tüketim temelli ölçme ve
faturalandırma yapan) sistemidir. Bu sistemde bağımsız her birim için ayrı bir ısı sayacı
kullanılıp bu sayaçtan alınan veri yardımıyla orada harcanan enerji hesaplanmaktadır. Yakıt
paylaşımı bu hesap üzerinden yapılmaktadır. Bu sistemle bağımsız ısı kullanımı sağlanmakta,
aynı apartmanda farklı sıcaklık bölgeleri kişilerin kendi isteği ile istedikleri zamanlarda
oluşturulabilmekte ve ısıtma sisteminden memnuniyet artmaktadır. Sıcaklık oda bazında
ayarlanabilmektedir. Merkezi ısıtma sistemlerinde yakıt paylaşımında arsa payı yerine ısı
sayacı kullanılması en azından %15’ler seviyesinde enerji tasarrufu yapılabilmektedir . Isı
sayacı kullanımı ile tüketim alışkanlıkları değişmekte kullanıcılar dairelerinde ısı kaybını
azaltacak önlemleri (cam fitillerini yenilemek, çok ısınınca cam açmak yerine radyatör
vanasını kısmak, giyim alışkanlıklarında küçük değişiklik yapmak vs) almaktadırlar. Böylece
kendi ekonomilerine (dolaylı olarak da ülke ekonomisine) katkı sağlamaktadırlar.

Merkezi Isıtma Sistemlerinde Isınma Problemleri ve Yakıt Paylaşımı
Isı sayaçlarının kullanımı ile ilgili olarak “Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde
Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik” [6] Bayındırlık
ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanıp 14/04/2008 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak
yürürlüğe girmiştir. Böylece kat mülkiyeti kanununun yakıt giderlerinin paylaşılması ile ilgili
hükmünün tasarruf için yetersiz, hatta israf kaynağı olan uygulaması bu cihazların kullanımı
ile önlenebilecektir. İlgili yönetmeliğin 8. maddesine göre, merkezi ısıtma sistemlerinde
toplam ısıtma giderlerinin %70'i bağımsız bölümlerin ölçülen ısı tüketimlerine göre
paylaştırılır. Geriye kalan %30'luk kısım; ortak kullanım mahalleri, sistem kayıpları, asgari
ısınma ve işletme giderlerinden kaynaklanan ısı giderleri olarak bağımsız bölümlerin kullanım
alanlarına göre paylaştırılır.
Uygulamada yakıt paylaşımı için ısı payölçer veya ısı sayaçları kullanılmaktadır. Isı payölçer,
üzerine veya giriş hattına yerleştirildiği radyatör ve benzeri ısıtıcı cihazların harcadığı enerjiyi
ölçerek hafızasına kaydeden cihazıdır. Bu cihazların kayıt yapmayıp üzerine monte edildikleri
cihazdan aldıkları enerji ile içerisinde bulunan akışkanın (methylbenzoat) bir ısıtma sezonu
boyunca buharlaşan kısmının ölçekli skaladan okunması ile yakıt paylaşımı yapan tipleri de
vardır. Bu tür cihazlara kalorimetre adı verilir. Bu cihazlar radyatör üzerine monte edilip özel
plastik mühürle mühürlendikten sonra tüm ısıtma sezonu boyunca burada kalır. Cihaz
içerisine konulan akışkan renkleri güvenlik açısından her yıl yenilenir. Şekil 1’de ısı payölçer
ve kalorimetre görülmektedir. Isı payölçer kullanılan radyatörlerde aynı zamanda termostatik
vanaların da kullanılması gerekir. Termostatik vanalar belli bir sıcaklığa geldiğinde suyun
akış yolunu kapatan akış kontrol elemanlarıdır. Bulundukları ortam istenilen sıcaklığa
geldiğinde akışı kestikleri için sistemden enerji çekilmez. Böylece hem ortam sıcaklığı fazla
yükselmemiş, hem de enerji tasarrufu yapılmış olur. Ortam sıcaklığındaki her 1 oC’lik artış
yakıt sarfiyatında yaklaşık %6’lık bir artışa neden olmaktadır. Bu nedenle yakıt paylaşımının
payölçeler vasıtasıyla yapıldığı yerlerde termostatik vanaların kullanımı çok daha fazla önem
kazanmaktadır.

