2 Mart 2012 Cuma

Tasarruflu Enerji Tüketimi

Isı Yalıtımı için Pratik Çözümler;
- Pencere ve kapıların hava sızdıran yerlerini bulabilmek için küçük bir mum yeterlidir.
Mumu pencere kenarlarında dolaştırın. Mum ateşinin dalgalanması durumunda
pencerenizde sızıntı var demektir.
- Çift cam uygulamasında öncelikli ısıtılan odalarda yalıtıma öncelik verin.
- Pencere ve kapı kenarlarında hava sızıntısını önlemek için pencere bandı ve
süngeri kullanabilirsiniz.
- Kış aylarında perdelerinizi kapalı tutarken doğrudan güneş gören pencere perdelerini
açık tutabilirsiniz.
- Perde boylarının radyatörlerin ısı akışına engel olmayacak uzunlukta olmasına dikkat edin.
- Kapı çerçevesi etrafında yer alan çatlaklar çok fazla ısı kaybına neden olur.
Mutlaka tamir edilmesi gerekir.

Tasarruflu Tüketim İçin Pratik Çözümler (BUZDOLABI)
- Enerji verim sınıfı yüksek yani enerji tüketimi düşük buzdolaplarını tercih edelim. “A++”
sınıfının en yüksek “G” sınıfının ise en düşük verimlilikte olduğuna dikkat edelim.
- İhtiyacımızdan yüksek kapasitede buzdolabı almayalım. Büyük kapasiteli buzdolapları daha
fazla enerji harcamaktadır.
- Yeni bir buzdolabının 8-10 yaşındakilerden daha az enerji tükettiğini unutmayalım.
- Buzdolabında tanıtma ve kullanma kılavuzunda belirtilen sıcaklık değerlerine uyalım.
- Buzdolaplarımızı; fırın, radyatör gibi ısı kaynaklarından en az 30 cm uzak bir yere
yerleştirelim, güneş ışınlarından uzak tutalım.
- Duvarla arasında 10 cm, yanlardan ise 15 cm mesafe bırakalım, ızgarasını yılda en az bir
defa uygun yumuşak bir süpürgeyle temizleyelim.
- Buzdolabının içini mümkün olduğunca çok doldurarak yiyeceklerin soğuğu tutma
avantajından faydalanalım. Ancak hava akışını engellemeyelim.
- Buzdolabı kapısını uzun süre açık tutmaktan kaçınalım.
- Yiyecekleri sıcakken buzdolabına koymayalım. Oda sıcaklığına gelinceye kadar bekleyelim.
- Gıdaları saran fazla paketleri mümkün olduğunca azaltalım. Fazla ambalaj soğutma için
daha çok enerji demektir.
- Aşırı buzlanma enerji kaybına yol açar, buzdolaplarını buzlanmaya karşı düzenli olarak
temizlemeliyiz.
- Düzenli bakımla buzdolabının verimliliğini arttırabilir ve aletin ömrünü uzatabiliriz.
- Kapılardaki manyetik yapışma bantlarını yapışma yüzeyleriyle birlikte ayda bir defa
temizleyip kurutarak pudralayalım.
- En fazla kullanılan malzemeleri üst raflara yerleştirelim, malzemeleri kolayca
ulaşabileceğimiz şekilde düzenleyelim, mümkünse numaralandıralım.
- Buzluktaki yiyeceklerin ve diğer donmuş gıdaların buzunu eritmek için su kullanmayalım.
Bu tür gıdaların buzlarını buzdolabının alt gözünde bir gece bekleterek çözebiliriz.

Tasarruflu Tüketim İçin Pratik Çözümler
- Enerji verimliliği “A” sınıfı olan makineleri kullanmalıyız.
- Yıkama kapasitesi ailemize uygun olanı tercih etmeliyiz. Küçük aileler için büyük kapasiteli
makineler gereksizdir, fazla su ve enerji harcar.
- Makineyi yerleştirirken etrafında en az 5 cm boşluk olmasına dikkat etmeliyiz.
- Sıkma devrinin yüksek olması önemli değildir ve çamaşırların da zor ütülenmesine yol açar.
- Çamaşır makinesini tam kapasiteyle çalıştırmalıyız. Çamaşırları bastırdığımızda tamburla
arasında bir karış boşluk kalmalıdır.
- Fazla miktarda ve aşırı köpüren deterjanlar yıkamayı güçleştirir ve tekrar durulama
gerektirebilir. Deterjan üzerindeki sıcaklık değerlerini de göz ardı etmemeliyiz.
- Az kirli çamaşırlarda ekonomik programı uygulamalıyız.
- Kurutma makinesi yerine, çamaşırları asarak kurutma yapabiliriz. Üstelik kurutma
makinelerinin çamaşırın lif ömrünü kısalttığını da unutmamalıyız.
- Kurutma makinesi kullanılıyorsa hava kanallarını temiz tutmalıyız. İçi ipçik ve liflerle dolan
hava kanalları daha çok enerji tüketimi demektir.
- Kurutmalı çamaşır makinesi alınacak ise bunların çamaşır kuruduğu zaman üniteyi kapatan,
nem sensörlü olanlarını tercih etmeliyiz.
- Önden yüklemeli makineler üstten yüklemeli makinelere göre daha az enerji tüketirler.

Tasarruflu Tüketim İçin Pratik Çözümler (BULAŞIK MAKİNESİ)
- Bulaşık makineleri elde yıkamaya oranla daha az su ve elektrik tüketimi sağlar.
- Kısa süreli yıkama ve durulama özellikli makineleri kullanmalıyız.
- Bulaşık makinesinin etrafına en az 5 cm boşluk bırakarak yerleştirmeliyiz. Bu sayede
ısınmadan dolayı oluşan sıcak havanın kolayca dağılmasını sağlayabiliriz. Aksi durumda
daha fazla enerji harcanmaktadır.
- Bulaşık makinesini tam kapasiteyle çalıştırmalıyız. Dolmayan makineyi çalıştırmamalıyız.
Her durumda makinenin aynı su ve enerjiyi harcadığını unutmamalıyız.
- Az kirli bulaşıklar için kısa veya ekonomik devirli, düşük sıcaklıklı program kullanmalıyız.
- Bulaşıkları makineye koymandan önce durulamak yerine yemek artıklarını sıyırmakla, daha
az elektrik, su ve deterjan tüketilmektedir.
- Makinenin son durulama yaptıktan sonra kapatılması ve kapağını açıp bulaşıkların bu
şekilde kurutulması daha az enerji tüketimi sağlayacaktır.
- Bulaşıkların yıkanması için 60 derece sıcaklık istenir ancak 50 derecede de bulaşıkların
yıkanması mümkündür. Bu sayede yüzde 10 daha az enerji tüketmiş oluruz.
Tasarruflu Tüketim İçin Pratik Çözümler (TELEVİZYON, VCD/DVD GÖSTERİCİ VE MÜZİK SETİ)
- Cihazlar kumandadan kapatılması halinde, “Stand-by” konumunda enerji tüketmeye
devam ederler. Harcanan bu enerji yaklaşık olarak cihazın kendi enerjisinin %5’i kadardır.
- Çalışmayan cihazların “Stand-by” konumunda iken elektromanyetik kirliliğe
yol açtığını unutmamalıyız.
- Geceleri TV karşısında uyumayı seviyorsak mutlaka otomatik kapama programlarını
kullanmalıyız.
- Radyo, televizyon ve müzik setlerinin ses düzeyinin düşük tutulması enerji tüketimini azaltır.

