2 Kasım 2012 Cuma

ISI PAY ÖLÇER NEDİR?

Isı pay ölçer merkezi ısınma sistemlerinde kullanılan PAYLAŞTIRMA metodudur. Diğer bir adı ile “Isı Pay Ölçer” olarak adlandırılan cihazlar yardımı ile yakıt giderleri kullanım oranına göre paylaştırılır.

PAY ÖLÇER NASIL ÇALIŞIR?
Isı pay ölçer elektronik bir cihaz olup her petek grubuna 1 adet cihaz bağlanarak peteğin dönem içinde ne kadar kullanıldığını tespit eder.

CİHAZ YANLIŞ ÖLÇER Mİ veya CİHAZDA HİLE YAPILABİLİR Mİ?
Hayır. Bu cihazlar hassas ölçme yaparlar, kullanıcının veya bir başkasının Pay ölçer üzerinde yanıltıcı değer sağlaması mümkün değildir.Ancak unutulmamalıdır ki her elektronik cihazın bir eksik yanı vardır.Yeni nesil ısı pay ölçerler de her zaman ısı pay ölçer ile iletişim halinde kalındığı için bu manipülasyonlar en aza indirgenir.
 
ISI PAY ÖLÇER SİSTEMİNİN TAKILMASI MECBURİ MİDİR?
Evet , diğer sayfada yer alan kanun metnini okuyunuz. 2012 yılına kadar süre tanınmış ve bu tarihe kadar binalardaki kalorifer peteklerine pay ölçerlerin takılmış olması zorunludur.

ISI PAY ÖLÇER (PAY ÖLÇER) FAYDALI MIDIR VE FAYDASI NEDİR?
Yurt dışında Avrupa ülkelerinde 1984 yılından beri kullanılan ve merkezi sistemlerde kullanılmak zorunda olan pay ölçerler ilk donanım ve sonraki bakım işlem masrafları bakımından oldukça ekonomiktir. Kullanım süreci başladıktan çok kısa bir süre içinde sayısız fayda ve menfaatler sağlar. Kısaca şu faydaları ilk etapta sayabiliriz:
• Tasarruf sağlar. Kalorifer enerji tüketiminde %30 kadar tasarruf sağlar. Tasarruflu kullanıma dikkat edilmesi demek ısınmamak anlamına gelmemektedir. Daha iyi ısınıp daha az bedel ödemek mümkündür.
• Tasarruf sağlanması sonucu kalorifer sisteminin de daha verimli çalışması ve daha az yıpranması sağlanmaktadır.
• Binada eşit ısınmaya eşit ücret sağlanmakta yapılan tasarruf nedeni ile sıcak mekanda yaşamayı tercih edenler de yapılan tasarrufa ortak olmaktadır ve eskisinden daha az bir ücretle ayni seviyede ısınmak sağlanmaktadır.
• Boş duran veya sık sık seyahat eden daire malikleri kaloriferlerinde vanalarını kısarak tasarruf gayreti içinde olacaklardır , bu işlem sayesinde binaya gelen fatura tutarı düşecek ve boşuna enerji sarfı yapılmayacaktır. Hava sıcak olduğunda pencere açmak yerine kaloriferlerde vana kısılması veya kapatılması teşvik edilmiş olacaktır.
• Dairenin kuzeye bakması, çatı katı veya bodrum katı olması , izolasyonunun tam olmaması faktörleri hesaplama işlemlerinde faktör olarak dikkate alınabilecektir.
• Kalorifer petek sayısı, kalorifer peteklerinin cinsi ve ölçüleri hesaplamalarda dikkate alındığından herhangi bir haksızlığa imkan tanımamaktadır.
• PAY ÖLÇER sayesinde avantajlı olan merkezi tip ısınma artık daha fazla tercih edilir bir hale gelecek ve kombi sistemine ihtiyaç kalmadığından yurt ekonomisine ve binanızın ekonomisine büyük faydalar getirilmiş olacaktır.

Sıcak su kullanımı içinde arzu edilir ise harcanan kaloriyi hesaplayan paylaştırma sistemi de uygulanabilir.
• Hesapların yöneticiye bilgisayar çıktısı olarak verilmesi ile yöneticinin işlem yapma yükü kalmamaktadır. Firma bu işlemi yaparak yöneticiye vermektedir. Daireler arası mahsup işlemleri ise yönetici tarafından yürütülür. 
Yukarıda kısaca faydaları sıralanan ISI PAY ÖLÇER'in komşuluk münasebetlerini de olumlu etkilediğini söylemek mümkündür.