Isı sayacı; üzerine yerleştirildiği ısıtma hattından geçen ısı enerjisi miktarını debi ve sıcaklık
farkına göre ölçen cihazdır. Şekil 2’de bir ısı sayacı görülmektedir. Her dairenin girişine
monte edilir.
Isı sayaçları ve ısı pay ölçerler doğrudan üzerlerindeki ekrandan enerji sarfiyatının
okunabildiği, kablolu bağlantı ile bir bilgisayar sistemine aktarıldığı sistemler şeklinde de
olabilir. Veya bir radyo frekans (RF) verici yardımıyla ölçüm işini ve veri göndermeyi RF ile
sağlayabilirler. Bu sistemlerde yakıt paylaşımını yapan kişilerin konut içlerine gelmelerine
gerek kalmadan apartmanın dışından ölçümler alınabilmektedir
ısı sayacı
Mekanik ısı sayaçları ise her daire girişine yerleştirilen bir çeşit sıcak su sayaçlarıdır. Bu
sayaçlar üzerlerinden geçen akışkanın debisini ölçüp, gidiş ve dönüş hatları üzerindeki
sıcaklıklar yardımıyla enerji paylaşımı yapılmaktadır. Mekanik ısı sayaçlarının yanında
manyetik, ultrasonik, vorteks tipi ve orifis tipi olanları da vardır [9].
2. Materyal ve Yöntem
Bu çalışma, apartmanlarda merkezi ısınma sistemlerinden kat maliklerinin/sakinlerinin
memnuniyet derecesini tespit etmek, konutta oturanların yakıt paylaşımı için ısı payölçer
kullanımına karşı olan tutum ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Konut
sakinlerinin konu ile ilgili görüşlerini belirlemek için anket metodu kullanıldı. Anket
çalışmasında yüz yüze, birebir görüşme metodu kullanıldı [10]. Yapılan çalışmada Isparta
merkezinde toplu konut alanlarında sitelerde merkezi sistemle ısınan konutlardan rastgele
seçildi. Toplam 8 sitede 40 konutta görüşme yapıldı.. Görüşmeler konutlarda oturan
yetişkinlerle yapıldı. Görüşme zamanı olarak akşam saatleri, kaloriferlerin tam çalıştığı zaman
dilimi seçildi.
Anket çalışmasında oturulan konutun hangi katta olduğu, yönü, konutta oturanların ısınma
tesisatından memnuniyet dereceleri, şikayetleri, yakıt paylaşımı için ısı payölçer
kullanılmasına ve bu sistemle ilgili görüşülen kişilerin tutum ve davranışları toplam 30 soru
ile belirlenmeye çalışıldı. Sorular derecelendirilmiş ve çoktan seçmeli olarak hazırlanmıştır.
Kabuller:
1. Bilgi toplamak amacıyla kullanılan ölçekler geçerli ve güvenilirdir.