1 Mart 2012 Perşembe

Payölçer ( Pay Ölçer ) Nedir ? Nasıl Takılır ? Neden Takılır ?

Isı pay ölçer nedir? Nasıl çalışır?
Sistem 2 parçadan oluşmaktadır.
1. Termostatik vana 2. Isıpay ölçme cihazı (sayaç)
Termostatik vananın işlevi radyatöre giren sıcak suyu istenilen sıcaklığın dışında sisteme geri döndürmek dolayısıyla cam açmak yerine tasarrufu teşvik etmektir. Termostatik vananın yanında bir de ısıpay ölçer adı verilen sayaç yeralmaktadır. Bu cihaz da radyatöre belirlenen zaman diliminde kaç kW ısı girdiğini ölçmektedir. Tayin edilen zaman diliminde bu cihazlardan okuma yoluyla alınan veriler değerlendirilerek yakıt faturası daha adil bir biçimde konutlara paylaştırılmaktadır. Cihazlardan okuma günümüz teknolojisinde radyofrekansı marifetiyle konutlara girmeden uzaktan yapılabilmektedir. Okuma maliyeti konut başına 1-2 civarındadır. Isıpay ölçme cihazının ithalatını yapan firmalar bu işi de yapmaktadır. Cihaz fiyatı ise termostatik vana ve ısıpayölçer dahil 40-50 dır. Burada problem bu cihazı her radyatör girişine monte etmektir. Burada handikap merkezi sistem ısıtmalarda sıcaksu boruları kazan dairesinden birden fazla kolonla konutlara dağılmasıdır. Yeni yapılan sistemlerde aynı şebeke suyu gibi her bir konuta tek bir boru ayrıldığından aynı su sayacı gibi ısı sayacı kazan dairesine konulmakta okuması da kolay olmaktadır.
100 m² bir konut için 6 grup radyatör olduğunu varsayalım. Montaj maliyetini de 20 alalım. 480 yani 900-1,000 TL gibi bir maliyet çıkar. Yıllık 1,800 TL yakıt faturası olan bir konut % 25-30 tasarruf sağlasa 6 ayda en fazla 2 yılda yapılan yatırımı geri almaktadır. Sistemin çalışma prensibi oda termostadı vasıtasıyla istenilen oda sıcaklığına ulaşıldığında termostatik vana radyatör girişini otomatik olarak kapatmakta ve tasarruf yapılmaktadır. Böylelikle konut sakinleri fazla ısındıklarında camları açamayacaklardır.
Her radyatöre takılan termostatik vanalar sayesinde, daire sakinine her odayı istediği sıcaklığa ayarlama imkanı sağlanır. Bu sayede kullanılmayan odalarda radyatör sıcaklığının düşürülmesi önemli derecede ısı enerjisi tasarrufu sağlar. Genel kural olarak, her 1°C oda sıcaklığının düşürülmesi % 6 oranında ısı enerjisi tasarrufu sağlandığı bilinmektedir. Bu da CO2 salınımının azaltılması ve de heşeyden önce yakıt giderlerinde tasarruf demektir.


Merkezi Sistem Isıtmalarda BAĞIMSIZ ISINMA! Isı payölçerler sistemi ile istediğiniz kadar ısının, ısındığınız kadar ödeyin, tasarrufunuzu kendiniz belirleyin. Isı Payölçer Sistemleri Türkiye'de... Merkezi sistem ısıtmalarda, herkesin kullandığı ısı tüketimini ölçen, Herkesin kendi ısısını kendisinin ayarlamasını ve böylece kendi kullandığı enerjinin parasını ödemesini sağlayan, Sistem tadilatı gerektirmeyen ve kolaylıkla monte edilebilen, Isı Payölçer'leri ile; * İhtiyacınız kadar tüketin, * Sıcaklığı kendi konforunuza göre ayarlayın, * Isı tüketim kontrolü sizin elinizde olsun, * Paranız cebinizde kalsın. Telsizli Isı Payölçer Isı payölçer, bir radyatörün ortama yaydığı ısı miktarının tespit edilmesini sağlayan cihazdır. Elektronik Isı Payölçerler, radyatör ve ortam sıcaklığının denetlenmesi için iki adet son derece hassas sıcaklık algılayıcısına sahip olan modern cihazlardır. Cihazlar, programlanmış olan okuma tarihindeki tüketim değerini hafızasına alır ve bu bilgileri telsiz frekansı yoluyla okuyucuya aktarır. Bu sayede tüketim değerlerinin okunması için hiçbir zaman eve girilmesi gerekmez. Elektronik ısı payölçerleri, 10 + 2 yıl ömürlü bir adet pil ile çalışır ve manüplasyon girişimlerini algılayan bir hissediciye sahiptir. Isı Payölçer Sistemi ile tasarruf nasıl sağlanır? Her radyatöre takılan termostatik vanalar sayesinde, daire sakinine her odayı istediği sıcaklığa ayarlama imkanı sağlanır. Bu sayede kullanılmayan odalarda radyatör sıcaklığının düşürülmesi önemli derecede ısı enerjisi tasarrufu sağlar. Genel kural olarak, her 1 C oda sıcaklığının düşürülmesi %6 oranında ısı enerjisi tasarrufu sağlandığı bilinmektedir. Termostatik vana neden zorunludur? Sistemin diğer önemli unsuru olan ısıtma kontrolünün sağlanabilmesi için her radyatöre termostatik vana takılır. Böylece her odada istenilen ısı derecesinde ısıtma sağlayabilecek bir altyapı oluşturulur. Aksi halde mevcut aç/kapa vanalar ile oda sıcaklığı üzerinde bir kontrol oluşturulamaz. Termostatik vanalar oda sıcaklığını istenilen derecede tutar


Termostatik Vana TTermostatik vanalar ısı kontrol ve ölçüm sistemlerinin vazgeçilmez parçasıdır. Termostatik vana, ortam sıcaklığının kullanıcıların istedikleri düzeyde kalmasını sağlar. Kullanıcılar her radyatöre takılan Termostatik vana sayesinde istedikleri gibi sıcaklık ayarı yapabilirler. Termostatik vana ortam sıcaklığını hissederek radyatöre su akışını ayarlar. Bu sayede kullanıcılar hem istedikleri kadar ısınır hemde tasarruf yaparlar.

