2 Şubat 2012 Perşembe

Doğalgazda nasıl tasarruf edilir ?

Doğalgaz faturası nasıl az gelir ?

Soğuk geçen bugünlerde doğal gazda maliyetlerin düşürülmesi için bazı ayrıntıların önem taşıdığı, çatı yalıtımı ile enerjide yüzde 20, dış duvar yalıtımıyla yüzde 15 ve basit sızdırmazlık önlemleriyle yüzde 10 oranlarında tasarruf sağlanabileceği bildirildi.
Bursagaz Müşteri Hizmetleri Müdürü Osman Kipoğlu, Türkiye’de enerjinin yaklaşık yüzde 29′unun bina ısıtmada kullanıldığını belirterek, enerjisinin yüzde 60′ını ithal eden bir ülkede ısı tasarrufunun büyük önem taşıdığını vurguladı.

Binalarda uygun yalıtım yaptırılması durumunda, ısı kaybı azaldığından ve enerji verimli kullanıldığından yakıt tasarrufu, sağlıklı ve konforlu yaşam şartları sağlanacağını dile getiren Kipoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Bu yalıtım aynı zamanda hava ve çevre kirliliğini azaltmaya katkıda bulunulacak, yoğuşma sebebiyle oluşacak demirlerin korozyonu önlenecek ve binanın ömrü uzayacaktır. Döviz kaybı azaldığından ekonomiye katkı artacağı ve kalkınmamızın hızlanacağı açıktır. Standartlara uygun yapılacak çatı yalıtımı ile enerjide yüzde 20, dış duvar izolasyonuyla yüzde 15, pencere-kapı yalıtımıyla yüzde 15, basit sızdırmazlık önlemleriyle de yüzde 10 oranlarında tasarruf sağlanabilir.”

Oda sıcaklığı 20 derece olmalı
Kipoğlu, ısı yalıtımı önlemlerinin, binanın toplam inşaat maliyetinin en fazla yüzde 3′ünü bulmasına rağmen, yıllık yakıt tüketiminde en az yüzde 50 tasarruf sağlayacağını bildirdi.

Yalıtımın dışında dikkat edilecek bazı ayrıntılarla doğal gazın daha ekonomik kullanılabileceğini belirten Kipoğlu, şu önerilerde bulundu:
”Sistemlerinize zaman ayarlı termostat monte ettirdiğinizde veya zaman ayarlı termostatı bulunan cihazlar kullandığınızda gaz tüketiminiz optimize olacaktır.
Mevcut yalıtımsız kapı ve pencerelerinizin kenarlarındaki boşlukları pencere süngeri ile kaplayınız.

# Verimli ısınma için oda konforu 20 derecedir.
# Pencerelerinizden güneş çekildiği zaman perdelerinizi kapatınız.
# Radyatörleri mobilya ve benzeri eşyalar veya perdeler ile engellemeyiniz, kapatmayınız. Radyatörler örtülürse yüzde 15 yakıt tüketimi artar.
# Doğal gazlı cihazınızın yıllık bakımını mutlaka yaptırınız. Bakımı yapılmayan cihazın daha fazla yakıt tüketeceğini unutmayınız.
# Sıcak su termostatınızı 50 dereceye ayarlayınız.”

1 Şubat 2012 Çarşamba

Energy Saving potential of Turkey

Energy intensity of Turkey 0.36.OECD average 0.248.EU25 average 208. It can be interpreted as,up to 50 % energy saving potential still exist for Turkey.

Turkey has energy conservation potential as
20%– 25% in industry
30% - 50% in building
15% - 20% in transportation

Energy Efficiency Law
The main components of the Law are:
To set up an administrative structure(the establishment of an “Energy Efficiency (EE) Coordination Board”under the Secretariat of the EIE, with responsibility to implement, supervise and coordinate the energy efficiency activities of relevant organisations)and mechanism for energy management and efficiency services;
To increase energy efficiency awarenessthrough energy conservation week, the media, training in schools, competitions, etc;
To promote energy efficient equipment and vehicles;
To supply financial support to energy efficiency projectsand enterprises through voluntary agreements.
The Law also states that Energy Managersshould be assigned in industrial and commercial enterprises and buildings(which have a certain level of annual energy consumption).
In addition, energy labelling/energy usage identification for efficient energy use, a “Building Energy Performance Certificate”will be issued by the Ministryof Public Works, especially for larger buildings

