6 Nisan 2012 Cuma

Binalarda Enerji Kimlik Belgesi

BİNALARDA ENERJİ KİMLİK BELGESİ (EKB)NEDİR?
“5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu” ve buna bağlı olarak çıkartılan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ne göre, binalarda enerjinin ve enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılmasına, enerji israfının önlenmesine ve çevrenin korunmasını sağlamak için, asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ile ilgili bilgileri içeren belgedir.
Enerji Kimlik Belgesi (EKB), Aşağıda belirtilen yapıların dışında tüm binalarda kullanılacaktır. Sanayi alanlarında üretim faaliyetleri yürütülen binalar, Planlanan kullanım süresi iki yıldan az olan binalar, Toplam kullanım alanı 50 m2’nin altında olan binalar, Seralar, Atölyeler, Münferit olarak inşa edilen ve ısıtılmasına, soğutulmasına gerek duyulmayan depo, ardiye, ahır, ağıl gibi binalar, Mücavir alan dışında kalan ve toplam inşaat alanı 1.000 m2’den az olan binalar.

İlgili idareler, Enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, Yatırımcı kuruluşlar, Bina sahipleri, Bina yöneticileri veya enerji yöneticileri, İşletmeci kuruluşlar, İşveren veya temsilcileri, Tasarım ve uygulamada görevli mimar ve mühendisler, Uygulayıcı yükleniciler ve üreticiler, Binanın yapılmasında, kullanılmasında ve enerji kimlik belgesi düzenlenmesinde görev alan müşavir, danışman, proje kontrolü yapan gerçek veya tüzel kişiler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, denetleme kuruluşları ve işletme yetkilileri, görevli, yetkili ve sorumludur.
Projenin eksik veya hatalı olması veya standartlara uygun olmaması halinde, proje müellifleri; yapımın eksik veya hatalı olması veyahut standartlara uygun olmaması halinde ise, varsa yapı denetim kuruluşu ve yüklenici veya yapımcı firma, yetkileri oranında sorumludur.
Sistemin uygun çalışmaması işletmeden kaynaklanıyor ise, bina sahibi, yöneticisi veya varsa enerji yöneticisi veya işletmeci kuruluş doğrudan sorumlu olur.
İlgili idareler, sorumluluğun takip, tespit ve gereğinin yerine getirilmesi hususunda görevli ve yetkilidir.
İlgili idareler ve enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar, projelerin ve uygulamaların bu Yönetmelik hükümlerine uygun olup olmadığını denetler.
Bu Yönetmeliğe uygun tasarım ve uygulaması yapılmayan binalara yapı ruhsatı veya yapı kullanım izin belgesi verilmesi durumunda, ilgili idareler, enerji kimlik belgesi düzenlemeye yetkili kuruluşlar ve varsa yapı denetim kuruluşları sorumlu olur.
Enerji Kimlik Belgesi düzenleme tarihinden itibaren 10 yıl süre ile geçerlidir.
Enerji Kimlik Belgesi, enerji kimlik belgesi vermeye yetkili kuruluş tarafından hazırlanır ve ilgili idarece onaylanır. Bu belge, yeni binalar için yapı kullanma izin belgesinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Enerji Kimlik Belgesinin bir nüshası bina sahibi, yöneticisi, yönetim kurulu ve/veya enerji yöneticisince muhafaza edilir, bir nüshası da bina girişinde rahatlıkla görülebilecek bir yerde asılı bulundurulur.
Enerji Kimlik Belgesi, binanın yıllık birincil enerji ihtiyacının değişmesine yönelik herhangi bir uygulama yapılması halinde, bu Yönetmeliğe uygun olacak şekilde bir yıl içinde yenilenir. Enerji Kimlik Belgesinin, binanın tamamı için hazırlanması şarttır. Ayrıca, isteğe bağlı olarak, kat mülkiyetini haiz her bir bağımsız bölüm veya farklı kullanım alanları için ayrı ayrı düzenlenebilir.
Enerji kimlik belgelerinin düzenlenmesinden, yetkili kuruluşun ilgili personeli ve yetkili kuruluş adına kuruluşun sahibi veya yöneticisi müteselsilen sorumludur.
Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranır.
Binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suretini alıcıya veya kiracıya verir.
Mevcut binalar ve inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar için Enerji Verimliliği Kanununun yayımı tarihinden itibaren on yıl içinde (02.05.2017 tarihine kadar ) Enerji Kimlik Belgesi düzenlenir. (Alım-Satım ve kiralama işlemi olursa hemen düzenlenir.)