PAY ÖLÇER NEDİR?
Payölçer merkezi ısınma sistemlerinde kullanılan PAYLAŞTIRMA metodudur. Diğer bir adı ile “Isı Pay Ölçer” olarak adlandırılan cihazlar yardımı ile yakıt giderleri kullanım oranına göre paylaştırılır.
PAYÖLÇER NASIL ÇALIŞIR?
Tescilli marka PAYÖLÇER elektronik bir cihaz olup her petek grubuna 1 adet cihaz bağlanarak peteğin dönem içinde ne kadar kullanıldığını tespit eder.
CİHAZ YANLIŞ ÖLÇERMİ veya CİHAZDA HİLE YAPILABİLİRMİ?
Hayır. Bu cihazlar hassas ölçme yaparlar, kullanıcının veya bir başkasının Payölçer üzerinde yanıltıcı değer sağlaması mümkün değildir.
PAYÖLÇER SİSTEMİNİN TAKILMASI MECBURİMİDİR?
Evet , diğer sayfada yer alan kanun metnini okuyunuz. 2012 yılına kadar süre tanınmış ve bu tarihe kadar binalardaki kalorifer peteklerine payölçerlerin takılmış olması zorunludur.
PAYÖLÇER (PAY ÖLÇER) FAYDALIMIDIR VE FAYDASI NEDİR?
Yurt dışında Avrupa ülkelerinde 1984 yılından beri kullanılan ve merkezi sistemlerde kullanılmak zorunda olan pay ölçerler ilk donanım ve sonraki bakım işlem masrafları bakımından oldukça ekonomiktir. Kullanım süreci başladıktan çok kısa bir süre içinde sayısız fayda ve menfaatler sağlar. Kısaca şu faydaları ilk etapta sayabiliriz:
• Tasarruf sağlar. Kalorifer enerji tüketiminde %30 kadar tasarruf sağlar. Tasarruflu kullanıma dikkat edilmesi demek ısınmamak anlamına gelmemektedir. Daha iyi ısınıp daha az bedel ödemek mümkündür.
• Tasarruf sağlanması sonucu kalorifer sisteminin de daha verimli çalışması ve daha az yıpranması sağlanmaktadır.
• Binada eşit ısınmaya eşit ücret sağlanmakta yapılan tasarruf nedeni ile sıcak mekanda yaşamayı tercih edenler de yapılan tasarrufa ortak olmaktadır ve eskisinden daha az bir ücretle ayni seviyede ısınmak sağlanmaktadır.
• Boş duran veya sık sık seyahat eden daire malikleri kaloriferlerinde vanalarını kısarak tasarruf gayreti içinde olacaklardır , bu işlem sayesinde binaya gelen fatura tutarı düşecek ve boşuna enerji sarfı yapılmayacaktır. Hava sıcak olduğunda pencere açmak yerine kaloriferlerde vana kısılması veya kapatılması teşvik edilmiş olacaktır.
• Dairenin kuzeye bakması, çatı katı veya bodrum katı olması , izolasyonunun tam olmaması faktörleri hesaplama işlemlerinde faktör olarak dikkate alınabilecektir.
• Kalorifer petek sayısı, kalorifer peteklerinin cinsi ve ölçüleri hesaplamalarda dikkate alındığından herhangi bir haksızlığa imkan tanımamaktadır.
• PAY ÖLÇER sayesinde avantajlı olan merkezi tip ısınma artık daha fazla tercih edilir bir hale gelecek ve kombi sistemine ihtiyaç kalmadığından yurt ekonomisine ve binanızın ekonomisine büyük faydalar getirilmiş olacaktır.

Sıcak su kullanımı içinde arzu edilir ise harcanan kaloriyi hesaplayan paylaştırma sistemi de uygulanabilir.
• Hesapların yöneticiye bilgisayar çıktısı olarak verilmesi ile yöneticinin işlem yapma yükü kalmamaktadır. Firma bu işlemi yaparak yöneticiye vermektedir. Daireler arası mahsup işlemleri ise yönetici tarafından yürütülür.
Yukarıda kısaca faydaları sıralanan PAY ÖLÇER'in komşuluk münasebetlerini de olumlu etkilediğini söylemek mümkündür.
PAY ÖLÇER NASIL TAKILIR?
1. PAYÖLÇER kullanımına geçmek için önce binanızın genel kurul toplantısında karar almanız gerekecektir. Bu toplantı kararında şu hususların belirtilmesi faydalıdır. (Gerekiyor ise bir karar örneğini firmamızdan talep edebilirsiniz.)
• Genel kullanıma katılım payı daire başına ne kadar olacaktır. ( Önerilen oran %30 kadardır) Bu şu anlama gelmektedir: Dairede veya kalorifer bulunan mekanlardaki harcamanın %30 kadarı kullanıcılar arasında eşit oranda paylaşılacak, kalan %70 kısmı ise PAY ÖLÇER göstergesi sonucu yapılan hesaplamalar ile paylaşılacaktır. Bu oran karar da belirtilir.
• Aylık giderler önce eşit olarak yönetime ödenir . Dönem sonu PAY ÖLÇER hesaplamasına göre müteakip dönem içinde mahsup edilir.
• Umumi alanlarda bulunan (Merdiven, kapıcı dairesi vs) kaloriferlerin giderlerinin hangi oranda paylaşılması gereği hususu belirtilmelidir.
• Kuzey veya çatı katlarında iyi olmayan izolasyon varsa bu husus hesaplamalara yansıtılır / yansıtılmaz hususu belirtilir.
2. PAYÖLÇER takılması için sözleşme yapılmasını müteakip montaj için gün belirlenir. Belirlenen gün bina da ilan edilir ve ilan edilen gün PAYÖLÇER ler firmamız tarafından petekler üzerine monte edilir. Montaj işlemi daire başı takriben 15-20 dakika kadar sürmektedir.
3. Okuma işlemi: Bu işlem belirlenen tarihler arasında firma tarafından yapılır. Hesap işlemleri için dönem içinde gelen yakıt faturaları dikkate alınır. Her bir dairenin ısınma giderleri için ödediği bedeller de liste olarak yönetim tarafından firmaya verilmelidir.
KAÇ ÇEŞİT PAYÖLÇER UYGULAMASI VARDIR?
PAYÖLÇER cihazı ilk kullanıldığı eski dönemlerde mekanik olarak çalışan ve buharlaşma esası ile ölçüm yapan aletlerdi, ancak bu gün dijital göstergeli ve/veya kablosuz (telsiz) bağlantı kurulabilen aletlerle tespit yapılmaktadır.
Sıcak su harcamaları da ayni şekilde PAY ÖLÇER ile hesaplanacak ise su tesisatına bağlanacak özel PAYÖLÇER lerle yapılabilir. Yine bunlarda 2 çeşit olup dijital göstergeden manuel okumalı veya kablosuz bağlantı ile okumalı olarak çeşitleri vardır.
Harcamanın okunması işlemleri için manuel cihazlarda 1 yıllık dönemler içinde yapılmakta , kablosuz sistemlerde ise daha sık okuma işlemi yapılabilir. Kablosuz sistemde daireye girmeden haricen okuma imkanı vardır. Manuel cihazlarda ise petekler üzerindeki PAYÖLÇER değerlerinin tek tek okunması ve Payölçernin takılı olduğu peteklerin bulunduğu mekana girmek ve okumak gerekir.
PAYÖLÇER lerin merkezi sistemden ısınan tüm peteklere takılması şarttır. Bu nedenle merdivenler, bina girişi , varsa kapıcı dairesi vs alanlarda bulunan kalorifer peteklerine de PAYÖLÇER (PAY ÖLÇER) takılır. Bu peteklerin yaptığı harcama yönetimin hesabına yapılan umumi harcamalar hanesine yazılır.
PAYÖLÇERLERİN ÖMRÜ VE BAKIMI NASILDIR?
PAYÖLÇER cihazı sadece ilk donanım esnasında satın alınır. Müteakip seneler sadece okuma ve hesap işlemleri yapılır , bu işlem esnasında cihaz içindeki özel pil değiştirilir. Herhangi bir nedenle petek üzerindeki PAYÖLÇER cihazının kırılması, hasara uğraması gibi durumlarda derhal firmaya haber verilmelidir. Bu durumlarda hasara uğramış alet ücreti karşılığı değiştirilir okuma esnasında kırık cihaz tespiti halinde en yüksek değerden hesaba alınır. Cihazda oluşan bir arıza ise garanti kapsamında ücretsiz değiştirilir.
PAYÖLÇER lerin ilk montajı , dönem okuma işlemleri ve pil değişikliği için sözleşmede yazılı ücretler alınır bu ücretlerin tahsilatı yöneticiden alınmaktadır.
GARANTİ VE İŞLEMLER NASILDIR?
PAYÖLÇER ler ilk montajı takip eden 2 yıl garanti kapsamındadır. Kullanıcı kaynaklı hasar, kırılma durumlarında garanti geçersiz olup mutlaka firma tarafından derhal değiştirilmelidir. Bu hususlar sözleşmede yer alır. Firma kayıtlarında bulunan cihazların başkası ile değiştirilmesi mümkün değildir. Değer okumalarında firma kayırları geçerlidir. Okuma esnasında daire maliki isterse nezaret edebilir.
SİSTEM GÜVENİRLİĞİ NEKADAR?
Tüm ülkelerde kullanılan bu tip paylaşım sistemleri hata oranları çok küçük olan sistemlerdir. PAYÖLÇER ler ISO9001 , VDE Alman standartları onaylıdır. PAYÖLÇER cihazı sadece firmamız tarafından yetkili elemanlarca takılmaktadır. Ayrıca satılmaz .
-5627 Sayılı Enerji Verimliliği kanununa göre, merkezi sistemle ısıtılan binalarda "Termostatik Radyatör Vanası" kullanımı zorunludur. -5627 Sayılı Enerji Verimliliği kanununa göre, merkezi sistemle ısıtılan binalarda "Isı Sayacı" veya "Isı Pay Ölçer" kullanımı zorunludur.

