17 Mayıs 2013 Cuma

Bu ev 7 ampulle bütün kış ısındı!

Elektrik faturası sadece 75 TL!


Isınmak için 7 ampulün yeterli olduğu 300 metrekarelik 3 katlı ev, aylık 75 liralık elektrik faturasıyla kışı geçirdi. Yılda metrekare başına 15 kWh enerji tüketen evin yüzde 90 enerji tasarruf ettiği belirtiliyor.

Zaman Gazetesi'nin haberine göre; İzmir’in Urla ilçesinde yaşayan Alman mühendis Gerd Ketelhake Türk firmaların desteğini alarak kendi kendini ısıtan ve soğutan Türkiye’nin ilk ‘pasifev’ini hayata geçirdi. 16 cm kalınlığında ısı yalıtımı uygulanan eve doğalgaz faturası gelmiyor. Isınmak için 7 ampulün  yeterli olduğu 300 metrekarelik 3 katlı ev aylık 75 liralık elektrik faturasıyla kışı geçirdi. Yılda metrekare başına 15 kWh enerji tüketen evin yüzde 90 enerji tasarruf ettiği belirtiliyor. Enerji kaybını minimuma indiren pasif ev’lerin sayısının 13 bini Almanya’da olmak üzere dünya genelinde 17 bine ulaştığı ifade ediliyor.

Alman çevre mühendisi Gerd Ketelhake, dış cephe ısı yalıtımı Blue’Safe Mavi Kale tarafından yapılan ‘pasif ev’i basın mensuplarına gezdirdi. Ketelhake, alt katında ofisinin bulunduğu evin mimari tasarımını Almanya’daki Pasif Ev Enstitüsü’nün standartlarına uygun olarak tasarlamış. Evdeki camların konumunun kışın güneşi maksimum seviyede alacak, yazın ise güneşten etkilenmeyecek şekilde dizayn edildiğini ifade eden Ketelhake ısı geçirgenliği çok düşük olan camları tercih ettiklerini, çift camın yanı sıra argon gazının yer aldığı iki katlı cam kullandıklarını ifade etti.

Ketelhake’nin verdiği bilgiye göre evdeki geri ısı kazanımlı özel havalandırma sistemi kışın soğuk, yazın da sıcak havanın içeriye girmesinin önlenmesinde ve mekan sıcaklığının korunmasında devreye giriyor. Teras çatıda uygulanan drenaj sistemi sayesinde de yağmur suyu bahçede yer altına gömülü 20 tonluk su tankında toplanıyor. Ketelhake şu bilgileri veriyor: “Tankın içinde yer alan mekanik bir sistemle arıttığımız suyu, bahçe sulamada, tuvaletlerde, çamaşır makinesinde kullanıyoruz. Yine güneş enerjisinden sıcak su elde edilmesi için 10 metrekarelik solar paneller yaptırdık. Bu solar panellerle evin sıcak su ihtiyacını karşılıyoruz. Ayrıca kış aylarında ek bir ısıtmaya gerek olduğunda kalorifer sistemi için gerekli olan sıcak su da bu paneller sayesinde güneşten kazanılmış oluyor. Evimizde soba ya da kalorifer bulunmuyor. Bütün kış herhangi bir ısıtmaya gerek kalmadan oturduğumuz evimizin yazın ve kışın iç ortam sıcaklığı 20–26 oC arasında oluyor. Evdeki her bir enerji kaynağı evi ısıtmaya yetiyor. Bir ampul, açık olan bilgisayarın fanı hatta bizi ziyarete gelen komşularımızın bile yaydığı enerjiyle evin sıcaklığı birkaç derece birden artıyor.” ‘pasif ev’in özel ısı yalıtımı sistemi için toplam 20 bin lira harcanmış.