2. Apartman sakinleri soruları objektif olarak ve içtenlikle cevaplayacaklardır.
3. Seçilen örnekler evreni temsil etmektedir.
Sınırlılıklar:
1. Çalışma Isparta il merkezinde, merkezi sistemle ısınan belli sayıda sitedeki
konutlardan bir bölümünü kapsamaktadır.
Merkezi Isıtma Sistemlerinde Isınma Problemleri ve Yakıt Paylaşımı
2. Siteler merkezi ısıtmanın yoğun olduğu toplu konut alanlarından seçilmiştir. Toplu
konut alanları dışındaki merkezi sistemle ısınan apartmanlar dikkate alınmamıştır.
3. Çalışmada belli sayıda sitede ve bu sitedeki bazı dairelerde anket çalışması
yapılmıştır.
3. Araştırma Bulguları ve Değerlendirme
Yapılan görüşmelerde apartman sakinlerinden %45 i apartmanda ısınma şikayetli olanların
var olduğunu bildirmişlerdir. Yeteri kadar ısınmayan odaların hemen hemen tamamında
balkon kapılarının olduğu bildirilmiştir. Yapılan görüşmelerde %60 oranında pencerelerden,
%68 oranında ise balkon kapılarından soğuk geldiği ve görüşmeye katılanların %90’lık
bölümünün ısı kaçağını önlemek için çeşitli tedbirler aldıkları (ısı bandı, sünger, silikon vs)
bildirilmiştir.
Görüşme yapılan toplam 40 konuttan 11’inde (%28) radyatörlere sonradan dilim ekleme ya da
radyatörü büyütme şeklinde ilk durumuna nazaran değişiklik yapılmıştır. 3 kişide ekleme
yapmayı düşündüğünü belirtmiştir. Ekleme yapılan bu radyatörler genellikle kuzey ve doğu
yönlerdeki çocuk ve oturma odaları ile az sayıda da önceden radyatör konulmamış olan
antreye yapılmıştır.
Görüşmelerde %80 oranında evlerinin yeteri kadar ısındığını beyan etmişler, %20’lik bölüm
ise yeterli ısınamamaktan şikayetçidir. Yeteri kadar ısınamıyoruz diyenlerin %63 ü daha iyi
ısınmak için daha fazla yakıt aidatı verebiliriz demişlerdir.
Görüşmelerin yapıldığı zamanlar kalorifer tesisatının çalıştığı akşam saatleri olarak
seçilmiştir. Görüşme yapıldığı zaman diliminde ortam sıcaklığını %72 oranında yeterli
sıcaklıkta, %15’lik bölüm ortamı sıcak ve %13’lük bölüm de soğuk olarak
değerlendirmişlerdir. Görüşme yapıldığı saatlerdeki ortam sıcaklığı en düşük 19,6 oC, en
yüksek 25,2 oC olarak ölçülmüştür. Ortamın soğuk olarak değerlendirildiği konutlarda ortam
sıcaklığı 20,5 ile 24,6 oC arasında ölçülmüştür.