29 Şubat 2012 Çarşamba

Energy Efficiency at Turkey

Based on the studies , some of achieved conclusions regarding Energy Efficiency at Turkey are listed below:

1- Since for a long period of time, Turkish general energy policy is focused on short term solutions for meeting the increasing energy demand, there have been no sufficient investments in the energy efficiency area. However, from now on, it is very crucial to support energy efficiency studies, excepted as one of the alternative policies by the world.
2- Energy policies should be evaluated together with the sustainable development policies (economy and environment). For instance, in medium and long term plans, incentive and funding mechanisms should be developed to make investments for sectors consuming less energy but having more value-added. In addition, in Turkish sustainable development policy, not only increase in per capita energy consumption but also development of living standards should be accepted as an indicator.
3- Although the studies were started in 1981, Law on Energy Efficiency was enacted in 2007. Law on Energy Efficiency, being good framework legislation, has very broad scope and for preventing the problems during implementations, required structural, institutional and regulatory improvements should be done as soon as possible.
4- While doing the required improvements, it is very important to take the opinions, recommendations, etc. of all related stakeholders. Especially in the preparation period of regulations, it should be considered that they should be based on Turkey’s conditions and should be easily implemented. In other words, preparing regulations should not be copied from other countries.
5- To be able to easily implement provisions of the Law and related regulations, government should develop wide range both national and international funding mechanisms for the actors in the market.
6- Government should make demonstration project mainly in the public sector in order to be an example for the actors in the market.
7- For monitoring the energy efficiency implementations, monthly and/or yearly action plans, including targets and related measures on the basis of a sector, should be prepared and by means of this monitoring and evaluating studies, the success and/or failure within the sector can be easily followed and future plans, programs and predictions can be made accurately on the basis of formed database.
8- It is obviously said that the awareness studies for the public even for the individual have the utmost importance. Even though government develops wide range funding mechanisms, first of all individual should believe the necessity of the efficient use of energy and subsequent benefits of the obtained energy saving.
9- Energy prices should reflect the real costs for emphasizing the profits gained by energy saved trough applied energy efficiency measures in order to support the awareness studies for the public. Especially, in case of electrical energy consumption, ratios of lost and illegal usages should be reduced as much as possible and equal conditions for the consumers should be provided.

Doğalgaz sektörü reformları

**4646 Sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu Doğal Gaz Piyasası
Kanunun amacı; doğal gazın kaliteli, sürekli, ucuz, rekabete dayalı
esaslar çerçevesinde çevreye zarar vermeyecek şekilde tüketicilerin
kullanımına sunulması için, doğal gaz piyasasının serbestleştirilerek
mali açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir doğal gaz piyasasının
oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetimin
sağlanmasıdır. Kanun; doğal gazın ithali, iletimi, dağıtımı,
depolanması, pazarlanması, ticareti ve ihracatı ile bu faaliyetlere
ilişkin tüm gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini kapsar.
Kanun ile BOTAŞ’ın doğal gaz ithalatı, iletimi, alım satımı ve
depolanması faaliyetleri üzerindeki tekeli sona ermiştir. Böylece,
özel şirketler EPDK’dan lisans almak kaydıyla, doğal gazla ilgili
faaliyetlerde bulunabilecek ve aralarında ortaklıklar
kurabileceklerdir. Piyasada rekabetin tesisi amacıyla, BOTAŞ da
dahil olmak üzere piyasada faaliyet gösterecek olan hiçbir ithalatçı
ve toptan satıcının piyasadaki ticari payı ülke genelindeki doğal gaz
tüketim tahmininin yüzde 20’sini aşamayacaktır
**5367 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun ile doğal gaz alım anlaşmalarının özel
sektöre devrine ilişkin uygulamalarda karşılaşılan sorunların
giderilmesi amacıyla gerekli yasal değişiklikler yapılarak, pazarın
yüzde 64’ü için ihaleye çıkılmıştır.
** Doğal gaz piyasasında ise 4 milyar kontrat m3 gazın özel
sektöre devri yönünde sonuçlandırılan ihale çerçevesinde ilk devir
işlemi tamamlanarak kazanan şirket tarafından 250 milyon kontrat
m3/yıl gazın ithaline 19 Aralık 2007 tarihinden itibaren başlanmıştır.
Ayrıca doğal gaz iletim şebekesi ilk defa 1 Temmuz 2007 tarihi
itibarıyla üçüncü taraflarca fiilen kullanılmaya başlanmıştır (KEP,
2009).
** Doğal gaz kullanımının ülke geneline yaygınlaştırılması
hedefi doğrultusunda bugüne kadar EPDK tarafından 53 dağıtım
bölgesi için doğalgaz dağıtım ihalesi yapılmış kazanan şirketlere 53
doğal gaz dağıtım lisansı verilmiştir. Bunlardan 51 dağıtım şirketi
bölgelerinde yatırıma 45 dağıtım şirketi de bölgelerinde gaz
sunumuna başlamıştır