Renewable Energy sources at Turkey

RENEWABLE ENERGY SOURCES POTENTIAL
Hydro
Feasible potential app.170 TWh/year36 % of potential has been exploited
Geothermal
The possible geothermal heating capacity is 31,500 MWt.(equal to5 million dwellings)
120 000 dewellings and 900.000 m2 green house heated by geothermal,
Proven geothermal electricity capacity is 550 MWe , 29 MW installed
Solar
Turkey is geographically well located with respect to solar energy potential.
The average 2640 hours annual sunshine, solar intensity is 3.6 kWh /m²-day.
Solar energy utilization in domestic hot water, collector capacity is approximately 18 million m² and the corresponding annual energy production is 420000 TOE ..
Photovoltaic power installed capacity 1000 kWp.
Wind
According to Turkey Wind Atlas wind potential 48 000 MW, There are 333 MWe installed capacity and they generated 355 GWh energy in 2007
Biomass
50-60 million tons of animal wastes and 50-100 million tons of agroindustry wastes can be used for utilization of energy ,15 million tons of forest residues and 5,4 million ton of plant and animal wastes are used for utilization of energy.

Termostatik Radyatör Vanası Soru - Cevap

SORU:TERMOSTATİK VANA KULLANMANIN FAYDALARI NELERDİR? NASIL KULLANILMALIDIR?

CEVAP:Termostatik vanalar bulunduğu ortamın sıcaklığını algılayarak ayarlamış olduğunuz sıcaklığı bulduğunda otomatik olarak vanayı kısarak su akışını azaltır.Bu azaltma sistemi gereksiz yere çok ısıtmayı önlediği için ekonomi sağlar.Aynı zamanda konutunuzu bağımsız olarak salon ,oda,yatak odası v.b isteğinize göre farklı oda sıcaklıklarında tutmanızı sağlar.Bunun faydası çok ekonomik olmasıdır. Oturulan alanınızı 21 -22 derecede tutarken, y.odasını 18 derece olması gibi farklı derecelerde sistemi yönlendirmenizi sağlar iyi bir secimle %15 varan ekonomi sağlaya bilmektedir.

SORU: ODA TERMOSTATININ FAYDALARI NELERDİR? TAKTIRMAM GEREKİR Mİ?

CEVAP:Oda termostatı odayı ayarlamış olduğunuz sıcaklığı bulduğunda cihazınızı kapatarak sınırlama bulunur.( standartlara göre 21-23 derece ortam sıcaklığı önerilir) bu sınırlama cihazınızı kapattığı için ekonomiyi sağlar. Bu cihazlar oturulan odanın uygun yerine ve yerden 150 cm- 160 cm yükseklikte takılmalıdır. Ayrıca oda termostatı açıp kapayarak cihazınıza uzaktan kumanda verir açıp kapatma olarak da kullanılabilir.

SORU: KULLANMADIĞIM RADYATÖRLERİ KAPATIRSAM EKONOMİYİ SAĞLAR MI?

CEVAP:Gayet tabi kullanmadığınız odaların kapılarını kapatıp oda radyatörlerinizi kapatırsanız harcamış olacağınız kaloriyi azaltırsınız bu da ekonomik olur.Unutmayın ki cihazlar ekonomiyi değil enerjiyi üretmektedir. Bu enerjiyi aktarma işi panel radyatörlerdir. Bu radyatörleri ne kadar çok takar veya metresini uzatırsanız cihazda onu desteklemek için o kadar enerji tüketir. Asıl konu evinizi gerektiği kadar ısıtmaktır. Bunun içinde oda termostatı veya termostatik vana kullanmanız daha mantıklıdır. Unutulmamalıdır ki iyi bir ekonomi izolasyondan geçmektedir. Asıl konu ısıtmak değil ısıyı tutabilmektir. İşte asıl ekonomi bu şekilde daha iyi sağlanılacaktır.