5 Nisan 2012 Perşembe

Turkey could be one of the biggest solar-energy producers in the world.

Turkey could be one of the biggest solar-energy producers in the world.

Just before the end of the year, the Turkish Parliament passed a long-pending renewable energy law that Energy Minister Taner Yıldız boasted would create jobs and encourage investments in new sectors. Environmentalists and members of the renewable-energy industry think the law doesn't go nearly far enough to help Turkey reach its green-power potential."A law... enacted during a period in which United Nations' regulations [instruct] countries to use more renewable energy should have been much more encouraging," Professor Tanay Sidki Uyar, the head of the Turkey branch of the European Association for Renewables, told the Hürriyet Daily News & Economic Review.

"While Germany is seeking to get 100 percent of its energy from renewables by 2050 and England aims to reduce carbon emissions to zero, Turkey's law -- [in] a country which has great wind and solar energy potential -- should have promoted [renewables] far more,"

Low Feed-In Tariffs
Investors' biggest concern is the feed-in tariff, or guaranteed price for energy, set by the Parliament. According to the Hürriyet Daily News:

The law guarantees a price of 7.3 U.S. cents [5.6 euro cents] per kilowatt-hour for wind and hydroelectric power and wind energy, 10.5 U.S. cents [8.1 euro cents] for geothermal energy, and 13.3 U.S cents [10 euro cents] for energy from waste products and solar energy.

But while Yıldız expressed confidence that "our investors will do business at these prices," environmentalists say a 24-euro-cent feed-in tariff is "necessary to launch a strong solar market in Turkey," Julia Harte at Solve Climate News wrote in a comprehensive article on the challenges facing Turkey's solar entrepreneurs:

According to many environmentalists, market analysts and solar developers, the solar industry in Turkey could become one of the biggest in the world if its government offered solar producers as much regulatory and financial support as the governments of Germany and Spain, which offer solar producers generous feed-in tariffs.

The passing of the renewables law, while welcome, seems likely to be insufficient to create that strong solar and wind market in Turkey -- or even to keep Turkish firms from looking elsewhere to invest, as the energy company Senas Group did late last fall, partnering with a German company to make solar energy in dreary Berlin rather than sunny Turkey due to "the frustrating renewable energy regulations" in its home country."Jennifer Hattam"

3 Nisan 2012 Salı

National Energy Efficiency Movement

Energy efficiency is the reduction of energy consumed per unit of service or product without causing a reduction in living standards and service quality in buildings, and quality and amount of production in industrial plants. By using energy in an efficient manner for heating, lighting, transportation, household appliances, and in every stage of our everyday lives, we can contribute positively to our household budget, to national economy and to the protection of environment without cutting down on our needs.

Being the most important source of energy, fossil fuels like petroleum and coal are rapidly depleting. Greenhouse gas emissions arising during the generation and consumption of energy are among the major reasons of global warming and climate change.

From production to use of energy, it is essential to increase energy efficiency, prevent wastage and reduce energy density so that security of energy supply can be ensured, rate of import dependency (which is now at 73%) and the risks thereof can be reduced, and a more effective fight against climate change can be given.

Our country is estimated to hold an energy-saving potential of 30% in the building industry, 20% in the production industry, and 15% in the transportation industry.

For the purpose of making use of this potential and improving energy efficiency, Energy Efficiency Law of 2007, and the Regulation on Increasing Efficiency in the Use of Energy Sources and Energy of 2008 were enacted by our Ministry.

Circular No. 2008/2 dated 15/02/2008 from the Office of the Prime Minister defines measures for the effective and efficient use of energy within public bodies and institutions. This Circular kicked off the “National Energy Efficiency Movement,” and announced year 2008 as the “Energy Efficiency Year.”

Among measures that can help increase energy efficiency rapidly and effectively, priority is given to the replacement of incandescent bulbs used for lighting purposes with compact fluorescent lamps which are up to 5 times more energy-efficient.

Circular No. 2008/19 dated 13/08/2008 obligated all public bodies and institutions, municipalities and professional chambers of public nature, within a period of one month, to replace incandescent bulbs with energy-efficient bulbs in places under their responsibility.