Türkiye'de Elektrik piyasası Reformları

Elektrik Piyasası Reformları;
** Elektrik piyasası kanunu ile şeffaf kurallara sahip, yatırımcılara
güven verecek şekilde açık olan ve tamamen bağımsız bir
Düzenleme Kurumu (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu,
EPDK) tarafından düzenlenecek olan bir piyasanın oluşturulması
amaçlanmıştır. İlgili kanunun amacı elektriğin yeterli, kaliteli,
sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde
tüketicilerin kullanımına sunulması için, rekabet ortamında özel
hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterebilecek, mali açıdan
güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının
oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve
denetimin sağlanmasıdır. Bu Kanun; elektrik üretimi, iletimi,
dağıtımı, toptan satışı, perakende satışı, perakende satış hizmeti,
ithalat ve ihracatı ile bu faaliyetlerle ilişkili tüm gerçek ve tüzel
kişilerin hak ve yükümlülüklerini, Elektrik Piyasası Düzenleme
Kurumunun kurulması ile çalışma usul ve esaslarını ve elektrik
üretim ve dağıtım varlıklarının özelleştirilmesinde izlenecek
usulü kapsamaktadır (4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
Madde 1).
**Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretim
Amaçlı Kullanımına İlişkin 5346 Sayılı Kanunun amacı;
yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı
kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir,
ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak
çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması,
atıkların değerlendirilmesi, çevrenin korunması ve bu amaçların
gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün
geliştirilmesidir.
** 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunun amacı; enerjinin etkin
kullanılması, israfının önlenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomi
üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için
enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin
artırılmasıdır. Söz konusu kanun ile mevcut hayat
standartlarında, üretim miktarında ve üretim kalitesinde düşüşe
sebep vermeden toplam enerji maliyetinin azaltılması
hedeflenmektedir. Bu çerçevede, 2008 yılı enerji verimliliği yılı
ilan edilmiştir (KEP, 2009)

**5686 Sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular
Kanunun amacı, jeotermal ve doğal mineralli su kaynaklarının
etkin bir şekilde aranması, araştırılması, geliştirilmesi,
üretilmesi, korunması, bu kaynaklar üzerinde hak sahibi
olunması ve hakların devredilmesi, çevre ile uyumlu olarak
ekonomik şekilde değerlendirilmesi ve terk edilmesi ile ilgili
usûl ve esasları düzenlemektir.
**5720 Sayılı Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi
ile Enerji Satışına İlişkin Kanunun amacı; enerji plan ve
politikalarına uygun biçimde, elektrik enerjisi üretimi
gerçekleştirecek nükleer güç santrallerinin kurulması, işletilmesi
ve enerji satışına ilişkin usul ve esasları belirlemektir.
**5784 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile arz güvenliğinin
sağlanması amacıyla kapasite mekanizmalarının oluşturulması ve
bu kapsamda merkezi bir yarışma yoluyla arz tedariki imkanı
getirilmiştir. Nihai bir seçenek olarak ise kamunun üretim
yatırımı yapması mümkün kılınmıştır. Tüm bu seçenekler için
son karar mercii Bakanlar Kurulu olarak belirlenmiştir.
**Elektrik perakende satış fiyatlarında maliyet bazlı fiyat
mekanizması 1 Ağustos 2008 tarihi itibariyle yürürlüğe
konulmuştur. Bu mekanizma ile; perakende satış fiyatlarının
kömür, doğalgaz gibi girdi fiyatlarındaki değişiklikler, ki bu
fiyatlar da maliyet bazlı olarak otomatik güncellenecektir, ile
enflasyon ve döviz kurundaki değişiklikler çerçevesinde 4 ayda
bir değiştirilmesi öngörülmektedir.

**Elektrik üretiminde kapasite olarak küçük olmakla birlikte ilk
özelleştirme başarıyla gerçekleştirilmiştir. Yaklaşık 140 MW
kurulu güce sahip 9 adet santralin özel sektöre devri Eylül 2008
tarihinde tamamlanmıştır (KEP, 2009)

TÜRKİYE’DE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI EŞLEŞTİRME (TWINING) PROJESİ

Nihai tüketim sektörlerindeki enerji verimliliğinin geliştirilmesi ve yerli kaynakların optimum kullanımının sağlanması ulusal enerji politikasının önemli bir parçasıdır. Söz konusu faaliyetleri tüm ülke çapında ve daha etkin olarak gerçekleştirmek ve çeşitli uluslararası taahhütleri yerine getirmek amacıyla AB’den alınan uzman desteği ve tüm ilgili kuruluşların görüşleri alınarak bir Enerji Verimliliği Strateji Raporu hazırlanmış ve Haziran 2004 tarihinde Bakanlığımız tarafından kabul edilmiştir. Bunu müteakip, AB ile Türkiye’de enerji verimliliğinin arttırılması çalışmaları ile ilgili bir Twining Projesi başlatılmasına karar verilmiş olup Proje 1 Temmuz 2005 tarihinden itibaren başlamış bulunmaktadır.

20 ay sürecek olan bu Proje ile Avrupa Birliğine üye ülkelerden Fransa ve Hollanda’nın enerji verimliliği kuruluşları olan ADEME ve SENTERNOVEM ile yürütülecek çalışmalar kapsamında, Avrupa Birliğinin enerji verimliliği politikaları ve uygulamaları konusunda teknik yardım, bilgi transferi ve eğitim yoluyla Avrupa’daki benzerlerine uygun bir enerji verimliliği çerçevesinin Türkiye’de oluşturulması amaçlanmaktadır. Aynı zamanda söz konusu Proje, yasal ve kurumsal yapının kuvvetlendirilmesi, enerji tasarrufu potansiyelinin belirlenmesi ve bilinçlendirme faaliyetlerini kapsamaktadır.