5 YILDA YATIRIMI KARŞILIYOR

‘Pasif ev’in dış cephe yalıtımını gerçekleştiren Blue’Safe Mavi Kale’nin sözcüsü Kalekim Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Altuğ Akbaş, Türkiye’de ısı yalıtımı olmayan 16 milyonun üzerindeki bina yüzünden her yıl 9 milyar 265 milyon doların havaya savrulduğunu söyledi. Avrupa Birliği’nde binaların yüzde 50–60’ında ısı yalıtımı bulunduğunu, bunun sonucunda son 10 yılda Türkiye’de enerji tüketimi yüzde 30 artarken, AB’de bu artış oranının sadece yüzde 10 olduğunu ifade eden Altuğ, kentsel dönüşüm kapsamında yalıtımsız binaların ‘pasif ev’lere dönüştürülmesi durumunda her yıl harcanan enerjiden 6 kat tasarruf edilebileceğini savundu. Alper Doğruer ise pasif ev’in metrekare maliyetinin bin 200 TL olduğunu, normal bir evin yapı maliyetiyle kıyaslandığında metrekare başına 75–100 lira arasında ekstra harcama yapıldığını kaydetti. Yapı maliyetinin yüzde 5’inin ısı yalıtımı için harcandığını ifade eden Doğruer, “Tüm bu ekstra harcama kalemleri sağlanan enerji tasarrufuyla kendisini 5 yıl gibi kısa bir sürede amorti edecek.” diye konuştu.

14 Mayıs 2013 Salı

Atmosferdeki Karbondioksit Miktarı Kritik Seviyeye Ulaştı

Karbondioksit oranının artışı devam ederse, rekor sıcaklıklar, kuraklıklar, aşırı yağışlar ve seller istisna olmaktan çıkacak. WWF-Türkiye, zaman kaybetmeden fosil yakıtları bırakmanın ve yenilenebilir enerjiye geçmenin yaşamsal bir zorunluluk olduğunu belirtiyor.

Hawai’deki Mauna Loa Gözlemevi’nde görev yapan bilim insanları, 25 Nisan itibariyle atmosferdeki karbondioksit oranını 399,72 ppm olarak ölçtüler. Bilim insanları bu seviyenin çok yakında 400 ppm’nin üzerine çıkmasını bekliyorlar. 400 ppm seviyesinin aşılması, ortalama sıcaklıklardaki artışın tehlikeli seviyelere ulaşması için kritik eşiğin aşılması anlamına geliyor.

Bilim insanlarına göre atmosferdeki karbondioksit oranının artışının temel nedeni insan kaynaklı faaliyetler. En büyük pay, fosil yakıtların kullanımı nedeniyle enerji sektörüne ait. Atmosferdeki karbondioksit oranının artış eğilimi devam ederse rekor sıcaklıklar, kuraklıklar, aşırı yağışlar ve seller birer istisna olmaktan çıkacak. 

Mauna Loa’dan gelen son haberleri değerlendiren WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Fizik kuralları atmosferdeki karbondioksit seviyesi arttıkça dünyanın ısınacağını söylüyor. Karbondioksit seviyesi yükselmeye devam ederse, iklim değişikliğine uyum çabalarının başarılı olma şansı da giderek azalacak. Ancak, bugün verilecek doğru kararlarla bu gidişat tersine çevrilebilir. Yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması ve etkin enerji verimliliği önlemlerinin alınmasıyla karbondioksit emisyonları azaltılabilir, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğundaki artış durdurulabilir ve geri çevrilebilir,” dedi.

Dünya iklim sisteminde bu değişiklikler olurken, Türkiye’nin 2011 yılı için yıllık sera gazı emisyonları 422,4 milyon ton (Mt) CO2 eşdeğeri olarak gerçekleşti. Pek çok ülke sera gazı emisyonları için azaltım hedefleri koyarken Türkiye yıllık sera gazı emisyonlarını 1990 yılına göre %124 artırmış oldu. Ülkemizdeki sera gazı emisyonlarının % 71’i enerji sektöründen kaynaklandığına dikkat çeken Tolga Baştak, “Küresel ölçekte yenilenebilir enerjinin maliyeti hızla düşerken, 2011 yılında yenilenebilir enerji yatırımları ilk defa fosil yakıt yatırımlarını geçti. Ülkemizde de rüzgâr enerjisi konusunda olumlu gelişmeler meydana geldi. Ancak, yenilenebilir enerji potansiyeli oldukça yüksek olan ülkemizde güneş, rüzgâr, jeotermal gibi kaynakların kullanımını ana hedef haline getirmemiz gerekiyor. İklim değişikliğiyle mücadele için hükümetin fosil yakıta dayalı yatırımlar yerine daha iddialı yenilenebilir enerji hedefleri koyması ve yatırımları desteklemesi çok önemli,” dedi.WWF