Termostatik Radyatör Vanası

Termostatik vanaların üzerine üretici firmalar 1'den 5'e kadar rakamlar koyarlar,her rakamın da yaklaşık sıcaklık değeri vardır.Yaklaşık diyorum çünkü;hiçbir termostatik vana,sıcaklığı tam değeri ile veremez,arada yaklaşık 1°C tolerans vardır.Bu yüzdendir ki üretici firmalar sıcaklık değeri yerine,rakam koyarlarFakat kullanma kitapçığında bu değerler yaklaşık olarak verilirler
Genellikle;
0-0°C
*-~7°C
1-~12°C
2-~16°C
3-~20°C
4-~24°C
5-~28°C

*anlamı:Çok soğuk havalarda eğer evde değilseniz ve kombiyi bir müddet kullanmayacaksanız,termostatik vana konumunu * almanızda ve cihazı tamamen kapatmamanızda fayda var.Oda sıcaklığı 5°C altına düşmeye başladığı anda,bu konum oda sıcaklığını yaklaşık 7°C yapar ve suyun buzlanmasına izin vermez.Tesisatımızı patlatmamış oluruz

Termostatik vanaların dışında oda termostatınız da mevcut ise Oda termostatının olduğu odada termostatik vanalar kullanılamaz.Banyoda da termostatik vananın kullanılmaması gerekir.Çünkü aşırı nem,termostatik vanadan istediğimiz verimi almamıza engel oluri
Bir durum analizi :
Oda termostatını 21°C ve vanayı da 22°C ayarladım diyorsunuz.Buna mantık açısından yaklaşacak olursak;
Tesisatınızda eğer oda termostatı varsa,kombiniz her zaman oda termostatının komutunda çalışır,termostatik vananın değil.Yani siz örneğin oda termostatını 20°C,termostatik vanayı 24°C ayarlarsanız,cihazımız oda termostatına göre çalışacağından,oda termostatının bulunduğu oda sıcaklığı 20°C'yi geçemeyecektir,dolayısıyla diğer odalarda,yani termostatik vanaların olduğu odalarda 24°C'yi beklemek imkansızdır.Cihazımız 20°C'ye göre çalışacaktır
Buradan da anlaşılacağı gibi,termostatik vana sıcaklık ayarı,oda termostatı sıcaklık ayarından büyük olmamalıdır.Fakat şöyle ki;
Termostatik vanaların bulunduğu odaların izolasyonu çok iyi ve odalar da çok büyük değilse ya da odalarda bulunan petekler biraz büyük seçilmişse oda termostatından 20°C değer verip termostatik vanadan odada yaklaşık 21°C-22°C'yi yakalamanız mümkünBunu evinizde bir termometre yardımıyla test edebilirsiniz
Yine de konfor için ısıtmayı düşünüyorsak;termostatik vana sıcaklık ayarının,oda termostatı sıcaklık ayarının üstünde olmaması gerekirÜstünde olması tesisatta problem teşkil etmez sadece istediğimiz değeri alamamış oluruz
İdeal bir konfor ve yakıt tasarrufu için evde olduğunuzda oda termostatınızın 20°C'de,uyuduğunuz zaman da 17°C tutmanız iyi bir seçim olurTermostatik vanaları bu durumda kapatmanıza ya da sıcaklık değerini azaltmanıza gerek yok,onlar daima 20°C'de durabilirOda termostatı değerini düşürdüğünüz zaman onlar da 20°C altına düşmüş olacaklardır

İnsanların rahat edebileceği ideal konfor sıcaklığı 20°C'dirFakat izalosyon burada çok önemlidirİzolasyon kötüyse,ortam sıcaklığını istediğiniz kadar 20°C tutun vücudunuz bu sıcaklığı hissetmez ve sıcaklığı arttırmak istersinizBu da yıllık yakıt masrafınıza yaklaşık %10 yansıyabilir

31 Ocak 2012 Salı

Termostatik Radyatör Vanası

Termostatik vana nedir?
Termostatik vana, bulunduğu odanın sıcaklığını üzerindeki termostat vasıtası ile algılayan bir vanadır.

Oda sıcaklığı vana üzerinde ayarlanan sıcaklığa geldiğinde radyatörün su akışını kısar, hatta tamamen keser. Bu sayede odanın aşırı ısınması engellenir.

Ölçümlere göre oda sıcaklığının +22 derece üzeri her 1 derece artışın aylık doğalgaz faturasına %5 yük getirdiği görülmüştür.
Termostatik vana kullanan bir kullanıcı ile kullanmayan bir kullanıcı arasındaki aylık ortalama fatura farkının %20 'ye yakın olduğu gözlemlenmiştir.