ISI PAY ÖLÇER NASIL TAKILIR?
1. ISI PAY ÖLÇER kullanımına geçmek için önce binanızın genel kurul toplantısında karar almanız gerekecektir. Bu toplantı kararında şu hususların belirtilmesi faydalıdır. (Gerekiyor ise bir karar örneğini firmamızdan talep edebilirsiniz.)
• Genel kullanıma katılım payı daire başına ne kadar olacaktır. ( Önerilen oran %30 kadardır) Bu şu anlama gelmektedir: Dairede veya kalorifer bulunan mekanlardaki harcamanın %30 kadarı kullanıcılar arasında eşit oranda paylaşılacak, kalan %70 kısmı ise PAY ÖLÇER göstergesi sonucu yapılan hesaplamalar ile paylaşılacaktır. Bu oran karar da belirtilir.
• Aylık giderler önce eşit olarak yönetime ödenir . Dönem sonu PAY ÖLÇER hesaplamasına göre müteakip dönem içinde mahsup edilir.
• Umumi alanlarda bulunan (Merdiven, kapıcı dairesi vs) kaloriferlerin giderlerinin hangi oranda paylaşılması gereği hususu belirtilmelidir.
• Kuzey veya çatı katlarında iyi olmayan izolasyon varsa bu husus hesaplamalara yansıtılır / yansıtılmaz hususu belirtilir.
2. ISI PAY ÖLÇER takılması için sözleşme yapılmasını müteakip montaj için gün belirlenir. Belirlenen gün bina da ilan edilir ve ilan edilen gün ISI PAY ÖLÇER ler firmamız tarafından petekler üzerine monte edilir. Montaj işlemi daire başı takriben 15-20 dakika kadar sürmektedir.
3. Okuma işlemi: Bu işlem belirlenen tarihler arasında firma tarafından yapılır. Hesap işlemleri için dönem içinde gelen yakıt faturaları dikkate alınır. Her bir dairenin ısınma giderleri için ödediği bedeller de liste olarak yönetim tarafından firmaya verilmelidir.

KAÇ ÇEŞİT ISI PAY ÖLÇER UYGULAMASI VARDIR?
ISI PAY ÖLÇER cihazı ilk kullanıldığı eski dönemlerde mekanik olarak çalışan ve buharlaşma esası ile ölçüm yapan aletlerdi, ancak bu gün dijital göstergeli ve/veya kablosuz (telsiz) bağlantı kurulabilen aletlerle tespit yapılmaktadır.
Sıcak su harcamaları da ayni şekilde ISI PAY ÖLÇER ile hesaplanacak ise su tesisatına bağlanacak özel ISI  PAY ÖLÇER lerle yapılabilir. Yine bunlarda 2 çeşit olup dijital göstergeden manuel okumalı veya kablosuz bağlantı ile okumalı olarak çeşitleri vardır.
Harcamanın okunması işlemleri için manuel cihazlarda 1 yıllık dönemler içinde yapılmakta , kablosuz sistemlerde ise daha sık okuma işlemi yapılabilir. Kablosuz sistemde daireye girmeden haricen okuma imkanı vardır. Manuel cihazlarda ise petekler üzerindeki ISI PAY ÖLÇER değerlerinin tek tek okunması ve Pay ölçernin takılı olduğu peteklerin bulunduğu mekana girmek ve okumak gerekir.
ISI PAY ÖLÇER lerin merkezi sistemden ısınan tüm peteklere takılması şarttır. Bu nedenle merdivenler, bina girişi , varsa kapıcı dairesi vs alanlarda bulunan kalorifer peteklerine de ISI PAY ÖLÇER (ISI PAY ÖLÇER) takılır. Bu peteklerin yaptığı harcama yönetimin hesabına yapılan umumi harcamalar hanesine yazılır.

ISI PAY ÖLÇERLERİN ÖMRÜ VE BAKIMI NASILDIR?
ISI PAY ÖLÇER cihazı sadece ilk donanım esnasında satın alınır. Müteakip seneler sadece okuma ve hesap işlemleri yapılır , bu işlem esnasında cihaz içindeki özel pil değiştirilir. Herhangi bir nedenle petek üzerindeki ISI PAY ÖLÇER cihazının kırılması, hasara uğraması gibi durumlarda derhal firmaya haber verilmelidir. Bu durumlarda hasara uğramış alet ücreti karşılığı değiştirilir okuma esnasında kırık cihaz tespiti halinde en yüksek değerden hesaba alınır. Cihazda oluşan bir arıza ise garanti kapsamında ücretsiz değiştirilir. 
ISI PAY ÖLÇER lerin ilk montajı , dönem okuma işlemleri ve pil değişikliği için sözleşmede yazılı ücretler alınır bu ücretlerin tahsilatı yöneticiden alınmaktadır.