Apartman sakinlerinin bulundukları ortamın sıcaklığını değerlendirmeleri
Konutların %23’ünde sıcaklık ölçmek amacıyla termometre bulunmaktadır. Evinin yeteri
kadar ısınmadığını düşünenlerden sadece %13’ünün evinde termometre bulunmaktadır.

Apartmana ödedikleri yakıt aidatını yüksek olarak algılayanların oranı %33 ve normal
bulanlar ise %67 mertebesindedir. Apartman sakinlerinin %25’i ödedikleri yakıt bedeli
karşılığında yeteri kadar ısınamamaktan yakınmaktadırlar.

Isıtma sisteminde ısı payölçer kullanımına apartman sakinlerinin bakışı
Apartmanda ısı payölçer kullanılmasına apartman sakinlerinin bakışını belirlemek amacıyla
sorulan sorulara alınan cevaplara göre; “Dairenizde harcadığınız enerjiye karşılık yakıt parası
ödeyeceğiniz bir sisteme geçmek ister misiniz?” diye sorulan soruya %15 oranında evet, %45
oranında olabilir ve %40 oranında da hayır cevabı alınmıştır. Ödediği yakıt bedelinin
karşılığında yeteri kadar ısınamadığından şikayetçi olanların %20’lik bölümü ısı payölçer
sisteme geçilmesi teklifine de hayır, %70’i olabilir ve %10’u ise evet cevabı vermişlerdir.
Daha önceden ısı paylaşımı sistemine %80 oranında evet ya da olabilir şeklinde cevap
alınmasına rağmen, böyle bir sistemin kurulumu için yapılacak ek giderlere %48 oranında
onay verilmiş, %52 oranında karşı çıkılmıştır.
“Her dairenin harcadığı yakıt kadar aidat ödeyeceği bir sistemde en üst katta oturanlar ile
kuzey yönlerde oturanların ara katlara ve güney ve batı yönlerinde oturanlara nazaran daha
fazla yakıt bedeli ödemek durumunda kalacakları açıklaması yapıldıktan sonra bu sisteme
geçmek ister misiniz? diye tekrar sorulmuş, daha önceden bu sisteme geçiş için evet/olabilir
diyenlerden sadece %38 lik bölümü bu sisteme tekrar onay vermişler, geriye kalan %62 lik
kısım bu defa hayır cevabını vermişlerdir.
Ankete katılanların sadece %8’lik kısmı bu sistemin adil olduğunu düşünmekte, geriye kalan
%92’lik kısım ise her dairenin kullanacağı enerji kadar yakıt bedeli ödemesinin eşitlikçi
olmayacağını düşünmektedirler.
4. Sonuç ve Öneriler
Merkezi ısıtma sistemi ile ısınılan konutlarda dairelerin konumları ile sağlanılan sıcaklıklar
değişmektedir. Her ne kadar ısı hesaplarında yön zamları dikkate alınsa da güneşin etkisi
yadsınamaz. Konutlarda ortam sıcaklıkları projelendirme sıcaklıklarında olsa bile kullanıcılar
ortam sıcaklığını yetersiz görmektedirler.
Bazı konutlarda radyatörlere ekleme yapılması yeterli ısınılamadığının bir ifadesi olarak
görülebilir. Ancak konutların çoğunda sıcaklık ölçmek amacıyla termometre bulunmaması
Merkezi Isıtma Sistemlerinde Isınma Problemleri ve Yakıt Paylaşımı nedeniyle sıcak/soğuk tanımlamalarının subjektif olabileceğini düşündürmektedir. Konutlarını
soğuk olarak tanımlayanların zemin, çatı veya kuzey yönlerde olması ısıtma tesisatının
genellikle kesikli çalıştırılmasından kaynaklanmış olabileceği tahmin edilmektedir. Ancak ısı
kaybı hesaplarında yön zamlarının daha dikkatli alınmasını gerektirmektedir. Ayrı bir çalışma
olarak yön zammı konusu ayrıca irdelenebilir.
Yapılan görüşmelerde ısı payölçer ile kullanıldığı kadar enerjinin bedelinin ödenmesine, yani
tüketim temelli ölçme ve faturalandırma yapan sisteme de kat sakinlerinin fazla sıcak
bakmadıkları gözlenmiş ve bu uygulamayı adil bulmadıklarını bildirmişlerdir. Burada hem
ödedikleri bedelin karşılığında yeteri kadar ısınamadıklarını beyan edip, hem de harcadıkları
enerjinin bedeli kadar bir yakıt bedelinin ödeneceği bir sisteme karşı çıkılmasındaki asıl
sorunun ısı paylaşım sisteminin tam açıklanamamış olmasından kaynaklandığı
düşünülmektedir. Bu nedenle yakıt paylaşımı ve ısı payölçerlerin tanıtımı ve halkımızın
bilinçlendirilmesi için daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerekmektedir.

