19 Temmuz 2013 Cuma

ISI GİDERLERİ PAYLAŞIMI HİZMETİ ve SEKTÖRDE YAŞANAN SIKINTILAR- Ömer Fevzi Onat



Kuruluş amacımız yaklaşık 25 senelik bir birikime sahip olduğumuz, Bilgi- ve Isı Teknolojileri Yönetiminde, bir ilke imza atarak, ülkemizde ilk Isı Tüketim Raporlama Merkezini oluşturmaktır.

Şirketimiz ısı yönetimi uzmanları, ısı yönetiminde metodik, çağdaş ve güvenilir çözümler sunarak,. Enerjinin daha verimli kullanılmasına destek olacak, binalarda enerji tasarrufu sağlamanıza, ısı giderlerinizi adil ve yasal bir şekilde paylaştırmanıza yardımcı olacaktır. Bizler enerji tüketiminde geleceğin stratejilerini geliştiriyor, uyguluyor ve projelerinizde enerji kullanımını optimize ederek, bireysel taleplere uygun en iyi çözümleri sunmaya çalışıyoruz. Ölçemediğinizi yönetemezsiniz diyor, enerji verimliliğinin bir takım oyunu olduğunu vurguluyor, bu tedbirlerin bina proje aşamasında dikkate alınmasının önemini de bir kez daha hatırlatıyoruz.

Enerji Verimliliği Yasası gereği, enerji tasarrufu artık bir tercih değil bir yükümlülüktür. 1Aenerji AŞ tarafından verilen hizmet; merkezi sistem ile ısınan binalarda daha ekonomik ısınma ve ısı giderlerinin tüketime endeksli daha adil paylaştırılabilmesi içindir. Dünyada boy gösteren enerji krizleri ve enerjinin her geçen gün daha da değerli hale gelmesi, enerjinin daha verimli tüketilmesi için özverili tasarruf önlemlerinin alınmasını zorunlu kılmaktadır.

5627 sayılı enerji verimlilik yasasının 2007 tarihinde yürürlüğe girmesinden bu yana bir çok sorunla karşılaşılmıştır. Sosyal medyada da sıkça gündeme gelen sorunlardan ve bu sorunların yaşanmasına neden olan bir takım yanlış uygulamaları bir kez daha ifade etmede ve paylaşmada yarar olduğunu düşünüyorum. Görülmektedir ki; bu işten anlayanlarında sıkça ikilem içersinde kaldıkları veya yanlış yorumlar getirerek bir karmaşalığa yol açtıkları da aşikardır. Kısacası yanlış hesap Bağdat’ dan döner atalarımız. Yanlış bilgilendirmeler ve her konuda kendini uzman hisseden iş bitiriciler sayesinde Avrupa’ dan ithal ettiğimiz yasa ve teknolojileri yanlış uygulayarak yüzlerce vatandaşı mağdur etmenin yanı sıra, enerji tüketiminde milli servetin yurtdışına akmasını önleyecek olan 5627 sayılı Enerji Verimlilik yasasının gereğini de 2007 yılından bu yana yapamadık, kısacası şimdilik bu işi elimize yüzümüze bulaştırdık.

Bu konuda derdini anlatamayan vatandaşlarımızın derdine derman ve tercüman olmaya çalışanlarda getirim peşindeki baskın taraflarca sindirilmeye çalışıldı. Yıllarca yüz binlerce toplu konuta merkezi sistem yerine kombileri taktık. Yanlış yaptığımızın farkına 30 sene sonra vardık. Gündemde ki daha başka siyasi gelişmelerle zihnen yorulmuş toplumumuzda enerji verimliliği konusunda bilinçlenme ve bir kültürel alışkanlık haline dönüşmesi doğal olarak daha uzun bir süre bizi meşgul edecek gibi görünmekte. Akıllı toplumlar akıllı yöneticilerle ve akıllı teknolojiler ile yönetilir. Ne yazık ki akıllı tüketici toplum profiline dahi henüz sahip olamadık.