Proje faaliyetleri iki ana bileşenden oluşmaktadır;

Yasal ve Kurumsal Yapının Kuvvetlendirilmesi
• İlgili Enerji Verimliliği Mevzuatının gözden geçirilerek ve değerlendirilerek AB mevzuatına uygun yasal oluşumun gerçekleştirilebilmesi için tavsiyelerde bulunulması

• AB’de gerçekleşen en iyi uygulamaları dikkate alarak ve Enerji Verimliliği Stratejisinin hedeflerini göz önünde bulundurarak ilgili kuruluşlarla entegre bir işbirliği içinde uygulamaların etkin bir şekilde yerine getirilebilmesi için kılavuz hazırlanması, enerji verimliliği ile ilgili mevcut kurumsal yapının gözden geçirilerek gerekirse değişiklik önerilerinde bulunulması

• Strateji hedeflerinin gerçekleştirilmesi doğrultusunda EİE’nin kapasite oluşumunun, insan kaynaklarının çalışma prosedurlerinin gözden geçirilmesi ve bunların iyileştirilmesi için tavsiyelerde bulunulması

• Avrupa’da uygulanan enerji verimliliği programlarının etkilerinin gösterilmesi ve mümkün olduğu takdirde onların Türkiye koşullarına uyarlanması, hedefleri belirlenmiş ve entegre enerji verimliliği programlarının tasarlanması ve uygulanması

• EİE Ulusal Enerji Tasarrufu Merkezi elemanlarının enerji verimliliği stratejisini daha da geliştirebilmeleri ve çalışmaları yönlendirebilmeleri için eğitilerek kabiliyetlerinin arttırılması

• Halkın bilincinin arttırılması ve enerji verimli teknolojik bilgilerin yaygınlaştırılması, kamuoyunun bilinçlendirilmesi ile ilgili bir strateji geliştirilmesi için destekte bulunulması ve promosyon materyalinin geliştirilmesi

• Yerel düzeyde enerji tasarrufu programlarının geliştirilmesi ve izlenmesi için destek sağlanması, özellikle bina ve ulaşım sektörlerinde yerel makamları ve paydaşları enerji verimliliği hakkında bilgilendirilmesi, organize edilmesi ve eğitilmesi
• EİE elemanları için bazı spesifik konularla ilgili yeni eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, mevcut eğitim programlarının iyileştirilmesi ve kapsamının tüm nihai kullanım sektörlerini içine alacak şekilde genişletilmesi
• Demonstrasyon projelerinin belirlenmesi ve seçimi için kuralların ve kriterlerin saptanması ve EİE elemanlarına projelerin değerlendirilmesi hususunda destek sağlanması

Enerji Tasarrufu Potansiyellerinin Belirlenmesi
Projenin bu bölümünde, sanayi, bina ve ulaşım sektörlerinde enerji tasarrufu potansiyelinin belirlenmesi amaçlanmaktadır. Bu çalışma, EİE’nin bu alanlarda daha önce yaptığı çalışma sonuçlarının ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde yürütülecek bazı çalışmalardan elde edilecek bilgilerin Twining ekibinin desteğinde değerlendirilmesi şeklinde olacaktır.
• Enerji verimliliği önlemlerinin ekonomikliğini tespit etmek için elektrik, gaz ve diğer enerji kaynaklarına ve farklı tüketici gruplarına gore çeşitli fiyat senaryoları geliştirilmesi
• Tüm enerji tüketen sektörlerde enerji tasarrufu potansiyelinin değerlendirilebilmesi için mevcut çalışmaların, audit sonuçlarının gözden geçirilmesi
• Enerji tasarrufu potansiyellerinin değerlendirilebilmesi için uygun metodolojinin geliştirilmesi
• Enerji Tasarrufu Potansiyelleri, indikatörler ve modellemelerle ilgili EİE ve ilgili kuruluşlardan seçilecek uzman bir kadroya özel bir eğitim düzenlenmesi
• Sanayi, bina ve ulaşım sektörlerinde seçilmiş alt sektörlerde veri toplama amacıyla yapılacak alan çalışmaları için çalışma gruplarının oluşturulması ve yerel danışmanlar eşliğinde saha çalışmalarının yürütülmesi
• Enerji verimli teknolojileri, know how ve maliyetleri içerecek şekilde enerji indikatörleri sistemi ve bir benchmarking veri tabanı oluşturulması
• Oluşturulacak benchmarking veri tabanı ile bağlantılı olarak enerji tasarrufu potansiyelinin ve maliyet etkin tedbirlerin alt sektörler bazında belirlenmesi
Twining Projesinin daimi uzmanı, Proje süresince EİE Genel Müdürlüğünde çalışacak olup Türkiye’nin enerji verimliliği politikalarının oluşturulması, geliştirilmesi ve uygulanmasında tavsiyelerde bulunacak ve danışmanlık yapacaktır. Projenin ihtiyaçları doğrultusunda planlanan ve hedeflenen hizmetleri ve eğitimleri sağlayabilmek üzere, uzun ve/veya kısa dönemli uzmanlar tarafından da ayrıca destek sağlanacaktır.