9.3 milyar dolar havaya savruluyor


Sanayi devriminden beri fosil yakıt tüketiyoruz! Ormanları yok ettik. Şehirleşmenin katkısıyla atmosferde sera gazı biriktikçe birikiyor. Birtakım yeni riskleri açığa çıkarıyor. Hafta sonu ABD ve Kanada‘yı buz bastı. Küresel ısınmayla birlikte çevre sorunları da ağırlaşıyor. Dünya nüfusu 7 milyar. Büyümek isteyen ülkeler enerjiye saldırıyor. Petrol ve gazda dışa bağımlıyız. Her yıl bütçeden ayırdığımız pay artıyor. Bu da cari açığı tetikliyor. İthal ettiğimiz enerjiyi verimli kullanmalı, tasarruf etmeli, geleceği tüketmemeliyiz.
Sorumlu vatandaş ne yapabilir? Doğalgaz faturasının gelmediği, soba yakılmayan, ısınmada ampulün yeterli olduğu, klima kullanılmayan bir evde oturma şansı var mı?
***Makro akıl devreye girmeden mikro çözüm üretilmiyor.
Almanya, 1988′de işi çözdü. İki profesör, Bo Adamson ve Wolfgang Feist, ısıtma ve soğutmada yüzde 90 daha az enerji kullanılan pasif ev sistemini kurdu. En düşük yatırım maliyetiyle en yüksek konfor sağlanıyor. Metrekare başına yılda sadece 15 kw/h enerji harcanıyor, ortalama 3 ton da daha az karbondioksit salınıyor.
İşin sırrı düşük enerji tüketimi için binanın dış cephesine iyi bir ısı yalıtım sistemiuygulanması.
Konutlarımızda ip gibi ince ısı yalıtımı kullanılıyor, pasif evde ise kalınlık 16 cm.
AB, eski evleri bu standartla elden geçiriyor. 2019′dan itibaren tüm binaları pasif ev standardıyla yapacak. Kamu binalarına da tükettiği kadar enerji üretme zorunluluğu getiriyor.
***Peki, her yere gökdelen diken, rezidans furyası estiren, AVM yarışını sürdüren,19 milyon konutu olan Türkiye ne yapıyor?
Maalesef konut karnemiz kırık.
Konutta pasif en üst, iyi, ve ise en kötü demek. Türk halkı F tipi cezaevi gibiF ve G” tipi konutlarda yaşıyor. Konutların yüzde 85‘i yalıtımsız. Binaları ısıtmak ve soğutmak için yüzde 50 daha fazla enerji tüketiyoruz. İthal ettiğimiz enerjininyüzde 34‘ünü konutlarda tüketiyoruz. Yalıtımsızlık yüzünden 18,5 milyar doların yarısı olan 9,3 milyar doları havaya savuruyoruz. Başbakan Erdoğan, ekmek israfını önleme kampanyası gibi bu defada enerji israfını önleme kampanyasınaöncülük etmeli. Kentsel dönüşüme tasarruflu bina, cari açığın panzehiri olmaz mı? Ne yazık ki biz yalıtım eksikliği sorununu çözemedik ama Avrupa hiç enerji harcamayan, çevreci binaları inşa ediyor.
Ders alalım ders.
Zengin olan hangimiz?