GARANTİ VE İŞLEMLER NASILDIR?
ISI PAY ÖLÇER ler ilk montajı takip eden 2 yıl garanti kapsamındadır. Kullanıcı kaynaklı hasar, kırılma durumlarında garanti geçersiz olup mutlaka firma tarafından derhal değiştirilmelidir. Bu hususlar sözleşmede yer alır. Firma kayıtlarında bulunan cihazların başkası ile değiştirilmesi mümkün değildir. Değer okumalarında firma kayırları geçerlidir. Okuma esnasında daire maliki isterse nezaret edebilir.
 
SİSTEM GÜVENİRLİĞİ NE KADAR?
Tüm ülkelerde kullanılan bu tip paylaşım sistemleri hata oranları çok küçük olan sistemlerdir. ISI PAY ÖLÇER ler ISO9001 , VDE Alman standartları onaylıdır. ISI  PAY ÖLÇER cihazı sadece firmamız tarafından yetkili elemanlarca takılmaktadır. Ayrıca satılmaz .
-5627 Sayılı Enerji Verimliliği kanununa göre, merkezi sistemle ısıtılan binalarda "Termostatik Radyatör Vanası" kullanımı zorunludur. -5627 Sayılı Enerji Verimliliği kanununa göre, merkezi sistemle ısıtılan binalarda "Isı Sayacı" veya "Isı Pay Ölçer" kullanımı zorunludur.

ISI SAYACI MI ALMALI ? ISI PAY ÖLÇER Mİ ?

eğer binalarda yerden ısıtma var ise mecburen ısı sayacı ( kalorimetre ) alınması gerekli.
Ancak binalarda eski tip tesisat yapısı var ise .Yani her odaya radyatörlere bir boru girişi var ise o zaman da mecburen ısı pay ölçer takılması gerekli.
yeni tip binalarda ise hem ısı sayacı hemde ısı pay ölçer uygulanabilir. 
Burada dikkat edilmesi gereken husus Isı Sayaçlarının ( kalorimetre ) her 6 yılda bir kalibrasyona gönderilmesi ve yeniden hassasiyet testine tabi tutulması gerekliliğidir.Bu kalibrasyon genelde cihazın bedelinden daha pahalı olduğu için kalibrasyona göndermek yerine yeni bir ısı sayacı satın alınması durumu olur.bu durumdan dolayı her altı yılda bir ısı sayacı alınması gerekli.
Ancak ısı pay ölçer de 10 yıl pil ömrü bitiminde pilin değiştirilmesi ile sistem kullanılır.
Bu bilgiler sonucu sistem seçiminde özellikle kullanım kolaylığı - ömür ve montaj kolaylığı göz önünde bulunmalı.

