14 Temmuz 2013 Pazar

Türkiye'de Elektronik Sayaç Tablosu ve Sayaç Sektörünün Sorunları

ESİDER 26 ŞUBAT 2010’da WİN Fuarına katıldı. WIN panellerindeki kurumsal etkinlikler bölümünde bu yıl da kendini gösteren ESİDER, sunumlarıyla beğeni topladı. ESİDER Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Reşat Görür, ‘Sayaç Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri’ adlı sunumu aktarırken, ardından TRSAYAÇ Editörü Özlem Öz’ de ‘Dünyada ve Türkiye’de Su Kullanımı’ konusunu gündeme getirdi. Fuar kapsamında iki konferans düzenleyen ESİDER’in sunumları dinleyicilerden büyük ilgi topladı.

Sayaç piyasasına bakışımızda sayaçların satış fiyatlarının toplamı değil, bu sayaçlar üzerinden toplanan yıllık para olarak değerlendirilmesi konusu sayacın önemini vurgulamada çok çarpıcı bir göstergedir. Türkiye’de yaklaşık 30 Milyon Elektrik, 30 Milyon su ve 10 milyon gaz sayacı bulunmaktadır. Gaz, su ve elektrik sayaçları üzerinden toplanan para yaklaşık 40.000.000.000 $/yıl  (yıllık kırk milyar dolar) civarındadır.
TÜRKİYE SAYAÇ SEKTÖRÜNÜ BELİRLEYEN AYAKLAR
Türkiye’de Elektronik Sayaç Tablosundan bahsederken uygulanmakta olan standartlardan söz etmemek olmayacaktır. Avrupa Birliği uyum süreci içerisinde Türkiye’de de 1 Ocak 2009’dan itibaren MID (Ölçü Aletleri Yönetmeliği) zorunlu uygulama olmuştur.  MID belgeli ürünlerin Avrupa’da serbest dolaşım çerçevesinde Piyasa denetleme ve gözetleme mekanizması çok önemli duruma gelmiştir.

Elektronik sayaç uygulaması birçok ülkede milli strateji olarak algılanmakta, bununla ilgili Amerika 50 yıllık akıllı sayaç politikasını açıklamış İngiltere 20 yıllık politikasını açıklamış, Hollanda, Almanya, İtalya gibi ülkeler akıllı sayaçlara öncülük etmektedir.

Türkiye Akıllı sayaçlarda dünyadaki öncü ülkelerden biridir. Türkiye’de yaklaşık 1.200.000 akıllı gaz sayacı, 2.000.000 akıllı su sayacı ve 10.000.000 civarında akıllı elektrik sayacı kullanılmaktadır.

Sektörde yaklaşık 25 önemli üretici firma bulunmakta ve toplam istihdam 3000 kişi olmasına rağmen, yan sanayi ve çalışan aileleriyle yaklaşık 25.000 kişiye istihdam sağlamaktadır. Üreticiler, gerek kendi yerli AR-GE’leri gerekse Yüksek Teknoloji yatırımları ile Uzakdoğu’nun ucuz ve rekabetçi gücüne karşı; kalite, fiyat ve yerlileştirme alanlarında cevap vererek yerli sanayiyi geliştirip ithalatı azaltıp, dünyanın birçok ülkesine ihracat yapar duruma gelmiştir.

Okuma maliyetleri, yolsuzluk ve insan faktöründen kaynaklanan hataları en aza indiren akıllı sayaçlar; işletmelerin aboneleri on-line olarak izlemesi ve gerektiğinde % 100 kontrol edebilmeleri ile önlenemez bir gelişme göstermektedir.

Sektör sorunlarının genel analizini yapacak olursak, sektördeki oyuncuların sorunlarını birbirlerinden ayırt ederek, asgari müştereklerde birleşebilmeyi bilmeleri gerekmekte.  Bunun yanında, rekabet konusunda da söylenmesi gerekenler var: Rekabetin kendi teknik, genel ve etik kuralları içerisinde sürdürülmesi gerekiyor. Bunları birbirinden ayırabildiğimiz ölçüde ülkemizin kazanacağına inanıyorum.