Termostatik vana bireysel veya merkezi ısınan dairelerde konforu arttırır, tasarruf sağlar. Termostatik vanalar ile donatılmış bir evin odalarının sıcaklık konforu en üst düzeye getirilmiş olunur.
Örneğin Yatak odası sıcaklığı +18-20 derece arası tercih edilirken, oturma odası sıcaklığı +22 derece civarı tercih edilir, odalarınızdaki bu sıcaklık ayarı ancak termostatik vanalar vasıtasıyla mümkündür.

Termostatik vanalardan maksimum verim alabilmek için mutlaka bizden bilgi alınız. Unutmayınız ki yurtdışında özellikle avrupada termostatik vana montajı standardize edilmiştir.

Turkey Energy Efficiency Report

Policies: 20% reduction in primary energy intensity by
2023
The Energy Efficiency Law, adopted in 2007, sets the rules for
energy management in industry and in large buildings, project
support, energy efficiency consultancy companies, voluntary
agreements, etc. It affects industry, power plants, transmission
and distribution systems, buildings, services and transport.
Enforced in 2009, the regulation on Increased Energy Efficiency
in the Use of Energy Resources and Energy put in place authorizations
and certifications for universities, engineering organizations
and energy consultancy companies to support energy
efficiency projects in industry through voluntary agreements.
The Energy Strategy Plan sets a 20 percent primary energy
intensity reduction target for 2023 compared with the 2008
level.
The General Directorate of Electric Power Resources, Survey
and Development Administration (EIE) provides investment
support for energy efficiency projects with a maximum payback
period of five years. The investment support covers 20 percent
of project costs up to a maximum of 500,000 Turkish lira (100
lira = US$65). In order to support small and medium enterprises
(SMEs), the Administration for Supporting and Developing
SMEs (KOSGEB) subsidizes up to 70 percent of the costs of
energy efficiency training, study and consulting services procured
by SMEs.
1.2. Energy consumption trends: steady growth in energy
consumption
Energy consumption per capita is low and in 2009 amounted
to 1.2 toe, ie, slightly below the world average (1.8 toe).
Total consumption has been increasing at the rapid rate of 3.4
percent / year, on average, since the 2001 crisis. Since 2007,
consumption has been decreasing (-1.3 percent in 2008, -6.3
percent in 2009), as economic activity slowed down during the
period.
The share of oil in total consumption stands at 27 percent and
is decreasing, while the shares of gas (31 percent) and coal
and lignite (31 percent) are increasing. Renewables (biomass,
hydro and geothermal) represent 11 percent of overall energy
consumption (half of which is from biomass).
The households, services and agricuture sector represents
around 40 percent of the country’s final energy consumption.
Despite a drop in 2009, industry (including non-energy uses)
accounts for 40 percent while the transport sector accounts for
20 percent of final energy consumption.
Electricity consumption per capita is just below the world
average (2,100 kWh, compared with a world average of 2,550
kWh). The share of electricity in final energy consumption
surged between 1990 and 2009, from 9.5 percent to above 20
percent in 2009. Since 2001, electricity consumption has
increased at the very rapid pace of 6.3 percent / year, ie, much
faster than final energy consumption. However, in 2009 it
decreased by 2.4 percent. Although its market share is lower
than in 1990 (58 percent), industry still accounts for 45 percent
of electricity consumption.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Enerji Tasarrufu ve Psikoloji-devam