Ülkemizin ilk enerji tüketimi veri toplama ve faturalama hizmet merkezi olmaya çalıştığımız bu kısa dönemde sahadaki çalışmalarımız sırasında dikkate alınması gereken yanlış uygulamalar, karışıklıklar ve belirsizliklerle sıkça karşılaştık. Buna en güzel örneklerden biri; birilerinin ‘’ Yakıt parası paylaşımı için tek kolonlu binalara SADECE KALORİMETRE takılır ’’ demesi dahi yetti.










Araştırmadan, sormadan, satış odaklı Avrupa’ nın dahi zamanla terk ettiği M-BUS KALORİMETRELER ne yazık ki, satış sonrası hizmet tarafı önemsenmeyerek uygulandı.Danışmanlık hizmeti verdiğimiz bir çok kişi ve kuruluşta bizlerin bu cihazlara ve teknolojiye karşı olduğumuzu düşündü. Aslında ifade etmek istediğimiz son kullanıcının zarara uğratılmaması için, sorumluluklarımızın bir gereği olarak bizlerin yanlış uygulama ve yanlış teknolojilere olan karşı tutumumuzdu. Yüz binlerce kalorimetre şu sırada bu hizmeti veremez vaziyette ortada kalmış bir halde. Birilerinin satış sonrası okurum, raporlarım her şeyi yaparım diye proje kaybetme kaygısı yüzünden yaptıklarının sonunda yönetimler ve vatandaş mağdur edildi

1Aenerji AŞ bu dönemde satış sonrası hizmetin ve uygulamaların doğru güvenilir bir şekilde verilebilmesi için kuruldu. Bu nedenle yıllarca yakıt parası paylaşımı hizmetini PAYAÇLAR ile yapın, daha uygundur dedik, kimseye derdimizi anlatamadık. Minimum on yıl ömrü olan payaçlar sadece bu iş için tasarlanmış ve üretilmiştir. Doğru parametreler ile programlanırsa, telsiz, sessiz, dertsiz olduğu kadar daha ekonomik bir şekilde bu hizmeti verilebilir. Isı giderleri paylaşımı, faturalama hizmeti tek kolon olan binalarda SADECE KALORİMETRE ile yapılır, başka türlü bu hizmet verilemez gerekçesi haklı ve doğru bir gerekçe değildir.Yakıt Parası Paylaşımı Hizmeti ISI PAY ÖLÇER veya bir başka değimle ISI PAYAÇLARI ile de yatay tek kolonlu tesisat sistemine sahip tüm binalarda güvenilir bir şekilde verilebilir. Avrupa’ da bu hizmet buharlaşma esasına dayalı ampuller ile 70 li yıllardan beri verilmektedir. Şu sırada ithal edilen, fakat yerli yapımı düşünülen bu cihazlar, kalorimetreye göre montajı basit, ömrü uzun cihazlardır. Öncelikle kullanım alanı daha geniş olan bina otomasyonu ve enerji monitoring, kısaca Enerji tüketim tespit ve takip kapsamında kullanılan kalorimetreler MID ve Ölçü Ayarlar Yönetmeliği gereği altı yılda bir kalibrasyona girmesi gerekir. Kalibrasyon maliyetinin cihazdan daha pahalı olması nedeniyle genelde bu cihazlar ya kullanılmaya devam edilmekte veya altı yıl sonra toplatılmakta, hurdaya çıkarılmaktadır. Yerine daha pahalı çarkı olmayan ULTRASONİKLER gelse de, montaj, iletişim ve işletim sorunları devam etmektedir.