(Meliha Okur / Sabah)

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Isı Pay Ölçer Hakkında


1-) Şehir içinde averaj bir evde (Pay Ölçer Takılmamış) ölçümlenen SAR değeri 0,0014 W/Kg. Buna neden olan etkenler FM radyo yayını, bölgedeki wireless modemler, binadaki floresan ışıklar, televizyonlar ve bilgisayar ekranları.
2-) Bir cep telefonun tek başına yaydığı SAR değeri: 1 ila 2 W/Kg.
3-)Radyo frekansları ile çalışan cihazlar için AB normlarına göre belirlenmiş maksimum SAR değeri limiti 4 W/Kg.
4-) 1 Pay ölçer cihazının yaymış olduğu SAR değeri 0.000028 W/Kg.
5-)71.428 adet Pay Ölçer cihazını yanyana koyarsanız 1 saatte yaymış olduğu SAR değeri 1 adet cep telefonunun 1 sattte yaymış olduğu SAR değeri ile aynı.
6-)1 Adet floresan ampülün yaymış olduğu SAR değeri 0.00072. Yani 25 adet pay ölçer cihazının 1 saatte yaymış olduğu SAR değeri, 1 floresan ampül'ün 1 saatte yaymış olduğu değer ile aynı.
Daire sahibimizin de çalıştığı ve konu hakkında yukarıdaki bilgileri veren resmi merci ile ilgili iletişim bilgilerini aşağıda bulabilirsiniz.

7-) ısı pay ölçer cihazların tüketim değerleri enerji birimi değil " ısı pay ölçer birimi" olarak adlandırılan deneysel birimdir.

8-) Isı pay ölçer cihazları radyatörün enden %50 ortası boydan üstten %25 oranında aşağıdan monte edilir.

9-) Isı pay ölçer cihazları yeni nesil cihazlar uyandırıldığı zaman hemen eski model cihazlar ise ayda 4 kez sinyal vermeye ayarlıdır.Her sinyal 10-15 sn arası sürer.

10-) Isı pay ölçer cihazlarında lityum pil bulunur ve bu pil 10+1 yıl ömre sahiptir.Bunun sonunda pil 15 USD bedel ile değiştirilebilir ve kullanılmaya devam eder.

11-) Isı pay ölçerler montajı yapıldıktan sonra mutlaka ilgili firmadan montaj kartını isteyin.Bu sayede radyatör verilerinizi doğru alınıp alınmadığını öğrenebilirsiniz.Bunu firma vermek zorundadır.

12-)Pay ölçer sisteminde ısı kayıpları ve ortak alanların ısıtılması gibi faktörler göz önüne alınarak toplam kazan faturasının %30 luk kısmı tüm dairelere metrekareye göre eşit olarak paylaştırılmaktadır. Ayrıca %30 luk kısım binanın cephe ve kat farklarından dolayı olan kayıpları binanın tamamına yedirerek adaletli ödemeye de olanak sağlayacaktır.

13-) Isı pay ölçer taktırmak sadece kendi başına çözüm değildir. Mutlaka radyatörlere Termostatik Radyatör Vanası takılması gerekli.Esas tasarruf sağlayan Termostatik Radyatör vanalarıdır.

14-) Radyatörlerin geri dönüş vanaları aktif ise mutlaka bu vanaları iptal ettirin.Aksi takdirde daire sahipleri radyatörleri tamamen kapayıp binanın soğumasına sebep olabilir.
15-) ısı pay ölçerlerde iki adet sensör olması gereklidir.Bir adet oda sensörü bir adet radyatör sensörü.
16-) ısı pay ölçer radyatöre takıldıtan sonra ısı pay ölçerin önüne bir karış mesafeden daha yakın koltuk,dolap,gibi ısı köprüsü oluşturacak engeller koymayın.Bu ısı pay ölçeri manipulasyon moduna alacaktır ve tek sensörlü saymasına sebep olup yüksek tüketim yansıtılacaktır.
17-) Bir binada ısı pay ölçer sistemine geçilmesi için tüm dairelere ısı pay ölçer cihazı takılması gerekli.