3. Enerji Tasarrufu Konusunda Davranıs Kazandırıcı Bazı Projeler
Ögrencilerin enerji tasarrufu yapma davranıslarını gelistirici birkaç yaratıcı proje örnegini, yer
sıkıntısından dolayı detaylarına girmeden (sadece en son sırada yer alan proje örnek olarak
açıklanmıstır), su sekilde sıralamak mümkündür (Derslerimde ögrencilere yaptırdıgım
projeler).
1. Otobüs firmalarının yolculuk esnasında yolculara ikramda bulunurken ürettikleri çöp
miktarının (plastik bardak ve siseler) ve bunlar için harcanan enerjinin arastırılması?
2. Küresel ısınmaya neden olan gazların enerji savurganlıgıyla iliskisinin arastırılması?
3. Depozitolu ürünlerin tespiti ve bu ürünlerin enerji tasarrufuyla iliskisinin arastırılması?
4. Bazı ürünlerin niçin geri dönüstürülmesinin gerekli oldugunun enerji tasarrufu açısından
ele alınarak arastırılması?
5. Atık kagıtlardan ögrencilerin çesitli alanlarda kullanabilecekleri kagıtları yaptırma ve
bunun enerji tasarrufuyla baglantısının arastırılması?
6. Evlerde veya okullarda enerji tasarrufu çalısmalarının ögrencilere takip ettirilmesi ve
yaptıkları çalısmalarının verimliliginin arastırılması?
7. Okullarda %50-%50 projelerin yaptırılması ve benzeri projeler sayesinde ögrencilere,
enerjinin daha verimli kullanılmasına yönelik çevre dostu davranıslar kazandırılabilir.
8. Gereksiz yere açık bırakılan elektrikli araç ve gereçlerin tespit edilmesi ve bunların bir
aylık elektrik tüketimlerinin hesaplatılarak çıkartılması?
9. Yerli bir ürün ile ithal bir ürünün enerji tüketimi bakımından karsılastırılması?
Yerli bir ürün ile ithal bir ürünün enerji tüketimi bakımından karsılastırılması ne demektir ve
çevre bilincine sahip insan nasıl davranmalıdır?
Örnegin, srail’den turunçgiller, Romanya’dan sogan ve Avrupa Birligi ülkelerinden seftali,
çay, arpa, bugday. pirinç, elma vs. ithal etmekteyiz yada Avrupa birligine girdigimizde bu
ürün gibi bir çok ürün ülkemize de gelecek. Çevre bilincine sahip insanlar asagıdaki tabloyu
dikkate alarak çevreye daha çok zarar verilmesinin önüne geçmek için tüketiciye gelinceye
kadar hangi ürün çevreye daha az zarar verdiyse onu satın almayı tercih edecektir. Bu bilincin
kazandırılması için bu çalısmaların yaptırılması gereklidir. Aynı zamanda uzun vadede ve
global boyutta enerji tasarrufu davranısının gerçeklesmesi saglanmıs olacaktır. Tasıma
araçlarının yapımında ve parçalarının degisim veya tamirinde de kullanılan enerji unutulmamalıdır.

güzel bir makale

Güneşi serbest bırakın!
Taylan ERTEN / ANKARA'dan

Güneşin sınırsız enerjisini yasa hükmüyle sınırlamaya kalkışmak, eşine ender rastlanabilecek bir "siyasi garabet" ürünü olsa gerek!

Yıllık ithalat harcamasının neredeyse yarısı ham petrol ve doğalgaza giden; elektriğinin bir o kadarını da bunlardan üreten bir ülkede doğal kaynakların en bol, en güçlü ve en "yenilenebiliri" olan güneşi elektrik enerjisine "dönüştürmemek" için bu kadar gayret sarf etmek de öyle…

Türkiye, yıllardır güneşi konut damlarına "kazanlı yansıtıcı" koyarak "su ısıtmanın" ötesine geçemedi. Uzun tartışmalardan sonra nihayet 2005 yılında çıkarılabilen 6094 Sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun'a (YEK) hidro, rüzgâr, biyo kütle, jeotermal, dalga vb. ile birlikte girebilen güneş, o gün bu gündür, "hapsedildiği" maddenin dışına çıkamıyor!

Güneş, yasa maddesine yatırım teşviklerine konulan zaman ve değer sınırları ile hapsedildi; Türkiye'de güneşi elektrik enerjisine dönüştürmek isteyen yatırımcılar teşviklerden 5 yıl yararlanabilirler ve 2013 yılı sonuna kadar 600 MW kurulu gücün üstüne çıkamazlar! Neden? Bu sorunun "mantıklı" cevabını yasa maddesini yazanların dışında kimse bilmiyor.

Enerji teknolojiyi sıçratır

Yenilenebilir kaynakların elektrik üretimine yeterli, hedefli ve denetimli teşviklerle açılması "enerji sanayiinin" oluşumunda ilk aşamadır. İkinci aşama, mümkün olduğunca "yerlileştirilen" bir enerji sanayinin altyapısını hazırlamaya başlamaktır.

6094 Sayılı Kanunu ilk haliyle yazanlar ve "yapanlar" meselenin bu tarafına önem vermemişlerdi. 2010 yılında yapılan değişikliklerde olumlu adımlar atıldı. Adımlardan biri yenilenebilir enerjide "yerli malzeme ve ekipmanın" teşvik kapsamına alınması; diğeri de kamu alım garantili fiyatlama idi.