Yaşanan sıkıntılar veri kaybı, tıkanma, sayaç iletişiminde ki kopmalar, zamanla hassasiyet kaybı, kıyaslamaya dayanan yakıt parası paylaşımı şeklinde kendini göstermektedir. Sorunu olan site yönetimi, genelde cihazları satan şirketten yardım alamamakta, problemiyle baş başa kalmakta ve sonunda da mahkemelik olmaktadır. Şimdiye kadar takılan kalorimetrelerin kalibrasyon zamanı gelenler kalibre edilmemiştir ve kalibrasyonu yapılmamış bir kalorimetre ile ölçüm yapmak güvenilir olmadığı gibi, yasal da değildir. Ne yazık ki bu cihazlar, ülkemizde yıllarca yüzüne bakılmadan kullanılmakta ve yanlış veriler toplandığından, binalarda yakıt parası paylaşımı hizmeti olması gerektiği şekilde verilememektedir. Verildiği izlenimi verilse de paylaşım güvenilir değildir. Toplu konutlarda dâhil olmak üzere, yeni ve lüks binalarda bu durum yüz binlerce vatandaşın mağduriyetine sebep olmaktadır.  Tüm çabalara rağmen yanlış bilgilendirilmiş vatandaş sonradan işin farkına varsa da hiçbir şey elde edememekte, çaresiz, kararsız, şüphe içinde sonunda pes edip üstü kapanmaya çalışılan bu duruma teslim olmaktadır.

Yazık ki cezai uygulamaların yerine getirilmemesi ve yasada ki boşluklar nedeniylede bu işin önüne bir türlü geçilememektedir.  Özellikle M-BUS kalorimetrelerin kullanıldığı sitelerde bakanlığımızca yetkilendirilmiş şirketlere hizmet bedeli ödemek istemeyen yönetimlerce, sayaçlar yetkisiz site görevlilerince okunmakta, hangi yasal kıstasların esas alındığı bilinmeden Excel tablolarıyla paylaştırılmaktadır. Bu durum bir çok kişi ve kurumlarca da tespit edilmesine rağmen yasal boşluklar ve cezai yaptırımların uygulanmamasından dolayı bir düzene sokulamamaktadır.











Yüzlerce vatandaş bu durumu dile getirmekte, fakat vatandaşın feryadına kimse kulak vermemektedir. Yönetim farklı gerekçelerle elinde bir tahsilât makbuzu ile bu bedeli de aidat adı altında toplamaya çalışmakta, site sakini de bu sefer aidatı ödemekte direnmektedir. Kısaca sapla saman birbirine karışmakta ve bu durum farklı yerlere gitmektedir. Kat Mülkiyeti Kanunu veya Kabahatler Kanununca yapılabilecek yaptırımlarda sınırlı kalmaktadır. Bu nedenden de sitenin diğer tüm hizmeti aksamakta, enerji verimliliği için yapılacak yatırımlar yapılamamakta, tedbirler alınamamaktadır.

Bu sektörde söz sahibi olduğunu ileri süren yerli yabancı şirketler de ne yazık ki ehliyetsiz kadrolarının marifetiyle ülkemiz insanlarını bir sayaç çöplüğünde yaşatmaya mahkum etmektedir.

Bu sorunlar toplumsal dayanışma ile çözülebilir. Vatandaşımız bu uygulamanın faydalı ve güvenilir olduğuna kanaat getirmeden, beklenen ve mutlak olması gereken dayanışmayı göstermeyecektir. Bu durum enerji tasarrufu ve verimliliği yasamızın uygulanmasına son derece zarar vermektedir. Şu sırada yaşananlar Avrupa’ da 70 li yıllardan bu yana standartlarına uygun bir şekilde uygulanan, gerçekten resmi kaynaklara göre; binalarda %30 hatta %50 ye yakın yakıt ve enerji tasarrufunu sağlayan bu uygulamayı hakkıyla hayata geçirmemize engel olmaktadır.

Türkiye ithal ettiği doğal gaz ile ısınmakta ve bu da önemli bir milli servetin müsrif, bilinçsizce tüketilmesine neden olmaktadır. Yarınlarımız için her damla suyumuza ve her bir kilovat saat enerjimize sahip olmamız gerekmektedir. Son zamanlarda aklı selim kişi ve kuruluşlarca da sektörümüzde sıkça dile getirilen en önemli konuda yukarıda ayrıntılı bir şekilde ifade etmeye çalıştığım bu konudur.