1 Kasım 2012 Perşembe

WWF’nin İklim Çözümleri Modeli


Çözümler
WWF’nin raporu, küresel iklime
zarar vermeden küresel enerji
talebini karşılamada anahtar olarak
altı çözüm ve üç zorunluluk tanımlar.
1. Enerji Hizmetleri ve Birincil
Enerji Üretimi Arasındaki
Bağlantıyı Koparmak
Enerji verimliliği (kullanılan birim
enerji başına daha çok enerji hizmeti
almak), özellikle öz sermayesi
yetersiz olan gelişmiş ülkelerde
bir önceliktir. Bu modele göre,
2020-2025 yılları itibariyle, enerji
verimlilikleri sayesinde enerji
hizmetlerine artan talep birincil enerji
üretimlerine yönelik istikrarlı bir net
talep çerçevesinde karşılanabilecek,
tahmini talep yılda %39 azalacak
ve 2050 yılına kadar yılda 9.4 Gt
karbon emisyonu önlenecektir.
2. Orman Kaybını Durdurmak
Özellikle tropikal bölgelerde,
ormanların kaybını ve azalmasını
durdurmak ve tersine hareket
ettirmek, bütün olumlu iklim enerji
senaryoları için önemli bir unsurdur.
Toprak kullanımı emisyonlarını
durdurmaya yönelik etkili eylemlerin
harekete geçmediği durumda,
burada önerilen iklim çözümlerinin
%90’ı aşan başarı olasılığı aşama
aşama %35’e kadar düşer.
3. Düşük Emisyon Teknolojilerinin
Eşzamanlı Büyümesi
Sürdürülebilirlik açısından çevresel
ve sosyal sınırlamalar içinde olmak
koşuluyla rüzgâr, hidro, güneş
(fotovoltaik) ile termal ve biyoenerji
gibi mevcut teknolojilerin hızlı ve
aynı doğrultuda takibi çok önemlidir.
2050 yılına kadar bu teknolojiler,
verimlilik gerçekleştirildikten
sonra geriye kalan talebin %70’ini
karşılayabilir ve buna ek olarak yılda
10.2 Gt’lik emisyonu engelleyebilir.
4. Esnek Yakıtlar, Enerji Depolama
ve Yeni Altyapılar Geliştirmek
Rüzgâr ve güneş gibi kesintili
kaynaklardan elde edilen yüksek
miktarda enerji, depolanıp taşınabilir
hale gelmeden ve endüstrilerin
termal ihtiyaçlarını karşılayabilen
yakıtlara dönüştürülmeden fosil
yakıt kullanımında büyük bir düşüş
gerçekleştirilemez. Bunları yerine
getiren hidrojen gibi yeni yakıtların
üretimi ve dağıtımı için çok büyük
yeni yapılanmalar gerekmektedir.
5. Yüksek Karbonlu Kömürün
Yerine Düşük Karbonlu Gazın
Kullanılması
“Geçiş dönemi yakıtı” olan doğal
gaz, diğer enerji kaynaklarının
ve teknolojilerin daha ufak bir
endüstriyel ölçekte gelişmekte
olduğu dönemlerde, yeni kömür
santrallerine uzun dönemde
mahkum olunmamasını ve kısa
dönemde önemli miktarda karbon
tasarrufu sağlamayı olanaklı kılar.
6 . Karbon Tutma ve Depolama
(KTD)
Model; karbon emisyonları
bütçesinde kalmak için fosil yakıt
tesislerinin en kısa zamanda, –hepsi
2050 yılına kadar tamamlanmış
olmak üzere– karbon tutma
ve depolama teknolojileriyle
donatılması gerektiğini gösterir.
Bu durum, karbondioksitin uzak
depolama alanlarına taşınması
çok pahalı olacağından, yeni
santrallerin planlanmasında ve
konumlandırılmasında çok büyük
önem taşıyacaktır. Diğer bir deyişle,
KTD’li fosil yakıt, yılda 3.8 Gt’lik
karbon emisyonunu engelleyerek,
2050 yılında enerji arzının %26’sını
oluşturabilir.

31 Ekim 2012 Çarşamba

Ekolojik Anayasa için madde önerileri

Ekolojik Anayasa Girişimi olarak aşağıdaki Anayasa maddelerini 2 Ocak 2012′de TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduk. Komisyonla Girişim adına Mahmut Boynudelik, Oya Ayman ve Mehmet Horuş görüştü.