28 Şubat 2012 Salı

New Energy Geopolitics: Turkey as Energy Hub

New Energy Geopolitics: Turkey as Energy Hub "
For the Turkish government, there are two primary reasons to make the country an energy hub, a transit route for the so-called "fourth corridor" of gas suppliers in the Middle East and the Caspian basin (Norway, Algeria and Russia being the other three corridors). The first is to guarantee the security of supply, particularly for gas. The Turkish government has always insisted on the right to take some of the gas in transit pipelines for their own consumption, known as offtake rights. The second reason is to gain political influence in Europe and in the region due to the ownership of a key infrastructure route.
Politics will dictate the development of the gas corridors, in particular the relationship with Russia, and the problems in securing gas supplies. For Russia, energy policy and foreign policy are interrelated.31 The same is true for Turkey. By becoming the center of the transit routes for hydrocarbons between the Caspian, the Middle East and Europe, Turkey will be able to increase its influence in the region. This would allow Turkey to leverage the government's policy, formulated by foreign minister Ahmet Davutoglu, of "zero problems with neighbors," in many cases the neighbors that will be supplying the hydrocarbons.
After the 2008 Russian-Georgian war and the 2009 dispute between Russia and Ukraine, which led to the shutting off of a major part of European gas imports, the EU realized it needed to diversify its supplies of natural gas, a goal that will become more critical as the demand for gas is growing in Europe just as domestic supplies are depleted.32 Turkey could present itself as the solution to Europe's energy problems.
There are a number of pipeline projects being considered that are designed to turn Turkey into an energy hub. The first is the Interconnector-Turkey-GreeceItaly (ITGI) gas pipeline. This project is an extension of the Turkey-Greece gas pipeline, which brings gas from Azerbaijan to Greece, to southern Italy and then to the European network. The project, led by the Italian utility Edison, DEPA (the Greek public pipeline corporation) and BOTAÇ (Boru Hatlari ile Petrol Tarima Anonim §irketi, the state-owned Turkish pipeline company) envisages 8 billion cubic meters a year of gas moving from Azerbaijan to Italy through Turkey and Greece starting in 2015, increasing to 15 billion cubic meters a year.33
A much more ambitious proposal is the Nabucco gas pipeline, a 7.9 billion euro project to build a 30 billion cubic meter a year pipeline from Turkey up through the Balkans to Austria. The project is supported by BOTAÇ, Bulgarian Energy Holding (BEH), the Austrian OMV, the Hungarian MOL, the Romanian Transgaz, and the German utility RWE. The European Commission supports the project. Azerbaijan would supply the gas in the initial stages, and then possibly Turkmenistan, and potentially later Iran, Iraq and Egypt. Construction is due to start in 2011, with gas flowing as of 2014: 34
Despite the potential of these projects, Russia has historically held the monopoly on imports of Eurasian natural gas to Europe through its Soviet-era pipeline network, now owned by Gazprom, and this has given the country a strong geopolitical influence. It is an influence that Russia wants to retain. And after the 2008 Russian-Georgian war, the message was clear: Russia has the military power and will to dictate terms in its near abroad when it feels its position is weakening. The Turkish government is clearly aware of this message.
Russia's attempt to maintain its monopoly on the supply and transportation of Eurasian gas can be seen in the Russian-proposed South Stream gas pipeline, a pipeline that could potentially compete with Nabucco. The South Stream project is a proposed 60 billion cubic meters a year natural gas pipeline running under the Black Sea, thereby bypassing Ukraine, and exporting Russian and Central Asian gas. The project is led by Gazprom and Eni, an Italian energy company, and is expected to cost 20 billion euros. The Austrian company OMV, also a partner on the Nabucco pipeline, recently joined the consortium, as well as Slovenia, Croatia and EdF from France. Construction is due to start in 201 1, with the initial stages completed by 2015.35
Russia works to entice suppliers into using its pipelines using both threats and promises. The 2008 Georgian war was the threat, when it became clear that pipelines in the region were potentially vulnerable. The promise was commercially attractive terms. In other words, Russia wanted to give the message that it was willing to use force to keep its influence, but cooperative countries would benefit. In 2009, Russia told the Azerbaijani government that it would be willing to purchase all its gas production at European "net back" prices, the sales price in Europe, minus transportation charges, which was much higher than what Turkey was paying for gas at the time. In 2009, the Azerbaijani government agreed to export a small quantity of gas, 0.5 billion cubic meters a year, through Gazprom's networks.36
The Azeri decision to export small quantities through Russia can also be seen as a way for the Azerbaijan government to force Turkey to accept a new pricing deal. Under the original contract for the BTE pipeline, Turkey was paying US$100 to US$120 per thousand cubic meters, much lower than contracted prices in Europe. In May 2010, it was reported that Turkey agreed to pay US$220 per thousand cubic meters.37 This price is very similar to US$230 per thousand cubic meters agreed between Russia and Ukraine in April 2010, a price that was considered roughly equal to the price charged in Europe, minus the extra transportation charges.38 Therefore, by agreeing to export gas to Russia, Azerbaijan was able to both mollify the Russians and force Turkey to agree to pay European contract prices for its gas.
The Azeri situation must be taken into consideration by the Turkish government as a challenge to its energy security goals. And suppliers apart from Azerbaijan will be required for Turkey to become an energy hub. There are realistically two countries: Iran and Turkmenistan. At present, Turkmenistan, which has perhaps the fifth largest gas reserves in the world is diversifying from its traditional export route through Russia by building pipelines to China and Iran, as well as agreeing to look into building a pipeline across the Caspian to supply the Nabucco pipeline and continuing to export through Russia. By diversifying the countries it supplies, Turkmenistan would be able to balance Russian influence with Chinese, while keeping on good terms with the West.
Iran has the third largest gas reserves in the world, according to BP, which, due to US sanctions, have not been largely exploited. Also, since 2001 Iran has been exporting gas to Turkey. The Iranian government has offered TPAO (Tiirkiye Petrolieri Anonim Ortakhgi, the Turkish state-owned oil and gas company) development concession on its South Pars gas field, one of the largest in the world, to gain support from Turkey to oppose the US sanctions.39 Iraq could be another supplier, and oil is intermittently shipped via pipeline through Turkey to the port of Ceyhan. However, the pipelines in Iraq are subject to numerous attacks, and until the situation in that country is resolved, the required investment in pipeline construction and developing the resource base is unlikely to be forthcoming.
To sum up the challenges Turkey in becoming an energy hub, the primary goal of all these exporting and importing countries is to avoid reliance on Russia and to pursue their own particular political goals. Azerbaijan agrees both to send gas to Russia and to Turkey, which avoids conflict and gives it a good bargaining position for prices; Turkmenistan wants to have all the big regional powers reliant on its gas; Austria agrees to participate in both the South Stream and the Nabucco projects. Even Turkey, while primarily supporting the Nabucco project, has agreed to let South Stream be developed in its territorial waters.40 The Turkish government is also continuing to negotiate a contract for Russia to develop a nuclear power plant in Mersin, further drawing in Russian involvement in the energy sector.41 Only Iran seems to have a single objective: Undercut US sanctions and develop its own gas fields to increase revenue. All of these arrangements are also affected by the current low price in natural gas, due to reduced demand because of the recession and an increase in US unconventional shale gas production.42 As a result it is unclear if there will be sufficient demand, never mind supply, to develop all the proposed projects.
At the moment there are competing projects - South Stream and Nabucco primarily - and the Turkish government appears to be supporting both. Azerbaijan and some EU member states and companies are also following this strategy. There is a lack of coherent strategy on the part of Turkey as the government is looking at short-term objectives such as trying to increase the speed of EU accession negotiations, negotiate a low price for Azerbaijani gas, and to keep on good relations with Russia. The same considerations can be seen in terms of nuclear power: the Turkish government is having Russia develop one plant, and South Korea another. This lack of a coherent long-term strategy means that the Turkish government is primarily responding to events instead of influencing them. The development of Turkey into an energy hub would reinforce two major policy objectives of the government: ensuring the security of supply and increasing connections with its neighbors and the EU. Without a coherent strategy these goals will be difficult to attain.

26 Şubat 2012 Pazar

New Energy Geopolitics: Why does Turkey Matter?

New Energy Geopolitics: Why does Turkey Matter?
"Publication Insight"
Turkey's energy policy is shaped by issues of energy security, and is based on two aims: avoiding reliance on imported energy sources and supplying energy at a reasonable cost to its population. Within the context of post-Cold War energy geopolitics, Turkey has found itself at the center of supply and demand routes for oil and gas and has evolved as an energy hub. This article analyzes the new global energy geopolitics, then turns to Turkey's energy security perceptions and its placement within the new energy geopolitics. Throughout the article, the latest developments in Turkey's energy policy are examined, and answers to the following questions are sought: How is energy security perceived in Turkey, and hence how are its energy-related policies formulated? What is Turkey's position within global energy security dynamics and why does Turkey matter for the new energy geopolitics?.