Karşılaştığımız başat zorluklardan biri; ülkemizin coğrafik köprü konumudur.  Ekonomik, teknik konularda da, coğrafyamız gibi bir tablo sergilenmektedir.  Bir taraftan standartlar ve kalite yönünden batıda-Avrupa’dayız; diğer taraftan düşük fiyatlar ve karmaşık pazar yapısı bakımından doğuda-Asya ve Uzak Doğudayız. Yani, kalite olarak Avrupa Birliği; fiyat olarak ise Uzak Doğu arasında köprüyüz. Bu ters orantılı problemi çözmek de ancak, çalışkan Türk üreticisinin kıvrak zekâsı ile olacaktır. Beklentilerimiz, bir an önce AB ile Türkiye arasındaki çifte standartların kaldırılması konusunda öncelikle MID’nin bir an önce bir süre konularak ülkemizde de zorunlu standart haline getirilmesidir.

İkinci olarak, sayaç ithal etmek isteyen üçüncü taraflara, ilgili ürünün temsilcisi tarafından verilecek satış sonrası servis, bakım ve garanti muvafakati ile ithalatına müsaade edilmesinin sağlanması gerekmektedir. Üçüncü olarak, tip onay işlemlerinin hızlandırılması için özel çalışmalar yapılmasının sağlanmasıdır. Son olarak, Sanayi Bakanlığı icracı birimlerinin üreticilere bakış açısında daha pozitif yaklaşım sergilemeleridir.

Elektronik sayaç sektöründe faaliyet gösteren sanayicilerin, sektöre yönelik idari karar gerektiren beklentileri söz konusudur:

Elektronik sayaçların çalışma altyapısına uygun hafta sonu tarifelerinin (T4) bir an önce aktif hale getirilmesi.

Böylece abone tüketimlerinin hassas olarak (maksimum %1 hata ile) ölçülebilmesi, sayaçlar üzerinde yapılabilecek müdahalelere bağlı kayıp/ kaçağın azaltılması ve son tüketicinin daha ucuz enerji kullanması sağlanacaktır.

10 yıllık kalibrasyon süreleri dolan sayaçların elektronik sayaçlarla değişimi.
Böylece sınaî ömrünü doldurmuş ve teknolojik olarak geri kalmış sayaçların hassas ve yeni teknoloji ürünü elektronik sayaçlarla değiştirilmesi ile ölçüme bağlı kayıpların azaltılması sağlanacaktır.

Abonelerde mevcut elektronik sayaçların optik olarak okunması da -çağımızın gereği olarak- bu beklentiler arasındadır.
Böylece optik okuma teknolojisinin sağladığı hatalı ve kötü niyetli okuma işlemlerini ortadan kaldıran bu uygulama ile maddi avantajlar sağlanacaktır. Ayrıca, elde edilecek sayısal veri tabanının idarece daha etkin kullanımı sağlanacaktır.

Yerli firmaların ihracat ile yurt dışına açılmaları teşvik edilmeli ve desteklenmelidir. Sayaç üreticilerinin ihracat yapabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Yerli sayaç üreticilerinin desteklenmesi, sayaç sektörünün gelişmesini sağlayacak ve yurt dışı firmalarıyla rekabet koşullarının yakalanması da elde edilmiş olacaktır.

Elektronik sayaç uygulaması bir an evvel teşvik edilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Çünkü elektronik sayaç uygulaması devletin, idarenin, abonenin ve ülkemiz sanayisinin lehinedir. Elektronik sayaç kullanımının yaygınlaştırılması sayaçlar üzerinden oluşan hırsızlığa da son verecektir.
Uzun yıllardan beri kullanılan ve doğru ölçüm yaptığı tartışma konusu olan milyonlarca sayaç yeni nesil sayaçlarla değiştirilmelidir. 50 senelik bir sayacın tekrar tekrar tamir ve kalibrasyon yapılarak kullanılmasının maliyeti en az 5 sayaçtır.  Bu konuda “sayaçların kalibrasyonu her on yılda bir yapılır” şeklindeki 3516 sayılı yasa uygulanmalıdır. Hatta Avrupa topluluğu uyum çerçevesinde kalibrasyon süresinin 10 yıldan 5 yıla indirilmesi sağlanmalıdır.

