17 Kasım 2011 Perşembe

Yoğun istek üzerine...Soru ve Cevaplar...Yeni enerji verimliliği kanunu

SORU:
TOKİ'den almış olduğunuz Merkezi sistemli inşaatı yapılmakta olan konutunuzda Isı Payölçer kullanımının zorunlu olup olmadığını, yada hangi konutlarda bu yönetmeliğin geçerli olduğu, yönetmeliğin geçerli olabilmesi için konut sayısı, adedi, alanı, vs. gibi konularda bu yönetmeliğin uygulaması için bir kriter var mıdır? diye sorulmaktadır.
CEVAP:
Yönetmeliğin Amaç ve kapsam başlıklı birinci maddesinde; "Bu Yönetmeliğin amacı; mevcut ve yeni yapılacak birden fazla bağımsız bölüme sahip merkezî veya bölgesel ısıtma sistemli ve sıhhî sıcak su sistemli binalarda, ısıtma ve sıhhî sıcak su giderlerinin, bağımsız bölüm kullanıcılarına paylaştırılmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemektir." ifadesi yer almakta olup buradan anlaşılabileceği gibi yeni yapılacak olan binalarda merkezi sistemin kuruluyor ise bu yönetmelik hükümlerine uyulması gerekmektedir. Yani merkezi sisteme sahip yeni yapılacak binalarda bağımsız bölüm sayısının birden fazla olması yeterlidir.
TOKİ'den almış olduğunuz bina mevzuatlar gereğince henüz yapı kullanım izin belgesi almamış ise; yönetmeliğin Mevcut binalarda alınacak tedbirlerin yapım süresi başlıklı GEÇİCİ BİRİNCİ MADDESİNDE de belirtildiği gibi "Bu Yönetmelik hükümlerinin merkezî ısıtma veya sıhhî sıcak su sistemine sahip mevcut binalar, inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar ve proje değişikliği gerektiren esaslı onarımlar ile mekanik tesisat değişikliği gerektiren binalar için uygulanabilir olan maddeleri uyarınca yapılması gereken iş ve işlemler, bina sahibi veya yöneticisi, bina yönetim kurulu, enerji yöneticisi ile işletmecisi tarafından, 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ve geçici 6 ncı maddesi gereğince 2/5/2007 tarihi itibari ile beş yıl içinde yerine getirilir." hükmü gereğince, almış olduğunuz konut 2/5/2007 tarihinden önce inşaat ruhsatı almış ve projeleri de bu tarihten önce ısı ve sıcaklık kontrol ekipmanlarının kullanılacağı şekilde tasarlanmamış ise 2/5/2012 tarihine kadar bu sisteme geçmeleri zorunludur. Fakat inşaat ruhsatı 2/5/2007 tarihinden sonra alınmış ve projeleri bu tarihten sonra hazırlanmış ise bu sisteme göre yapılmaları 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanununu gereğince gerekmektedir.

15 Kasım 2011 Salı


Enerji tasarruf potansiyeli

Tasarruf Potansiyeli
Enerji tüketiminin en yüksek olduğu sektörlerde %20 – 30 civarında enerji tasarrufu potansiyel bulunmaktadır. Yaklaşık %15 olan elektrik tasarruf potansiyeli ile 6,5 milyar YTL değerindeki doğal gaz santral yatırımı önlenebilir. Bu sayede yılda 3,0 milyar USD değerinde doğal gaz ithal edilmeyebilir.
Binaların ısıtma ve soğutmasında %35, ulaşımda %15 olan tasarruf potansiyeli geri kazanıldığında yılda 1,4 milyar USD değerinde petrol ve doğal gazın ithal edilmesine gerek kalmaz.
Yeni kanun ve düzenlemeler sayesinde Türkiye’nin enerji yoğunluğu değerinin %15 azalması hedefleniyor. %15 değerinde bir enerji yoğunluğu azalması ile daha üretimde artış gözlenecek, enerji ithalatımız azalacak ve çevresel krizi engellemek adına büyük bir adım atmış olacağız.