29 Mayıs 2012 Salı

Green Energy Companies-The Most Top Rising Companies And Its Contribution

There are thousands of organizations and as well as other businesses who are going through to this extra mile just to spend more extra dollar in order to buy utility-scale energy coming to some renewable sources. As much to this United States E.P.A. (Environmental Protection Agency) which it compiles a quarterly list of the top green power companies through to their Green Power Partnership program by which it came out in the year of July 2008. There are millions of companies and institutions are proceeding with an additional mile and thus expense more dollars in order to have their useful-scale of energy as of renewable resources. Moreover, the E.P.A or the Environmental Protection Agency in United States gathered a quarter records of the most top rising businesses on their Green Power Partnership agenda that has been release in the year 2008 of July. In various businesses they have a small steps towards to a green campaign, however these companies are said to have proven their allegiance into a greener environment through a voluntary of spending millions of dollars towards to a clean energy. Several green energy companies obtain very small steps to have their green crusade, yet, these businesses proves their loyalty to the greener surroundings by means of their freely expense of millions of dollars on a cleaner energy! Purchased for Intel- range over 1.3 billion kilowatts hours of electric power in the year 2008 of January. The entire companies pay-out 47 % for their energy consumption. Purchased for PepsiCo- has been up to 1.1 billion kilowatt hours of electric consume in 2007, yet the total of powering is 90,000 houses each year. Their yearly energy utilization comes up 100%. PepsiCo was termed as Green Power Partner in the year 2001 after E.P.A. Purchased for U.S Air Force- this has been come up to 9 million hours electric use in the year 2008 of July. They gave in an amount for biomass, biogas, solar, geothermal as well as wind supplier. Purchased for Wells Fargo- this gained over 5.5 million kilowatts of hours for their electric usage from the wind energy supplier, and it has long for almost 2008. In a year 2007, they also associate as a Green Power Companies. For further green power, Wells Fargo, has reach out a large number of agreement to their green crusade that includes the LEED that prove that their construction and proffering an account through online report. Purchased for Whole Foods Market- in previous years, they acquire green energy in order to pay for a cost of 100 % of their energy usage, over all 5 million kilowatt hours per year. The business spends double of their effort to decrease their carbon track on the surroundings. It does not a best choice in using power for our daily living, yet they prefer to have it by means of solar energy. It does not harm us but it enhances us! You cannot find it erroneous, as you green power that comes from the daylight. Select 1 of the various, liable green energy companies all over, and certainly it will give you way to makes your decisions an ideal one!

Renewable Energy- And Its 6 Types Of Power Source!

Today’s renewable energy becomes practical, rational, feasible energy preferred. A lot of individual whose awareness has been altered and thus ready in order to stretch the envelope as soon as it arrives to support labors to improve and take on renewable sources of light energy with regards to the over growing rate of fossil fuels, the truth is that, it can be done in a one day work out, and harmful result of it, fossil fuels contained our environmental state. Below are the 6 types of renewable energy which we need to consider: First, is the solar energy, this can be a source of a sun, it has an authority over living organism all around the globe. Because of its high level of energy that comes from the sun, well, it believed that solar energy the uppermost type of renewable energy source. Second, is the geothermal energy, this is the source of renewable energy. Several states all over the world tapped the energy of heat found within the planet and it has been utilize by means of geothermal energy. The geothermal energy has been employ in the areas wherein the crust of u\our earth becomes relatively skinny. Third, is the wind turbines, this is not new to us, since wind turbine exist for almost long years. This kind of energy wherein the wind power is set to be a widespread utilization. Another difficulty to be encountered is with the employ of wind energy which needs wide site of a land. Yet, in latest years, the dilemma is being giving attention and effort are made to grow all along the wind turbine ranch offshore Fourth, is the ocean energy, this energy comprises tidal and wave energy. By means of assisting these 2 types of energy, it is probable to produce energy that comes from the water. The upward and the downward move of the waves brought the inward and outward move of the air. A tidal energy on the other instance entraps the water in its ebb tide and flow. Fifth, is the biomass energy, this entail the quantity of energy that exist in living life,most importantly to the plants living just like the oil of grapeseed. Many supplements are made with this type of energy, for example many HCG diet products are producing using various materials from the biomass energy. This kind of living develops in an extraordinary process as it is employ for age group electricity. In many times, it can be utilized as a fuel for our means of transportation. However, reality shows that, in today’s generation more and more individual are relatively prepared to exercise different option in any type of energy. Sixth, the tidal energy, this type of energy makes use the power of tides, and they are unsurprising as they go the cycle methods. This source of energy has been utilized for long ago, in the part of Northern France in order to pulverize cereals. In states like the Philippines, this place set up tidal windmill in a farm which has a 36 support zone. The approximate quantity of farm tidal windmill can come up to 300 megawatt that comprise solar, geothermal and wind attempts. Through stable advancement of technological for renewable energy, they will able to have distinct sources of renewable energies accessible for both residential and commercial implementation.