EKOLOJİK ANAYASA İÇİN MADDE ÖNERİLERİ
BAŞLANGIÇ
Bu Anayasa, dünyayı gelecek kuşaklardan emanet aldığı bilinciyle doğayla uyum içinde yaşamaya söz veren Türkiye vatandaşları tarafından yazılmıştır.
CUMHURİYET’İN NİTELİKLERİ
Türkiye Cumhuriyeti, Doğa ’nın ve onun bir parçası olan insanın haklarına dayanan, demokratik, laik, ekolojik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Gerekçe
Cumhuriyet’in nitelikleri arasında hukuksal olmayan terimlere yer verilmemelidir. Çünkü hukuksal olmayan terimler muğlâktır ve farklı anlamlarda algılanmaya müsaittir. Bu da, hukuk sisteminin en tepesindeki Anayasa’dan kaynaklanan bir hukuksal belirsizlik yaratılmasına neden olur.
Cumhuriyet’in nitelikleri arasına Doğa’nın haklarına dayanma niteliğinin eklenmesi, insanın doğadan ayrı düşünülemez bir varlık olmasından kaynaklanmaktadır. İnsan merkezli bakış açısının küresel iklimi ve ekosistemi ne kadar olumsuz şekilde etkilediği ve bu etkiden en fazla zarar gören canlıların başında yine insanın olduğu bir gerçeklik olarak karşımızdadır. İnsan, doğanın efendisi değil, yalnızca onun bir parçasıdır. Doğa’da kendiliğinden bulunan dengenin insan eliyle bozulması, hem insanları, hem de diğer canlı ve cansız varlıkları tehdit etmektedir. Yalnızca insanın refahı ve mutluluğu için gerçekleştirilen aşırı üretim ve tüketim, hammaddelerin sorumsuzca çıkartılması ve endüstriyel amaçlarla işlenmesi, buna bağlı olarak artan enerji ihtiyacının karşılanması adına fosil yakıtlara başvurulması ve diğer sorumsuz davranışlarımızla Dünya üzerindeki yaşamın sonunu getiriyoruz. Bu gidişatı durdurmak için ülkemizin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi ve her alanda Doğa ’nın haklarına saygı gösterilmesi için gereken temel düzenlemeyi Anayasa’sında barındırması gerekmektedir. Türkiye’nin yaşama verdiği önem, çevresindeki ülkeleri de etkileme kapasitesine sahiptir. Türkiye’nin Doğa ’nın haklarını tanıması ve anayasal statüye kavuşturması, bu konuda, Latin Amerika ülkelerinin ardından, Ortadoğu, Asya ve hatta Avrupa Birliği için önderlik yapması anlamına da gelecektir.
DOĞA’NIN HAKLARI
Su, hava, genler, tohum ve doğanın diğer unsurları doğal varlıktır, kaynak olarak nitelendirilemez. Bu varlıklar Doğa’nın bir parçası ve onlara bağlı yaşayan tüm canlıların ortak kullanımında olmalıdır. Doğal varlıklar mülkiyete tabi olmamalı, kendileri veya genetik bilgileri hiç bir şekilde patentlenememeli ve kamusal kullanımları ekolojik dengeler öncelikli tutularak güvence altına alınmalıdır.
Gerekçe
Su, hava, genler, tohum ve diğer doğal varlıkların insanların kullanımına tahsisi edilmiş kaynak olarak değil birer varlık olarak görülmesi Doğa’nın bir hak öznesi olarak tanımlanmasında önemli bir kavramsal açılım olacaktır. Bunların doğal varlıklar olarak kabul edilmesi ve tüm canlıların ortak kullanımında bulunması doğanın kendini sürdürebilmesinin ve gelecek kuşakların bunlara erişminin mümkün kılınmasının ön koşuludur. Geleneklerin, dilsel ve kültürel çeşitliliğin, biyolojik çeşitliliğin algısı ve yaşatılmasındaki rolü dikkate alınarak, geleneklerin  farklı dillerin ve kültürlerin korunması ve kendini gerçekleştirme ve geliştirme hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır.