Implementation of the Prime Ministry Circular throughout the country yielded to the replacement of a total of 1.828.742 incandescent bulbs with 1.758.954 efficient lamps. The amount of 11,5 million Turkish Liras spent on efficient lamps was amortized in 101 days. The reduction in electricity costs contributes to the budget by 41 million Turkish Liras every year.

On the other hand, as a step of the “National Energy Efficiency Movement,” it was planned to initiate the "Hand-in-Hand for Energy Efficiency (ENVER) Movement" across all provinces starting from December 2008. Under the said movement, energy-efficient lamps were dispensed at primary schools, which was accompanied by awareness-raising activities. 4.800.000 lamps were dispensed in 43 provinces from December 2008 to April 2009.

For industry sector, projects for increasing efficiency and voluntary agreements are still supported.

1 Nisan 2012 Pazar

Yalıtımsız Binaların İsrafı Cari Açığın 8'de 1'i

Türkiye’nin yalıtımsız konutlar sebebiyle israf ettiği enerjinin bedeli yılda ortalama 7.5 milyar dolar gibi ciddi bir rakam. Bu da cari açığın yaklaşık sekizde birine denk geliyor.
Cari işlemler hesabı açığı 2011 yılının Ocak-Eylül döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 100,7 artarak, 60 milyar 656 milyon dolar olan ülkemizde, boşa harcanan paranın haddi hesabı yok. Kaynaklarını verimli kullanma konusunda yetersiz olan Türkiye’nin yalıtımsız konutlar sebebiyle israf ettiği enerjinin bedeli yılda ortalama 7.5 milyar dolar gibi ciddi bir rakam. Bu da cari açığın yaklaşık sekizde birine denk geliyor.

Bugün ülkemizde yaklaşık 18 milyon konut bulunuyor. 18 milyon konutun sadece yüzde 10’u gibi küçük bir bölümü standartlara uygun olarak yalıtılmış durumda. Bunun dışında yüzde 90'ı yalıtımsız. Yani Türkiye’de her yıl 7.5 milyar dolar gibi bir para yalıtımsızlık nedeniyle kaybediliyor. Yani aslında havayı ısıtıyoruz.

Yalıtımsızlığın bedelini daha net ortaya koymak için cari açık gibi önemli bir rakamla kıyasladıklarını anlatan Dow Bina Çözümleri Yapı Ürünleri Satış Müdürü Gökhun Kurt, ortaya çıkan rakamların, boşa giden paranın önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Yalıtımsızlığın israf boyutunun 2011 yılının Ocak-Eylül dönemine ait cari açığımızın sekizde biri olduğuna dikkat çeken Kurt, aslında ülkemizin birçok sorununu çözmeye ve sayısız hizmetin yerine getirilmesine yetecek bu bütçeyi, yalıtım yaptırmayarak havaya savurduğumuzu vurguladı.

Isı yalıtımı, özellikle binalarda ısınma ve serinleme için ihtiyaç duyulan enerjinin azaltılması, verimliliğin artırılması ve konforlu yaşam alanları oluşturulması için gerekli tedbirlerin başında geliyor. Doğru ürün ve uygulamalarla yapılan ısı yalıtımı, ısıtma ve soğutma giderlerini ortalama yüzde 50 azaltıyor. Kurt, ısı yalıtımlı bir binanın, yalıtımsız bir binaya göre yarı yarıya daha az enerji harcayarak hem aile hem de Türkiye ekonomisine katkı sağladığını belirtti.

Tüm binaların ısı yalıtımlı olmasıyla sağlanacak tasarruf ekonomik gelişmeye ivme kazandıracağı için ısı yalıtımının Türkiye’nin öncelikli gündem maddeleri arasında yer alması şart. Kurt, tüketicilerin mevcut binalara daha kolay yalıtım yaptırılabilmesi için yalıtım ürünlerindeki KDV oranının azaltılması ve devlet destekli, düşük faizli kredilerin sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Bu teşvikler aynı zamanda tüketicilerin ucuz olduğu için merdiven altı ürün tercih etmesinin de önüne geçecek ve ısı yalıtımı uygulamalarındaki kalite artacak. Kaliteli ısı yalıtımı uygulamaları sayesinde ise hem tüketiciler hem ülke büyük kazançlar sağlayacak.