Isı Gider Paylaşımı Sistemi ve Hizmeti sunan şirketlerin işinin ehli temsilcilerinden Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız çatısı altında ve Enerji Bakanlığımızın da göndereceği bir temsilci ile çalışma guruplarının kurulması ve konuya somut çözüm getirilmesi. Araştırılarak karşılıklı suçlamalar ve verimsiz tartışmalar yerine çözüm önerilerinin değerlendirilmesi yoluna başvurulması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın denetim görevini de sağlıklı yapabilmesini sağlayacaktır. Bakanlığınızca yetkilendirilmiş şirketlerin söz konusu sistemin donanım ve hizmet satışında yapmış oldukları yanlış uygulama ve kusurlarının sonucu vatandaşların şikâyetinin açıklığa kavuşturulması, gerekiyorsa söz konusu şirketler hakkında yasal işlem başlatılması. Yasada ki boşlukların doldurularak, 5627 sayılı yasanın uygulanmasına karşı çıkanlara nasıl bir yasal uygulama yapılacağının tespit edilmesi, sanırım bu yönde olumlu sonuçların alınmasına faydalı olacaktır.

14 Temmuz 2013 Pazar

Türkiye'de Elektronik Sayaç Tablosu ve Sayaç Sektörünün Sorunları

ESİDER 26 ŞUBAT 2010’da WİN Fuarına katıldı. WIN panellerindeki kurumsal etkinlikler bölümünde bu yıl da kendini gösteren ESİDER, sunumlarıyla beğeni topladı. ESİDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Reşat Görür, ‘Sayaç Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı sunumu aktarırken, ardından TRSAYAÇ Editörü Özlem Öz’ de ‘Dünyada ve Türkiye’de Su Kullanımı’ konusunu gündeme getirdi. Fuar kapsamında iki konferans düzenleyen ESİDER’in sunumları dinleyicilerden büyük ilgi topladı.

Sayaç piyasasına bakışımızda sayaçların satış fiyatlarının toplamı değil, bu sayaçlar üzerinden toplanan yıllık para olarak değerlendirilmesi konusu sayacın önemini vurgulamada çok çarpıcı bir göstergedir. Türkiye’de yaklaşık 30 Milyon Elektrik, 30 Milyon su ve 10 milyon gaz sayacı bulunmaktadır. Gaz, su ve elektrik sayaçları üzerinden toplanan para yaklaşık 40.000.000.000 $/yıl  (yıllık kırk milyar dolar) civarındadır.
TÜRKİYE SAYAÇ SEKTÖRÜNÜ BELİRLEYEN AYAKLAR
Türkiye’de Elektronik Sayaç Tablosundan bahsederken uygulanmakta olan standartlardan söz etmemek olmayacaktır. Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde Türkiye’de de 1 Ocak 2009’dan itibaren MID (Ölçü Aletleri Yönetmeliği) zorunlu uygulama olmuştur.  MID belgeli ürünlerin Avrupa’da serbest dolaşım çerçevesinde Piyasa denetleme ve gözetleme mekanizması çok önemli duruma gelmiştir.

Elektronik sayaç uygulaması birçok ülkede milli strateji olarak algılanmakta, bununla ilgili Amerika 50 yıllık akıllı sayaç politikasını açıklamış İngiltere 20 yıllık politikasını açıklamış, Hollanda, Almanya, İtalya gibi ülkeler akıllı sayaçlara öncülük etmektedir.

Türkiye Akıllı sayaçlarda dünyadaki öncü ülkelerden biridir. Türkiye’de yaklaşık 1.200.000 akıllı gaz sayacı, 2.000.000 akıllı su sayacı ve 10.000.000 civarında akıllı elektrik sayacı kullanılmaktadır.

Sektörde yaklaşık 25 önemli üretici firma bulunmakta ve toplam istihdam 3000 kişi olmasına rağmen, yan sanayi ve çalışan aileleriyle yaklaşık 25.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Üreticiler, gerek kendi yerli AR-GE’leri gerekse Yüksek Teknoloji yatırımları ile Uzakdoğu’nun ucuz ve rekabetçi gücüne karşı; kalite, fiyat ve yerlileştirme alanlarında cevap vererek yerli sanayiyi geliştirip ithalatı azaltıp, dünyanın birçok ülkesine ihracat yapar duruma gelmiştir.

Okuma maliyetleri, yolsuzluk ve insan faktöründen kaynaklanan hataları en aza indiren akıllı sayaçlar; işletmelerin aboneleri on-line olarak izlemesi ve gerektiğinde % 100 kontrol edebilmeleri ile önlenemez bir gelişme göstermektedir.