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Enerji Verimliliğinin Yaygınlaştırılması

Enerji verimliliği artırım potansiyeli sektörden sektöre farklılık gösteriyor. Küresel ölçekte fosil yakıtla enerji üretimi için ortalama yüzde 25 verimlilik artırım potansiyeli bulunuyor. Ulaşım için bu potansiyel yüzde 40 düzeyine çıkıyor. Mümkün olan bütün verimlilik artırımını tek bir politika veya teknoloji ile elde etmek mümkün değildir. Birden çok politika ve yükümlülüğün uygulamaya girmesi zorunludur. WWF-Türkiye, enerji verimliliğinin sağlanması ve bu konuyla ilgili politikaların etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için aşağıdaki fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor: • Tüm dünya ülkelerinde enerji verimliliği potansiyelinin harekete geçirilmesi için uluslararası işbirliği gerekmektedir. Günümüzde ülkeler arası işbirliği yalnızca kalkınma programları ile sınırlı kalmıyor, bunun yanı sıra, enerji ve iklim politikaları da işbirliğine konu olabiliyor. Enerji verimliliğinin uluslararası işbirliği programlarının öncelikli konusu olması gerekmektedir. • “Kirleten öder” ilkesi uygulanmalıdır. “Kirleten öder” ilkesi16 doğrultusunda fosil yakıtlar üzerinden alınan vergiler artırılmalı ve geleneksel enerji kaynaklarına yönelik devlet desteği zamanla azaltılmalıdır. • Enerji verimliliği için net hedefler belirlenmeli ve buna uymayanlar için cezalar konulmalıdır. Enerji verimliliği için net hedeflerin belirlenmesi, verimlilik artışının sağlanmasında ön koşuldur. Düzenli denetim yapılması ve buna uymayanların cezalandırılması başarılı bir strateji için önemlidir. • Yeni ve mevcut binalar için performans standartları belirlenmelidir. Standartların, gelişen teknolojiye paralel olarak sıkılaştırılması, zamanı geldiğinde ayarlamalar yapılması ve uyulmadığı takdirde cezaların uygulanması verimli bir strateji için önemlidir. • Beyaz eşya ve ofis cihazları için minimum verimlilik ve bekleme modunda enerji kullanımı standartları ortaya konmalıdır. Bu standartlar tercihen uluslararası ölçekte olmalı ve geniş bir kitleye hitap etmelidir. Standartların hızla gelişen teknolojiye ayak uydurması,gerektiğinde güncellenmesi ve uyulmadığı takdirde cezaların uygulanması verimli bir strateji için önemlidir. Ayrıca beyaz eşya ve ofis cihazlarında enerji verimliliği etiketlendirme sistemi getirilmelidir. • Kargo ve yolcu taşıtları için minimum enerji verimliliği standartları ortaya konmalıdır. Kargo ve yolcu taşıtları için iddialı ve bağlayıcı enerji verimliliği veya emisyon standartlarının uygulamaya konulması, ulaşım sektöründe enerji kullanımını azaltmada etkili olacaktır. Eğer araçlar için maksimum bir değer belirlenirse veya çok enerji kullanan araçlara yüksek vergi uygulanırsa, enerji kullanımı daha da azaltılabilir. • Teknolojik işbirliği ve uluslararası programlarda enerji verimliliğine öncelik verilmelidir. Enerji verimliliği, tüm ekonomik faaliyetlerin planlanmasında göz önünde bulundurulmalı, yeni teknolojik işbirlikleri kapsamında ele alınmalıdır. • Sanayi sektörünün enerji verimliliği sağlayan teknolojileri devreye sokarak kullanması sağlanmalıdır. Sanayi sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin enerji verimliliği sağlayan teknolojileri uyarlaması için gerekli teşvik mekanizmaları oluşturulmalıdır.