"Yerlileştirme" teşviklerini henüz işlemiyor. İki sebeple: yerlinin "doğru" tarifinde ve yerliliğin oranını tespitte sıkıntılar olduğu, şimdiye kadar çoktan çıkarılması gereken uygulama yönetmeliğinin de bu yüzden geciktirildiği söyleniyor.

Yenilenebilir kaynaklı elektrik üretim tesislerinde artan ölçüde yerli katkılı malzeme ve ekipman kullanılması, Türkiye'nin, halen ithalata dayalı enerji teknolojisini "özümseme" yoluyla yerlileştirmesine zemin hazırlayacak.

Enerji, Türkiye'nin teknoloji üretim kabiliyetini sıçratacak en büyük dinamiklerden biri. Oysa, halen bu alanda mesafe alınan ilk sektör olan "rüzgâr" da, temel üretim girdisi "türbin" ithal edilmek zorunda. Güneşte henüz bir örnek yok; olsa, o yatırımlar da ithalata dayanmak zorunda kalır. Bu çemberin kırılması için bürokratik ve siyasi kaprislerin, yerli yabancı lobi etkilerinin, yanlış kavrayışların, dar bütçe hesaplarının aşılması şart!

Hesap geniş tutulursa…

Hesap geniş tutulduğunda Türkiye'nin önüne 225-280 milyar dolarlık bir enerji yatırımı potansiyeli çıkıyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 2010-2030 yılları arasını kapsayan projeksiyonlarında bu muazzam rakamın önemli bölümü yenilenebilir elektrik yatırımlarına ait.

Bu demektir ki, enerji sektöründe, EPDK seçeneklerine göre, her yıl 11-14 milyar dolar hacminde yatırıma ihtiyaç var. Yıllık yatırımlar bu rakamların altında gerçekleşse bile, harcanacak döviz mevcut şartlarda ithalata gidecek; çünkü, Türkiye tıpkı petrol ve doğalgaz gibi enerji teknolojisinde de dışa bağımlı.

Mesele burada da sonlanmıyor; teknoloji deyince türbin ve diğer ekipmanları anlıyoruz. Oysa, işin bir de danışmanlık, tasarım, ön projelendirme, mühendislik, müteahhitlik gibi "hizmet teknolojisi" boyutu var.

Türkiye, bu alanda ve ilgili tüm dallarda "yetkin" birikime sahip. Sahip olmadığı "şey" ise enerji sektörü yatırımlarında bu birikimi sonuna kadar kullanma istek ve kabiliyeti. Enerji yatırımlarında bu hizmetler yabancı çok uluslulara yaptırılıyor, büyük paralar ödeniyor: Misal; hidroelektrik santrallerinde elektromekanik teçhizat bedelinin yüzde 26'sına varan miktarlarda…

Müthiş bir enerji sanayii potansiyeli el atılmayı bekliyor!