The New Energy Geopolitics
Geopolitics is a generic term that covers "conceptual and terminological tradition in the study of the political and strategic relevance of geography."1 The term covers the relationship between the conduct of foreign policy, political power and the physical environment. Historically, energy commodities have constituted geopolitical instruments. Under the global market economy, suppliers compete in the market and energy-producing countries can use energy as a regulative instrument. Hence, the issue of control of and access to energy resources appears as an indispensable part of any states' geopolitical considerations. The 18th century British and 19th century German power politics based on the control of energy resources illustrate the close link between geopolitics and energy Similarly, the United States' quest for accessing oil resources overseas has dominated 20th century geopolitics. In the early 1980s the term 'resource war' became popular in the United States because of the perceived Soviet threat to American access to Middle Eastern oil and gas.
To draw attention to the close link between geopolitics and energy, with his renowned "Heartland theory," Haiford Mackinder argued that the one who controls or influences the export routes and the oil and gas resources of the Heartland, the geographical area that covers Eastern Europe including Russia and most of the Black Sea, dominates the world.4 After the end of the Cold War, the geopolitical significance of the greater Middle East has continued unabated, and the United States has extended its control over this energy-rich region to ensure that no single power should control its geopolitical space.'5 In the post-Cold War era, a new geopolitics based on resource flows has prevailed over the old Cold War geopolitics drawn by ideological divides.
As global energy consumption continues to rise, there is more competition than ever over access to resources, and more attention is being given to protecting energy supply routes. Against this background, energy today has - more than ever - become one of the important generators of spatial geopolitics by emphasizing the ownership of hydrocarbon resources and control over pipelines routes.
The post-Cold War shift in international security from a security concept based on ideological differences to one that revolves around securing access to and control over energy resources has required further understanding and conceptualization of the link between energy and geopolitics. Within this context, Ulke Anbogan discusses the concept of energeopolitics,6 and Mert Bilgin discusses new energy order politics, or neopolitics, within which the will and capabilities of big and rising powers consolidate their authorities.
The threat of declining oil production, the rise of natural gas, and new forms and uses of energy and energy security have become important issues for the energy sector today. As Anbogan and Bilgin argue, the main problem is the fact that upcoming age of energy is influenced by multiple actors rather than one hegemon or two superpowers.8 The current global energy dynamics are dominated by five major actors, each with different agendas and interests: The United States, the EU, the developing world including China and India, energy producers, and anti-status quo and regulative non-state actors like international and national oil corporations.9 In short, the post Cold War political and economic power shift eastward, the strong demand stemming from growth in China and India, the rise of resource nationalism, and the interference of national and international oil corporations appear as the main factors that have shaped the new and complex field of energy geopolitics.
As noted by Michael Klare, the new energy geopolitics is subject to the influence of two troubling trends. The first is an unprecedented increase in future energy demand thanks to newly industrialized capitalist states like China and India which are expected to account for nearly half of the global increase.10 Indeed, the rise of new regional and global powers, the gap between global-level energy supply and demand, the concentration of non-renewable stocks of oil and gas in the Greater Middle East, and the spread of industrial capitalism into China and India could trigger a new "Great Game" as global powers compete for access to and control over energy resources.
In the new energy geopolitics or new energy order, India and China have grown into two of the biggest consumers of Eurasian energy resources, thus becoming major competitors to the United States and the EU. The growth witnessed in China and India has added considerable pressure to the global demand for more energy sources. Currently India imports 70% of its oil and gas. Consequently, India has extensively searched for long-term agreements with supplier states. Similarly, China has just signed a US$ 100 billion contract to purchase crude oil and natural gas from Iran for a period of 25 years.11 Conversely, facing the geopolitical effects of its growing dependence on external energy suppliers, especially for the highly preferred natural gas, the EU is trying to vary both its supplies and suppliers. The uncertainty of gas imports from Russia and the deficit between energy consumption and production in Europe has led the European states to pursue other supply options besides Russia. However, other countries like India, Pakistan, and China are also potential long-term customers for the EUs alternative suppliers. Intense competition for energy supplies between Asia and Europe and the long-term deals between Asian powers and energy suppliers could cause a considerable decrease in share of the Union in the regional supplies.
Energy has become the key strategic asset in securing Russia's economic security, along with its global status as a superpower. In order to localize power in the hands of the government, Vladimir Putin successfully renati onalized control of energy resources, taking a controlling share of Gazprom, the largest Russian extractor of national gas. Both Russia and Iran's rise as energy superpowers and their power play with Europe and the United States have caused serious concerns about the future of the global balance of power. Given the current debate on sanctions against Iran, and the Russian government's efforts to dominate the global energy market, the possibility of a coordinated energy strategy between Iran and Russia could have severe implications for the new energy geopolitics. By lying at the heart of the energy geopolitics in Eurasia, such an alliance between the two energy superpowers of the region could affect the Eurasian space all the way to China and India in the east and to Europe in the west.
Last but not least, pipeline politics plays a significant role in the current state of affairs in energeopolitics. Transporting energy may be an issue of supply and demand, but essentially it is determined by geopolitical concerns. Within the context of new energy geopolitics, the routes of pipelines have become the subject of geopolitical competition - for power, influence, and for economic advantage. Besides being choke points for busy tanker lanes, including Hormuz, the Turkish straits, and the Suez and Panama canals, hydrocarbon transmission through transnational pipelines has become a coveted target for energeopolitical competition. Control over the pipelines and resources has made Russia an energy superpower. By reducing the gas flows and investing in pipeline infrastructure in the former Soviet republics, Russia has been able to exert power on its near abroad. In a similar way, the power play between Iran and the United States in the Middle East also focuses on pipeline politics. The United States' insistence on exluding Iran from every possible pipeline prjoect including Nabucco, which is projected carry Central Asian gas to Europe, to its objections to the Iran-Pakistan-India route, reflect America's strategy to isolate Iran in the region
In the context of the move a multi-centered energeopolitical order where Russia and China, as energy superpowers, rival the United States and the EU, some actors like Turkey have found themselves at the center of attention as energy hubs. As underlined by Anbogan and Bilgin, both the United States and the EU will need the cooperation of Turkey to include at least two of the energy rich countriesin the region, Azerbaijan, Turkmenistan - and possibly Iran - in the region within the European energy system.14 Given its geographical and strategic position, Turkey has emerged as a key actor in the new energy geopolitics. The Russian and Chinese challenge to the United States and Europe, accompanied by the rise of Iran as a regional power, have helped Turkey to gain strategic leverage. In the following sections, Turkey's energy security perceptions and placement within the global energy dynamics, as well its energy-oriented foreign policy making will be analysed. Turkey's role as an energy hub vis-a-vis the leading actors of the energy market such as the United States, the EU, China, Russia and Iran will also be discussed.