Enerji Tasarrufu verileri

Günümüzde Enerji Tüketimi
 İçinde bulunduğumuz dönemde halen büyüme ve gelişme aşamasında olan ülkemiz sanayileşme faaliyetleri, artan nüfus ve yükselen yaşam standartları sayesinde, her yıl artan bir enerji tüketimi grafiğine sahiptir. 2003 yılındaki fosil yakıt tüketimimiz 83.3 milyon ton petrole eşdeğerdir. Aynı yıl içinde toplam enerji ihtiyacımızın %70’I dışarıdan temin edilmiştir. Bu hızla ilerleyen talep artışları göz önünde bulundurulduğunda 2020 yılına gelindiğinde enerji ihtiyacımızın yalnızca %22’sini yerli üretimle sağlayabileceğiz. Bu yüzden temel hedeflerimizden biri de enerji kaynakları bakımından büyük ölçüde dışarıya bağlı olan ülkemizin enerji ihtiyacını güvenilir ve ekonomik olarak sağlamaktır. Bunu sağlamak içinde enerjinin verimli kullanılmasını sağlamak ve bu alışkanlıkları yaymak en önemli yöntemlerden biridir.
Enerji verimliliği konusunda başarılı olmak için en etkili kavramlardan birisi de Enerji yoğunluğu kavramıdır. Enerji yoğunluğu, birim enerji miktarından üretilen birim ekonomik değerdir. Bu değer kişi başına üretilen enerji miktarını temsil eder ve tüm dünyada enerji verimliliği konularında kullanılan bir araçtır.
Enerji tüketiminde asıl amaç az enerji tüketimiyle çok ekonomik değer yaratabilmektir. Enerji verimliliğini sağlamak için en temel etken enerji yoğunluğunun düşürülmesidir. Ülkemizde kişi başına enerji tüketimi OECD ülkelerinde kişi başına düşen ortalamanın 1/5’i oranındadır. Enerji yoğunluğu miktarı da OECD ülkelerinin ortalamasının iki katı kadardır. Ülkemizde gerçekleştirilen enerji yoğunluğunu düşürme çabaları henüz sonuç vermemiştir.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine gore gelişmiş ülkelerde enerji yoğunluğu değerleri 0.09 – 0.19 arasında değişirken bu değer ülkemizde 0.38’dir. Azalma eğilimi göstermeyen ve ortalamanın oldukça üstünde olan bu değer, ülkemizde enerji verimliliği konusunda büyük adımlar atmamız gerektiğinin bir göstergesidir.
 
Bu konu ülkemizin içinde bulunduğu AB uyum sürecinde yerine getirmek zorunda olduğu yükümlülükler konusunda da büyük öneme sahiptir. 2003 yılında hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesi’nde enerji verimliliğinin sağlanması ve mevzuat uyumunun sağlanması konusunda önemli kararlar alınmıştır.
Etkin bir enerji verimliliği program uygulanması, bu konuda insanların bilgilendirilmesi ve uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bunları gerçekleştirebilmek için 5627 Enerji Verimliliği Kanunu, 02 Mayıs 2007 tarihli 26510 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni yasal düzenlemelerle birlikte aşağıdaki değişiklerin gerçekleşmesi beklenmektedir:
- Binaların yıllık tükettikleri enerji miktarı belirlenecek.
- Binaların tesisatları düzenli olarak denetlenecek.
- Her binaya ait bir enerji pasaportu olacak.
- Binalarda enerji akışını takip etmek için takip sistemleri kullanılacak.
- Kanun dahilindeki endüstriyel işletmelerde ve binalarda enerji yönetiminden sorumlu olan enerji yöneticileri bulundurulacak.
 

Aydınlatmada enerji tasarrufu

AYDINLATMADA ENERJİ TASARRUFU
Evlerde aylık elektrik faturalarının yaklaşık %20'si aydınlatma amaçlı kullanıma aittir. Verimli aydınlatma hem faturalarda hem de gözlerde rahatlama sağlayacağından daha düşük faturalar ve daha kaliteli aydınlatma ile memnun edici sonuçlar elde edilecektir.
Aydınlatmada enerji tasarrufunun basit tedbirlerle sağlanması bizim için önemli bir avantajdır. Burada önemli olan konuya gereken ilginin gösterilmesidir. Aydınlatmada enerji tasarrufu, aydınlatmanın kalitesini düşürmeden iyi bir aydınlatmanın gereklerini yerine getirerek yapılmalıdır. ıyi bir aydınlatma daha verimli aydınlatma elemanlarıyla sağlandığı için, sonuçta aynı aydınlatma seviyelerini daha az enerji tüketimi ile sağlamış oluruz.
Düşük verimli ışık kaynakları yerine yüksek verimli ışık kaynakları kullanılarak uygun aydınlatma ve enerji tasarrufu sağlanabilir.
Ülkemizde yaygın olarak kullanılan lamba tipleri aşağıda yer almaktadır;
Akkor Lambalar
Işık elde etme biçimi ısıl ışıma olan akkor lambada, tungsten telden geçen elektrik akımı teli ısıtarak akkor duruma getirir ve telin ısınmaya başlamasıyla elektrik enerjisi ışınım enerjisine dönüşür. Bu lambaların yayımladıkları ışınımların çok büyük bir bölümü ısı, küçük bir bölümü görünür ışınımlardır. Bu nedenle, verimleri çok düşüktür. (h=10-20 lm/W)