29 Ocak 2012 Pazar

enerji ve psikoloji ilişkisi-devam

Arastırmalardaki diger bir sorun ise, çevrenin korunması için bireylerin kendi rahat yasamlarından ne
kadar fedakarlık yapabilecekleri hakkında bilgi saglayacak sorulara ankette hemen hemen hiç yer
verilmemesidir. Örnegin; bir kisinin evinin yakınında bulunan sise kumbaralarına siseleri götürmesi
onun için çok zor bir davranıs degildir. Buna karsın, sise kumbarası kisinin evinden birkaç kilometre
uzaklıkta ise, aynı kisi bu davranısı yine gösterebilecek midir? Bundan dolayı, yapılacak
arastırmalarda kisi veya kisilerin çevreye yararlı bir davranıs için maddi veya manevi olarak ne kadar
fedakarlıkta bulunabilecekleri de göz önünde bulundurulmalıdır (Erten, 2003).
Bunların dısında arastırmaya alınacak çevrenin korunmasına yönelik davranısların gerçekten çevrenin
korumasına yönelik olup olmadıgı da dikkate alınmalıdır. Örnegin, ülkemizde veya gelismekte olan
bir çok ülkede özellikle büyük sehirlerde çöpleri ayırarak toplayan ve geçimini ondan saglayan
insanlar vardır. Bu insanlara bakarak veya bu insanlarla arastırma yaparak bu insanların çevre
bilincinden söz edemeyiz çünkü bu insanlar bu isi çevrenin korunması için degil geçimini saglamak
için yapmaktadır. Ögrencilerin %87,2’sinin ailelerinin enerji ve su savurganlıgında çocuklarına
kızmaları bunun en iyi göstergesidir (Erten, 2005) ve baska bir arastırmaya göre de;Ankara’da
ailelerin %67,6’sı “çok sık ve sıkça” çocuklarının kalorifer açık iken kapı ve pencereleri açık
bırakmalarına kızıp sinirlenmektedirler (Erten, 2002). Acaba bu davranıslar ailelerin çevre
bilinçlerinin yüksek olusundan mı yoksa son yıllarda görülmekte olan ekonomik krizin neden oldugu
geçim sıkıntısından mı kaynaklanmaktadır? (Erten, 2002).
Bu ve buna benzer faktörlerin arastırmalarda göz önünde tutulması bireylerin çevre bilinçleri hakkında
bize daha saglıklı ve güvenilir bilgiler saglayacaktır.
2. Enerji Tasarrufu
Su an dünyamızda enerji kaynagı olarak kullanılmakta olan kömür, dogal gaz ve petrolün tükenebilir
enerji kaynakları oldugu herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Fakat buna ragmen enerji
kaynaklarının kullanımında daha tutumlu davranıslar gösterme yerine günden güne enerji kullanımı
daha da artmıs ve artmaktadır. Buna baglı olarak da fosil enerji kaynaklarının atıkları olan gazların
yasadıgımız çevreye olan zararlı etkileri sürekli artmakta ve yerkürede yasayan insanlar ve diger
canlıların varlıgını tehdit etmektedir. lk olarak 1973/74 yıllarında dünyada bas gösteren enerji krizine
karsı birçok gelismis ülke ve bilim adamı bu soruna bir çözüm bulmaya yönelik çalısmalara
baslamıslardır. Ele aldıkları çözüm yolları içerisinde; yeni enerji kaynakları bulma (yenilenebilir enerji
kaynakları) ve tasıt kullanımının azaltılması gibi birçok önlemin yanında en önemli çözüm olarak da
enerji tasarrufunu görmüslerdir. Enerji tasarrufunun bir yandan teknik olarak alınacak önlemlerle,
diger yandan da toplumsal kurulusların ve tek tek bireylerin enerji tüketimlerini azaltmalarıyla
mümkün olacagı üzerinde görüs birligine varmıslar, bu konularda çalısmalarını sürdürmüs ve
sürdürmektedirler (Erten, 2000c; Wortmann, & Stahlberg & Frey, 1988; Wotmann, 1994).
Diger alanlarda oldugu gibi enerji tasarrufu alnında teorik bilgilerin ögretilmesi yanında asıl önemli
olanın enerji tasarrufu davranısının ortaya konmasıdır. Toplumdaki bir çok kisi, niçin enerji tasarrufu
yapması gerektigini bilmekte fakat bu bilgiyi davranısa dönüstürememektedir. ste sorun burada
bulunmaktadır. Enerji tasarrufunda basarılı olunabilmesi için davranıs gelistirici çalısmalara gerek
vardır. Bu baglamda yararlı olabilecek daha önceden tarafımdan yapılmıs bir çalısmanın sonucunu
sizlerle paylasmak istiyorum.
Arastırma, 1998-99 egitim-ögretim yılında Ankara’da 970 ögrenciye sunulan anketlerin
cevaplandırılmasıyla gerçeklestirildi. Ögrencilerin %56,9’u kız, % 43,1’i erkektir. Ögrencilerin yas
ortalamaları 14,5’dir. Bunların %58,4’ü 7. ve 8. sınıf, % 41,6’sı lise I. sınıf ögrencisidir. Arastırmaya