Sektör sorunlarının genel analizini yapacak olursak, sektördeki oyuncuların sorunlarını birbirlerinden ayırt ederek, asgari müştereklerde birleşebilmeyi bilmeleri gerekmekte.  Bunun yanında, rekabet konusunda da söylenmesi gerekenler var: Rekabetin kendi teknik, genel ve etik kuralları içerisinde sürdürülmesi gerekiyor. Bunları birbirinden ayırabildiğimiz ölçüde ülkemizin kazanacağına inanıyorum.

Karşılaştığımız başat zorluklardan biri; ülkemizin coğrafik köprü konumudur.  Ekonomik, teknik konularda da, coğrafyamız gibi bir tablo sergilenmektedir.  Bir taraftan standartlar ve kalite yönünden batıda-Avrupa’dayız; diğer taraftan düşük fiyatlar ve karmaşık pazar yapısı bakımından doğuda-Asya ve Uzak Doğudayız. Yani, kalite olarak Avrupa Birliği; fiyat olarak ise Uzak Doğu arasında köprüyüz. Bu ters orantılı problemi çözmek de ancak, çalışkan Türk üreticisinin kıvrak zekâsı ile olacaktır. Beklentilerimiz, bir an önce AB ile Türkiye arasındaki çifte standartların kaldırılması konusunda öncelikle MID’nin bir an önce bir süre konularak ülkemizde de zorunlu standart haline getirilmesidir.

İkinci olarak, sayaç ithal etmek isteyen üçüncü taraflara, ilgili ürünün temsilcisi tarafından verilecek satış sonrası servis, bakım ve garanti muvafakati ile ithalatına müsaade edilmesinin sağlanması gerekmektedir. Üçüncü olarak, tip onay işlemlerinin hızlandırılması için özel çalışmalar yapılmasının sağlanmasıdır. Son olarak, Sanayi Bakanlığı icracı birimlerinin üreticilere bakış açısında daha pozitif yaklaşım sergilemeleridir.

Elektronik sayaç sektöründe faaliyet gösteren sanayicilerin, sektöre yönelik idari karar gerektiren beklentileri söz konusudur:

Elektronik sayaçların çalışma altyapısına uygun hafta sonu tarifelerinin (T4) bir an önce aktif hale getirilmesi.

Böylece abone tüketimlerinin hassas olarak (maksimum %1 hata ile) ölçülebilmesi, sayaçlar üzerinde yapılabilecek müdahalelere bağlı kayıp/ kaçağın azaltılması ve son tüketicinin daha ucuz enerji kullanması sağlanacaktır.

10 yıllık kalibrasyon süreleri dolan sayaçların elektronik sayaçlarla değişimi.
Böylece sınaî ömrünü doldurmuş ve teknolojik olarak geri kalmış sayaçların hassas ve yeni teknoloji ürünü elektronik sayaçlarla değiştirilmesi ile ölçüme bağlı kayıpların azaltılması sağlanacaktır.

Abonelerde mevcut elektronik sayaçların optik olarak okunması da -çağımızın gereği olarak- bu beklentiler arasındadır.
Böylece optik okuma teknolojisinin sağladığı hatalı ve kötü niyetli okuma işlemlerini ortadan kaldıran bu uygulama ile maddi avantajlar sağlanacaktır. Ayrıca, elde edilecek sayısal veri tabanının idarece daha etkin kullanımı sağlanacaktır.

Yerli firmaların ihracat ile yurt dışına açılmaları teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Sayaç üreticilerinin ihracat yapabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Yerli sayaç üreticilerinin desteklenmesi, sayaç sektörünün gelişmesini sağlayacak ve yurt dışı firmalarıyla rekabet koşullarının yakalanması da elde edilmiş olacaktır.