Akkor Halojen Lambalar
Akkor halojen lamba, akkor lambanın atmosferindeki gaz karışımının değiştirilmesi (halojen eklenmesi) ile oluşturulmuş bir ısıl ışır kaynaktır. Bu tür lambaların atmosferinde kullanılan halojen moleküllerinin tungsten teli yenilemeleri nedeniyle, tel sıcaklığı artabilmektedir. Bunun sonucunda da, aynı güçteki akkor lambaya göre, hem ışık verimi hem de renk sıcaklığı biraz yükseltilebilmektedir.

Fluoresan Lambalar
Işınım elde etme biçimi ısıl ışıma olan fluoresan lambalarda, ışık üretimi iki aşamada ortaya çıkar. Birinci aşama, alçak basınçlı civa buharı ortamında lambanın iç yüzeyine fluoresan madde sürülerek elektrik akımı geçirilmesi ile gerçekleştirilen 'elektrik deşarj' olayı ile ışınım oluşturulmasıdır. Fluoresan lambaların verimi temelde lamba gücü arttıkça artmaktadır. Ancak, aynı güçteki lambalar ele alındığında, verim değişimi doğrudan doğruya fluorışıl tozun yapısına bağlı olmaktadır.
Işık kaynaklarının enerji tasarruflu üretilmesi doğrultusunda yapılan çalışmalar sonucunda tüp şeklindeki fluoresan lambalarda da büyük gelişmeler gerçekleştirilmiştir. 38 mm çaplı 20 W, 40 W, 65 W' lık lambalar yerine, 26 mm çaplı sırasıyla 18 W, 36 W ve 58 W' lık fluoresan lambalar kullanıma sunulmuştur. Lambaların çapları küçültülüp ışık akıları artırılmış, çok değişik renk sıcaklıklı ve renk ayırım özellikli lambalar üretilmeye başlanmıştır.Küçük çaplı lambalar daha ekonomiktir.
Kompakt Fluoresan Lambalar
Kompakt fluoresan lambalar konutlar ve ofisler için uygun olup, akkor lambaları kompakt fluoresan aydınlatmaya dönüştürmek kolaydır. Akkor lamba kullanılan hemen hemen her yerde kompakt fluoresan lambalar kullanılabilir. Örneğin 75 Watt'lık akkor flamanlı lamba yerine, 15 Watt'lık bir kompakt fluoresan lamba kullanarak, aynı aydınlatma %80 daha az enerji tüketerek elde edilir.
Ülkemizde, bu lambalar, pahalı olması nedeniyle gelişmiş ülkelere oranla yaygınlaşamamıştır. Verimli lamba fiyatlarında oldukça fiyat farkı görülmektedir. Fakat toplam maliyetleri gözönüne aldığımızda kompakt fluoresan lambaların kullanım ömrü süresince maliyetinin daha az olduğunu görülmektedir. İki faktör bunu doğrulamaktadır; bunlardan birincisi kullanım ömrünün akkor lambaya göre 8 kat uzun olması, ikincisi ise, akkor lambanın % 20'si kadar enerji kullanmalarıdır.
Aşağıdaki formül, 8000 saat kullanım ömrü baz alınarak ayrı ayrı lambaların toplam aydınlatma maliyetlerini hesaplayarak karşılaştırma olanağı verir.
 
“Elektrik Maliyeti = Elektriğin kWh Maliyeti x Watt Değeri x Kullanım ömrü (h)/1000”

  Kaynak:EIE