alınan okullar (24 Okul) Ankara’nın çesitli sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına uygun olarak
seçilmistir (bkz. Erten, 2000a; 2002).
Bu çalısmada, “Planlanmıs Davranıs Teorisi” temel aılnmıs ve ögrencilerin enerji tasarrufu yapma
davranısına yönelik amaçları (var mı, yok mu) arastırılmıstır.
2.1 Arastırmadan Çıkan Sonuçlar ve Öneriler
Enerji tasarrufunda bulunmayı amaç edinme konusunda kız ve erkeler arasından istatistiksel olarak
farklılıklar bulunmustur. Bunlar;
1. kız ve erkek ögrenciler, enerji tasarrufu konusundaki bilgilere okullardan sahiptirler; fakat bu
bilgilerin evde enerji tasarrufu yapma davranıs amaçları üzerine belirgin bir etkisi yoktur.
• Arastırmaya göre, ögrencilerin enerji tasarrufu konusundaki bilgilerinin okuldan kaynaklandıgı
görülmektedir. Baska bir deyisle, ögrenciler enerjiyi tutumlu kullanmaları gerektigini bilgi olarak
kazanmıs olmalarına ragmen, bu bilgilerin onlarda davranısa dönüsme olasılıgı zayıftır. Bu da
okullarda verilen bilgilerin günlük hayattaki sorunların çözümünde kullanılamadıgını bize
göstermektedir. Bu konudaki egitim ve ögretimin ezbere dayalı teorik olmasından ziyade uygulamaya
yönelik davranıs gelistirici nitelikte olması gerekir.
• Çevreye yararlı davranıslar, aileler ve arkadaslar aracılıgıyla, dogadaki güzelliklerden edinilen
yasantılar aracılıgıyla, dogadaki bilgilenme yasantılarıyla, davranıs kazandırıcı çevre bilgileriyle ve
medya kuruluslarının bilgilendirmeleriyle kazanılır.
2. kız ögrenciler evde daha fazla enerji tasarrufu yapma fırsatına sahip olmalarına ragmen erkek
ögrenciler evde enerji tasarrufu konusundaki etkinliklerinin kız ögrencilerden daha fazla olacagına
inanmaktadırlar (bununla ilgili öneri 4. maddededir).
3. evde enerji tasarrufu yapma imkanım “çok fazla........çok az” veya evde enerji tasarrufu yapmam
benim için “çok kolay..........çok zor”. Bu soru önermelerine kız ögrencilerin verdigi cevaplar erkek
ögrencilere göre daha olumsuzdur.
• Halbuki Türkiye gibi bir ülkede evde enerji tasarrufu yapmayı amaç edinme erkek ögrencilerden
çok kız ögrencilerden beklenir. Bu da kız ögrencilerin, evde enerji tasarrufu yapma konusunda kendi
yeterliliklerine ve etkilerine erkek ögrencilerden daha az güvendiklerini göstermektedir.
• kız ögrencilerin kendi davranıslarının etkilerinin farkına varmaları konusunda kendilerine güven
verilmelidir; bu konuda kendi düsüncelerinin de erkek ögrencilerin düsünceleri kadar önemli ve saygı
deger oldugu desteklenmelidir. Ülkemizde ev islerinin büyük bir kısmının kadın ve kızlar tarafından
gerçeklestirildigi düsünülecek olursa, evdeki enerjinin tutumlu kullanılmasında kadın ve kızların ne
kadar etkili olabilecegi oldukça açıktır. Eger kız ögrenciler evde enerji tasarrufu konusunda
yapacakları etkinliklerine güven duyabilselerdi daha verimli sonuçlar alınırdı.
4. “Enerjiyi tutumlu kullanma” davranıs amacı, “Suyu tutumlu kullanma” ve “Çöpleri azaltma”
davranıs amaçlarıyla kıyaslanınca davranıs amacının açıklanması daha azdır (Erten, 2001a; 2001b).
• Buna, Diekmann ve Preisendörfer’in (1992) Low-cost/High-cost teorisiyle bir açıklık
getirilebilinir. Bu teoriye göre bireyler, çevreye yararlı davranısları yerine getirirken kendi açılarından
“masraf-fayda” yönünü düsünürler. Eger bir davranıs bireyin rahatından fedakarlık, cebinden para
harcamasını gerektirmiyorsa ve yapması kolay ise bu tür davranıslar “Low-cost”, tersi olan davranıslar
ise “High-cost” davranıslar olarak ele alınmaktadır. Örnegin çöplerin ayrılması, elektrikli araçgereçlerin
dügmelerinin kapatılması, çesmelerin kapatılması gibi davranıslar “Low-cost”, özel araba
kullanımını azaltarak toplu tasıma araçlarını tercih etme, uzakta bulunan sise toplama kumbaralarına
kullanılmıs siseleri toplayıp götürme, yakıt kazanlarının rutin bir sekilde temizletilmesi, kursunsuz
benzin yerine kursunlu benzin alınması (daha ucuz oldugu için), fabrikalara filtre taktırılması gibi
davranıslar da “High-cost” davranıslar sınıfında sayılmaktadır. Buradaki bir çok sonucu bu teori ile
açıklık getirmek mümkün olacaktır (Erten, 2000b, 2005).