Devlet, tüm faaliyetlerde doğal varlıkların kendilerini yenileyebileceği şekilde kullanılmasını sağlamak için ihtiyatlılık ilkesi çerçevesinde gerekli önlemleri alır. Kamu yararı emanetçilik anlayışıyla tüm canlıların haklarının korunması ve ekolojik dengenin devam etmesi sağlanacak şekilde yorumlanır.
Gerekçe
Endüstriyel üretim tarzı doğayı bir hammadde deposu olarak görmekte ve ekonomik amaçlarla doğal varlıkların tüketilmesine neden olmaktadır. Ancak bu tarz bir üretim, yaşamın sürdürülebilmesine engeldir. Sürdürülebilir kalkınma gerekçesi ise nihai olarak kalkınma lehinde bir tercih kullanımıyla sonuçlandığı için doğanın varlığı açısından kabul edilemez. Üretim yaparken doğanın kendini yenileyebilmesine imkân tanımak zorunludur. Aksi takdirde bundan zarar görecek olan yine insanlardır. Üstelik bu zarar sadece yeryüzünde ve ülkemizde bugün yaşayan insanları değil gelecek kuşakları da tehdit etmektedir, bu yüzden bizlerin dünyada gelecek kuşaklar adına emanetçi olduğumuz anlayışı herkese ilave bir sorumluluk yüklemektedir. Bu nedenle her türlü girişimin oluşturabileceği zararları önlemek ve en aza indirmek ve insanların ve Doğa’nın olası zararlardan korunması için devletin ihtiyatlılık ilkesini gözetmesi anayasal bir zorunluluk haline getirilmelidir.
Doğaya ve çevreye zarar verme olasılığı olan tüm plan ve uygulamalarda, zarar görmesi muhtemel bölgede yaşayan halkın her aşamada, plan ve uygulamalarla ilgili her türlü bilgiye ulaşma, kararlara katılma ve insan veya doğanın haklarından biri veya bir kaçı ihlal edildiğinde yargı yollarına başvurma hakkı vardır.
Gerekçe
Sanayi veya enerji üretimi gibi projeler doğaya giderilemez hasarlar verebilmektedir. Bu hasarlardan en fazla o bölgedeki halk etkilenmektedir. Söz konusu etki yaşam kalitesinin düşmesi, hastalıklar ve hatta ölümler şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bir devletin öncelikli görevi vatandaşın sağlığını ve yaşam hakkını korumaktır. Bu nedenle, Türkiye’nin de imzalaması beklenen Aarhus Konvansiyonu’nda da belirtildiği üzere, doğaya ve çevreye zarar verecek her projede bölge halkının onayı alınmalı ve proje öncesinde, sırasında ve sonrasında projeyle ilgili her türlü bilgi halkla paylaşılmalıdır. Bölge halkının kararlara katılması için gerekli yöntemler düzenlenmeli ve gerekli olduğu hallerde halkın yargı yollarına başvurma imkanı kısıtlanmamalıdır.
Her canlının temiz ve ücretsiz suya ve sağlıklı gıdaya erişim hakkı vardır. Devlet, herkesin temiz suya ve sağlıklı gıdaya erişmesini sağlamak için gerekli önlemleri alır.
Gerekçe
Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle her geçen gün önemi artan su, yaşam hakkından bağımsız değildir. Temiz ve sağlıklı su olmadan sağlıklı bir yaşam düşünülemez. Bu nedenle, devlet herkesin temiz ve sağlıklı suya ücretsiz şekilde ulaşmasını sağlamalıdır. Doğadaki diğer canlıların yararlandığı su kaynaklarının kirlenmemesi ve yok edilmemesi için de gerekli önlemleri almalıdır. Aynı şekilde temiz, bozulmamış ve sağlıklı gıdaya ulaşmak da insan yaşamının ve doğanın sürdürülebilmesi için hayati önemdedir ve devlet bu konuda gerekli yasal düzenlemeleri yapar.
Devlet hem yabani hem de evcil hayvan haklarını güvence altına alır. Hayvanlara hiçbir şekilde eziyet edilemez, hayvanlara yönelik eziyet ve fena muamele ceza kanunu kapsamında değerlendirilir.
Gerekçe
İnsanlar hayvanlardan tarih boyunca yararlanmıştır. İnsanlığın günümüzdeki noktaya gelmesinde hem yabani hem de evcil hayvanların büyük bir payı vardır. Ancak günümüzde artık hayvanların da hakları olduğu ve insanların tahakkümüne ve eziyetine maruz kalmamaları gerektiği kabul edilmektedir. Bu nedenle ülke toprakları üzerinde yaşayan hayvanların da bizler gibi hakları olduğu ve bunların başında yaşam hakkı ve eziyet görmeme hakkı olduğu Anayasa’da kabu edilmelidir. Türlerin devamlılığı ve yavru canlıların anneleri ile serbest ve doğal bir gelişim sağlama hakkı gözetilmelidir.
Sağlıklı bir çevrede ve Doğa’da yaşamak bütün canlıların hakkıdır. Devlet ve vatandaşlar gelecek kuşaklar adına doğal varlıkların emanetçisidir. Doğayı korumak Devletin ve vatandaşların görevidir.
Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlar. Tasarruf, verim ve hizmet kalitesini artırmak için sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.

Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir.
Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.
Gerekçe
İnsan Doğa’nın bir parçası olarak Doğa’ya zarar vermeden yaşamalı ve Doğa’yı korumalıdır. Verilecek her türlü zarar insana ve diğer canlılara etki eder ve yaşamın sürdürülebilirliğini tehdit eder. Yeni ifade sağlıklı çevre ve doğada yaşamayı bir hak olarak tanımlamakta ve bu hakkı insan dâhil bütün canlılara vermektedir. Emanet kavramıyla gelecek kuşakların hakları da garanti altına alınmaktadır. Bu sorumluluğun gerektirdiği görevi Devlet ve vatandaşlar birlikte taşır ve birbirlerini denetlerler.