Elektronik sayaç uygulaması bir an evvel teşvik edilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Çünkü elektronik sayaç uygulaması devletin, idarenin, abonenin ve ülkemiz sanayisinin lehinedir. Elektronik sayaç kullanımının yaygınlaştırılması sayaçlar üzerinden oluşan hırsızlığa da son verecektir.
Uzun yıllardan beri kullanılan ve doğru ölçüm yaptığı tartışma konusu olan milyonlarca sayaç yeni nesil sayaçlarla değiştirilmelidir. 50 senelik bir sayacın tekrar tekrar tamir ve kalibrasyon yapılarak kullanılmasının maliyeti en az 5 sayaçtır.  Bu konuda “sayaçların kalibrasyonu her on yılda bir yapılır” şeklindeki 3516 sayılı yasa uygulanmalıdır. Hatta Avrupa topluluğu uyum çerçevesinde kalibrasyon süresinin 10 yıldan 5 yıla indirilmesi sağlanmalıdır.

İthal sayaçlarda, uluslararası standartlara ve ülke şartlarına uygun olarak üretilmiş cihazların kullanımına müsaade edilmelidir.


‘Ülkemizin geleceğinde sayaç sektörünün nasıl olması bekleniyor ve olması gereken ne olmalı?’ diyerek baktığımızda; artan nüfus ve azalan kaynaklar açısından bakıldığında enerjinin daha bilinçli kullanılması ve verimlilik geleceğin yükselen değerleri olacaktır. Bu bağlamda sayaç sektörünün daha çok gelişeceği, sayaçların ve ilgili sistemlerin öneminin artacağı aşikârdır.

Bugünkü gelişmeler ışığında Avrupa standartlarına tam uyumlu üretim yapan yerli üreticiler, sergiledikleri Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçi yaklaşımlarla geleceğe yönelik çalışmalarda ülkemizin ve sektörün en önemli gücüdür.

Sayaç sektörünün gelecek on yılını tahmin etmede devlet politikaları, özellikle özelleştirme çalışmaları, en önemli belirleyici faktörler olacaktır. Özelleştirmeleri alan kuruluşların tercih edip belirleyeceği sayaç teknolojileri, abone yönetim sistemleri, gelir toplama sistemleri sektörü doğrudan etkileyecektir. Özelleştirme şartnameleri içerisine yerli ürün kullanılması konusunda mutlaka bir politika oluşturulmalıdır.

Kısaca, gelecek on yılın sayaç sektörü açısından yükselen bir grafik izleyeceği, teknoloji, kalite, hassasiyet, süreklilik, fiyat ve hizmet konularına özel önem veren firmaları parlak bir gelecek beklemektedir. Ancak burada devlet politikalarının önemini bir kez daha altını çizerek vurgulamak istiyorum. Doğal gaz da, henüz yabancı işletme firmaları ülkemize gelmedi. Ancak yakın gelecekte mevcut dağıtım firmalarından bazılarını satın alma yoluyla gireceklerini tahmin etmek kehanet olmayacaktır.

Su işletmeleri halen belediyelerin kontrolü altındadır ama yeni belediyeler yasasına konulan “imtiyaz hakkı devri” ile su işletmeleri yakın ve orta vadede özel şirketlerin kontrolüne geçecektir. Elektrik müesseselerinin özelleştirilmesinde ağırlıklı olarak yabancı firmalar sektöre ağırlıklarını koyacaklar, sayaç sektörünün en önemli belirleyicileri bunlar olacaktır.

Yerli müteşebbislerin yeterli yatırım imkânının olmayışı dış kaynağa ihtiyaç duymaları bu gelişmeleri kaçınılmaz kılacaktır. Bu durumda küreselleşme trendinde birçok ülkenin nüfusundan çok abone sayısına sahip olan ülkemiz dünyanın en büyük yatırımcılarının ağzını sulandıran çok cazip bir pazar oluşturmaktadır.

Yakın zamanda çeşitli yollarla ülkemize girmeye çalışan yabancı firmaların bu çalışmalarında, yerli firmaların mutlaka uzun vadeli stratejik kararlar alması şarttır.  En azından yabancı firmalar; yatırım, teknoloji transferi, iş ortaklığı ve karşılıklı ticaret alanlarında ülkemiz ve firmalarımız açısından daha adil işbirliklerine yönlendiren yaklaşımlar sergilemeliler.