İthal sayaçlarda, uluslararası standartlara ve ülke şartlarına uygun olarak üretilmiş cihazların kullanımına müsaade edilmelidir.


‘Ülkemizin geleceğinde sayaç sektörünün nasıl olması bekleniyor ve olması gereken ne olmalı?’ diyerek baktığımızda; artan nüfus ve azalan kaynaklar açısından bakıldığında enerjinin daha bilinçli kullanılması ve verimlilik geleceğin yükselen değerleri olacaktır. Bu bağlamda sayaç sektörünün daha çok gelişeceği, sayaçların ve ilgili sistemlerin öneminin artacağı aşikârdır.

Bugünkü gelişmeler ışığında Avrupa standartlarına tam uyumlu üretim yapan yerli üreticiler, sergiledikleri Ar-Ge çalışmaları ve yenilikçi yaklaşımlarla geleceğe yönelik çalışmalarda ülkemizin ve sektörün en önemli gücüdür.

Sayaç sektörünün gelecek on yılını tahmin etmede devlet politikaları, özellikle özelleştirme çalışmaları, en önemli belirleyici faktörler olacaktır. Özelleştirmeleri alan kuruluşların tercih edip belirleyeceği sayaç teknolojileri, abone yönetim sistemleri, gelir toplama sistemleri sektörü doğrudan etkileyecektir. Özelleştirme şartnameleri içerisine yerli ürün kullanılması konusunda mutlaka bir politika oluşturulmalıdır.

Kısaca, gelecek on yılın sayaç sektörü açısından yükselen bir grafik izleyeceği, teknoloji, kalite, hassasiyet, süreklilik, fiyat ve hizmet konularına özel önem veren firmaları parlak bir gelecek beklemektedir. Ancak burada devlet politikalarının önemini bir kez daha altını çizerek vurgulamak istiyorum. Doğal gaz da, henüz yabancı işletme firmaları ülkemize gelmedi. Ancak yakın gelecekte mevcut dağıtım firmalarından bazılarını satın alma yoluyla gireceklerini tahmin etmek kehanet olmayacaktır.

Su işletmeleri halen belediyelerin kontrolü altındadır ama yeni belediyeler yasasına konulan “imtiyaz hakkı devri” ile su işletmeleri yakın ve orta vadede özel şirketlerin kontrolüne geçecektir. Elektrik müesseselerinin özelleştirilmesinde ağırlıklı olarak yabancı firmalar sektöre ağırlıklarını koyacaklar, sayaç sektörünün en önemli belirleyicileri bunlar olacaktır.

Yerli müteşebbislerin yeterli yatırım imkânının olmayışı dış kaynağa ihtiyaç duymaları bu gelişmeleri kaçınılmaz kılacaktır. Bu durumda küreselleşme trendinde birçok ülkenin nüfusundan çok abone sayısına sahip olan ülkemiz dünyanın en büyük yatırımcılarının ağzını sulandıran çok cazip bir pazar oluşturmaktadır.

Yakın zamanda çeşitli yollarla ülkemize girmeye çalışan yabancı firmaların bu çalışmalarında, yerli firmaların mutlaka uzun vadeli stratejik kararlar alması şarttır.  En azından yabancı firmalar; yatırım, teknoloji transferi, iş ortaklığı ve karşılıklı ticaret alanlarında ülkemiz ve firmalarımız açısından daha adil işbirliklerine yönlendiren yaklaşımlar sergilemeliler.

Hiç yorum yok: