31 Mart 2012 Cumartesi

Türkiye'nin enerji bilançosu: 4 Keban'lık israf..

Türkiye'nin kalburüstü sanayi holdinglerinin neredeyse tamamı, aynı sektöre apar topar yatırım yapıyor: Enerji. Bazıları bu sektörde çoktan başlattıkları yatırımlarını daha da güçlendirirken bazıları, ilk kez yatırım yaptıkları bir alan olmasına rağmen, 5-10 yıllık vadelerde onlarca milyar doları gözünü kapatıp bu sektörün yatırım planları içerisine sokuveriyor.

İsraf: 15 milyar dolar

Milyarlarca dolar akıtılan bu pazarın büyümesi, sadece komple enerji yatırımlarını değil Türkiye'de kullanılan enerjinin tasarrufunu da gündeme getirdi. Elbette bahsettiğimiz her kuraklık döneminde duymaya alıştığımız, "İstanbul'un üç vakitlik suyu kaldı. Tasarruf edin!" nidalarının ötesinde kapsama sahip bir tasarruf. Musluklardan suyu nasıl akıtacağımıza, elektrik düğmesini nasıl kullanacağımıza ve daha birçok direktife yer verilen o uzun listelerin dışında, Türkiye'ye 3-5 yılda yüzlerce milyar dolar kazandıracak bir tasarruftan bahsediyoruz. Hem de bu kazancı sağlamak için onlarca milyar dolar akıtmayı gerektirmeyecek bir tasarruf.

Kısaca kaçak, kayıp ve yalıtım başlıkları altında toplanan israfın boyutu 15 milyar dolar. Son aylarda gerçekleşen elektrik dağıtım ihalelerinin, özel sektöre geçirilen elektrik dağıtımı yoluyla kaçak oranını düşürmesi bekleniyor. Peki kayıp ve yalıtım sorunu ne kadar büyük ve bu problem nasıl çözülecek?

Özel sektör yalıtıldı, tasarruf 420 milyon TL

Bu konuyla ilgili tüyler ürpertici bu rakamlara Erksan Çevre Teknolojileri'nin patronu Hüseyin Rıza Erkanlı dikkat çekiyor. HABERTURK.COM'un sorularını yanıtlayan Erkanlı'nın Türkiye'deki israfa ilişkin verdiği rakamlara hep birlikte bir göz atalım.

Türkiye'de sadece 2008 yılında 1 dolarlık Gayrisafi Yurtiçi Hasıla elde edebilmek için brüt 0.75 kilovat/saat elektrik harcandı. OECD ülkelerinde ise bu rakam 0.4 kilovat saat. Ayrıca Türkiye'de tüketilen enerjinin yüzde 75'i ithal ediliyor. Türkiye'de ortalama bir alışveriş merkezinin tasarruf etmemek nedeniyle ödediği ortalama fazla enerji faturası yüzde 30'u buluyor. Enerji yönetimi sektörünün yeni başladığı Türkiye'de sektörlere göre enerji harcamasında yüzde 5 ila yüzde 30 arasında bir verimlilik sağlanması durumunda yıllık 7.5 milyar dolar tasarruf sağlanacağı öngörülüyor.

Kamuda enerji tasarruflu lamba kullanılması ile yıllık 41 milyon tl lik bir kazanç sağlandı. Geçen sene özel sektörde yapılan yalıtımlar ile 420 milyon TL tasarruf sağlandı. Fakat Türkiye’deki binaların yüzde 85’i yalıtımsız.

Hangi devler atığını yönettiriyor?

İşte bu rakamlar Türkiye'nin en eski inşaat holdinglerinden biri olan Erksan İnşaat'ın enerjinin yönetimi konusuna odaklanmasını sağladı. Grup, 2002 yılında Erksan Çevre Teknolojileri'ni kurdu. 2005 yılında yasal altyapı oluşunca, Türkiye’de bir sektör oluşmaya başladı. Bu bağlamda da Erkan Grubu, 2005 yılında altyapısını kurmaya başladı ve 2007'de uluslararası Sita-SUEZ grubuna bağlı Almanya bölümüyle bir ortaklık çalışması imzaladı ve bu sektöre girdi. Öncelikle atık yönetimine yönelen Erksan Çevre'nin şu anda Trakya, İstanbul, İç Anadolu, Konya Bölgesi, Akdeniz Bölgesi, İzmir, Ege Bölgesi bir çok yerde bölge bölge ofisi, Gebze-Balçık’ta bir tehlikeli atık ana depolama tesisi ve Konya’da metal geri kazanım tesisi var. Sadece atık taşımayla alakalı nakliye organizasyonu da bulunuyor. Ayrıca Erksan Çevre Yönetimi, Sabancı Center, Akbank, Şişecam Grubu, Borusan, Vestel gibi devlerin de arasında bulunduğu 170 şirkete enerji yönetimi hizmeti veriyor.

Atık yönetiminin hemen ardından enerji yönetimine odaklandıklarını söyleyen Erkanlı, bu iş için de Erksan Enerji Yönetimi'ni kurduklarını anlatıyor. Bu konuda da Alman Oekotec (Ökotec) firmasıyla bir ortaklık yaptıklarını belirten Erkanlı, Ökotec'in de Avrupa’da Mercedes, Bayer gibi, Carlsberg gibi bir çok dünya devinin enerjisini yönettiğinin altını çiziyor.

"Dikkat! binanıza ruhsat alamayabilirsiniz!"

Erkanlı'nın bu işe girerkenki en büyük güvencesi ise yasal zorunluluk. AB uyum süreçleri nedeniyle Türkiye'de yasa ve yönetmeliklerin çıktığını belirtiyor Erkanı: "Artık belli büyüklükteki binalar veya sanayi tesisleri, örneğin teknik olarak değerlendirirsek toplam eşdeğer petrol tüketimi olan fabrikalar, 20 bin metrekare ve üzeri binalar veya 10 bin metrekare ve üzeri kamu binaları gibi kıstaslara göre artık bu tip tesislerin ve kurumların enerjilerini verimli olarak kullanmaları ve enerjilerini yönetmeleri gerekiyor."

Buna göre artık mesela alışveriş merkezleri, binalar vs. ruhsat alırken enerji kimlik kartları almak zorunda. Bu enerji kimlik kartları da A, B, C, D, E, G gibi giden sıralamada olacak. Enerjiyi verimli kullanacak olan binalar A sınıfı kimlik kartı alacak. O bina artık verimli bina olacak. Erkanlı'nın anlattıklarına göre A sınıfı karne alan yapının satış rakamı ve eğrisi de otomatik olarak artıyor. Enerji kimlik kartı olmayan binalara yani yeni yapılan binalara ruhsat verilmeyecek.

"Oteller, daha ucuza turist getirir"

Bu uygulamanın aslında firmalara da büyük fayda sağlayacağı iddiasında Erkanlı. Erkanlı, "Mesela otellerde enerji yönetimi çok önemli bir konu. Çünkü otellerde devamlı ısıtma, devamlı soğutma, devamlı sıcak ve soğuk su, çok büyük bir enerji sarfiyatı yaratıyor. Ki Türkiye’deki oteller, dünyada çok büyük rekabet içindedir. Çok ucuz rakamlarla turist getirir" diyor.

Erkanlı'nın ortaya koyduğu tasarruf rakamları oldukça iddialı. Hiç bitmeyen tartışmayı hatırlatıyoruz Erkanlı'ya ve soruyoruz: "Yeşil enerji yöntemleriyle Türkiye'nin nükleer santrale ihtiyacı kalmaz mı?"

"Nükleer santral şart fakat heryere de yapılmasın"

Erkanlı'nın cevabı ise "yüzde 20-20" oluyor: "Avrupa’da 20-20 diye bir strateji var. Yani yüzde 20 enerji verimliliği, yüzde 20 yeşil enerji hedefleri var tüm enerji üretimi içinde. Türkiye de bunu bu şekilde gerçekleştirebilir. Ancak bütün enerjinizi yeşil enerjiden kazanamazsınız. Enerji çeşitliliği anlamında da farklı enerjilere ihtiyacınız var. Yeşil anlamda odaklanmış bir şirket olmamıza rağmen şu yorumu yapabilirim. Evet, öncelik yeşil enerji, öncelik enerji yönetimi ama enerji çeşitliliği de o teknolojiye sahip olması için Türkiye’nin de nükleer enerjiye açıkçası ihtiyacı var. Böyle bir realist bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Tabii nükleer enerji dediğimiz zaman da tabii bunun son teknoloji ile kullanılması gerekiyor. Doğanın çok özel yerleri var, korunmaya gereksinimi olan özel alanları. Oralara kurulmaması gerekiyor elbette. Aslında teknolojinin doğaya rağmen yapılmaması lazım. Kesinlikle nükleere karşı değilim onun da yapılması gerekiyor. Ama sadece nükleer ve sadece yeşil enerji değil. Bunu bir karma yapmanız lazım. Çünkü Türkiye 72 milyon nüfuslu bir ülke, sürekli büyüyen bir ülke, ciddi enerjiye ihtiyacı olan bir ülke. Ayrıca Türkiye’nin artık nükleer teknolojiye ihtiyacı var. Yani bu kadar basit."

Dünyadaki trende de dikkat çekiyor Erkanlı. Dünyada birçok uluslararası grubun çevreye faydalı ürünler üretmeye başladığını hatırlatan Erkanlı, General Motor ve Toyota gibi şirketleri örnek gösteriyor.

2 milyon ton zehirli atık başıboş dolaşıyor

Atık yönetiminin önemini de hatırlatıyor Erkanlı. Erkanlı verdiği bir istatistik gerçekten tüyler ürpertici: Çevre ve Orman Bakanlığı’na resmi olarak beyan edilen Tehlikeli atık miktarı 1.12milyon tondur. Ancak Tükiye'ye benzer nüfus ve gelişmişlik düzeyindeki ülkelerle kıyasladığımız zaman en az 3 milyon ton tehlikeli atık olması gerekiyor. Sonuç olarak aradaki fark beyan edilmiyor. Erkanlı aslında atık yönetiminin şirkete para kazandırdığını söylüyor. Erkanlı'nın söylediğine göre geçen sene toplanan 2,5 milyon ton ambalaj atığı ekonomiye 250 milyon euro katkı sağladı. Avrupa da bazı çimento tesisleri enerji ihtiyacının yüzde 80-90’ının kömür ve diğer enerji kaynakları yerine atık yakıt olarak kullanarak sağlıyor.

30 Mart 2012 Cuma

Energy Investment at Turkey

Turkey has become one of the fastest growing energy markets in the world in parallel to its economic growth registered in the last eight years and is rapidly gaining a competitive structure. The Turkish Electricity Transmission Company estimates that Turkey’s demand for electricity will increase at an annual rate of six percent between 2009 and 2023. The growing energy demand in Turkey is one of the significant factors along with market liberalization and the country’s potential role as an energy terminal in its region. These three factors play an important role in shaping the investment opportunities in Turkey.

The increase in demand has given rise to the long-term investments made by the private sector. At this point, the Turkish energy sector registered a rapid growth after the liberalization of the energy market. In line with the implementation of regulations and the high increase in demand, the electricity market enlarged its capacity to attract investments to the market.

The Turkish government encourages investors to implement energy projects in Turkey with new incentives on renewable energy. This ensures that the government’s feed-in tariff will accelerate investment projects in the coming years.

The Turkish energy market offers a wide range of activities, from crude oil exploration to oil and petrochemical products distribution and exports, and from electricity generation based on all known energy sources to machinery and equipment manufacturing.
The total amount of investments to be made to meet the energy demand in Turkey until 2023 is estimated around USD 130 billion.
Turkey functions as an important energy terminal in its region due to its strategic location between Asia and Europe.
Turkey possesses a significant number of rivers and lakes (with approximately 36,000 MW of energy potential), which offers ideal opportunities for the small and large-scale energy companies.
As regards geothermal energy potential, Turkey ranks 7th in the world and 3rd in Europe. Once all planned investments in the geothermal energy sector are made, the total value-added amount to the economy will be USD 16 billion per annum.
With its high potential in agriculture and installed capacity in biodiesel and bio-ethanol, Turkey can be the bio-fuel supply center of Europe.
In order to establish a common energy market with the EU, Turkey plans to interconnect its energy system with UCTE (Union for the Coordination of Transmission of Electricity) grid.
The government provides feed-in tariff incentives for the renewable energy investments.
Turkey ranks 1st in the world in terms of highest growth rate in wind energy plants and only 15 percent of its potential has been utilized up until now.


Turkey’s ambitious vision of 2023, the centennial foundation of the Republic, envisages grandiose targets for the energy sector in Turkey. These targets include:

125,000 MW of installed power (up from 54,423 MW in 2010)
Increasing the share of renewables to 30 percent
60,717 km of transmission lines (up from 49,104 km in 2010)
158,460 MVA of power distribution unit capacity (up from 98,996 MVA in 2010)
Decreasing electricity loss-theft to 5 percent and extending the use of smart grids
5 billion m3 of natural gas storage capacity (up from 2.6 billion m3 in 2010)
Establishing an energy stock exchange
8 nuclear reactors with a capacity of 10,000 MW will be active
Construction of 4 nuclear reactors with a capacity of 5,000 MW
Construction of power plants with a capacity of 18,500 MW in the coal basins
Full utilization of hydropower
Increasing wind power to 20,000 MW (up from 1,694 MW in 2010)
Power plants with 600 MW geothermal, 3,000 MW solar energy

Türkiye Enerji ajandası...

Enerji; insanlığın temel ihtiyaçlarının karşılanmasında, insanın ortalama ömür süresinin uzatılması ve hayat standartlarının yükseltilmesinde birincil derecede bir gereksinim olarak kabul edilmektedir. Bununla beraber dünyada nüfus artışıyla birlikte, sanayileşmenin artması, teknolojinin gelişmesi ve küreselleşme sonucu artan ticari olanaklar, her geçen gün enerjiye olan ihtiyacı da artırıyor. Öte yandan bu talep artışının çok büyük bir kısmının dünyada sadece belirli bölgelerde bulunan fosil kaynaklardan sağlanıyor olması ise; enerjiyi sadece ulusal ölçekte değil, uluslararası alanda da politika ve stratejilerin belirlenmesinde önemli bir kilit noktası haline getiriyor. Tüm bunların ötesinde ise, enerjiye olan talep arttıkça ve karşılandıkça, iklim değişikliği ve küresel ısınma gibi dünyayı derinden tehdit eden gerçeklerle de karşı karşıya kalıyoruz.

Enerjinin dünyayı bu denli etkileyen önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olması; enerji piyasalarının oluşturulması, yatırım ortamlarının geliştirilmesi ve gerekli teknolojinin sağlanması için karar vericiler bazında doğru politikaların uygulanması ve doğru stratejilerin belirlenmesini elzem kılıyor.

Aynı zamanda sektöre yön veren, yatırım yapan, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarıyla teknolojiyi geliştiren paydaşların da doğru hedeflere yönelmesi için oldukça dinamik bir yapıya sahip olan enerji piyasalarını reel bir perspektifte görebilmesi, bu bağlamda da doğru verilere ulaşması gerekiyor.

Dolayısıyla, ilkini 2010 yılında sizlerle paylaşmış olduğumuz "Türkiye Enerji Ajandası 2009"un ardından ikinci olarak, Türkiye'deki elektrik, doğalgaz, petrol ve LPG piyasalarında yaşanan önemli gelişmeleri aktardığımız, sektöre yön veren isimlerden 2011 yılına dair görüşlerini ve gelecek yıllara dair öngörülerini aldığımız ve tüm bunların ışığında sektörün genel bir çerçevesini çizdiğimiz "Türkiye Enerji Ajandası 2011"i sizlerle paylaşmanın sevincini yaşıyoruz.

Sizlere bir referans noktası oluşturması adına hazırladığımız Ajandamızın, 18 yıldır başarıyla süregelen ve birçok ilk'e imza atarak, enerji sektöründe etkin bir marka haline getirdiğimiz ICCI - Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı ile yine enerji sektörünü yakından ilgilendiren Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı - UEVF ve Atık Teknolojileri Sempozyumu ve Sergisi - IWES gibi diğer faaliyetlerimizden elde ettiğimiz tecrübe ve alt yapıyla beslendiğini söyleyebiliriz.

Bu kapsamda, uzun yıllardır enerji sektörüne verdiğimiz hizmetlere bir yenisini daha eklediğimiz "Türkiye Enerji Ajandası 2011"in, bir başvuru kaynağı olarak nitelendirilmesini arzu ediyoruz. Ve bu çalışmada başta İGDAŞ olmak üzere değerli katkı, görüş ve bilgilerini bizden esirgemeyerek, destekte bulunan herkese teşekkür ediyoruz.

29 Mart 2012 Perşembe

İtalya'nın en büyük Güneş Enerjisi firması Türkiye'de

İtalya'nın en büyük güneş enerji firması Türkiye'de

26 yıllık geçmişe sahip Tekno Şirketler Grubu ile 130 yıllık Maccaferri Grubunun kolu olan, Avrupa’nın önde gelen Solar EPC firması Enerray S.p.A. imzalanan ortaklıkla beraber Tekno Ray Solar ismiyle kurulan şirketle Türkiye enerji sektörüne giriş yaptı.

Tekno Şirketler Grubu’yla ortaklıklarına ilişkin açıklama yapan Tekno Ray Solar Yönetim Kurulu Üyesi Pietro Torretta Tekno’nun Türkiye’de girdiği her sökterde lider konumda olduğunu , Türkiye pazarına girme hedeflerinde belirledikleri profesyonellik, yenilikçi yaklaşımlar, müşteriye özen ilkeleri,kaliteli hizmet anlayışı gibi kriterlerin hepsinin Tekno’da mevcut olmasından dolayı Tekno’ya ortaklık teklifi götürdüklerini ve bu ortaklığın enerji sektörüne çok büyük katkıları olacağını belirtti.

Türkiye’deki enerji sektörüyle ilgili kısa bir değerlendirme yapan Torretta; Türkiye’nin hızla büyüyen ekonomisinin, enerji talebinin de hızla artmasına neden olduğunu, dünya ortalama enerji talep artışı %2 civarındayken Türkiye’nin enerji talebindeki artışın yıllık %8’lerin üzerinde gerçekleştiğini belirtti.

Binalarda ısınma sorunları

Dengesiz ısınma Sorunları:

Binadaki ısı dengesizliklerinin nedenleri

Binalarda üst katların ve kuzey dairelerin yeterince ısınamamasının veya radyatörlerin hava yapmasının en önemli nedeni buralara yeterli sıcak suyun gelemeyişidir.

Su en kısa yoldan, yani kazana en yakın radyatörlerden dolaşır. Üst katlara çıktıkça; suyun sıcaklığı düşer,hızı azalır ve radyatör ısıtmaz.

Payölçüm Sistemlerinin Isı Dengesizliğine Etkisi

Isı Payölçer Sistemi kullanılan bir binada, alt katta oturan daireler radyatör vanalarını kesinlikle kısacaklardır. Bu bir varsayım değildir. Isı Payölçer kullanımı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de tüketime dayalı ödeme seçeneğini sunduğu için tüketiciler tasarufa yönelecektir.

Alt katlar, uygun oda ısısı için radyatörlerini ayarladıklarında, üst katlara daha bol ve daha sıcak su gidecektir.

Isı Payölçer Sistemi kullanılan bir binada, alt katta oturan daireler radyatör vanalarını kesinlikle kısacaklardır. Bu bir varsayım değildir. Isı Payölçer kullanımı bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de tüketime dayalı ödeme seçeneğini sunduğu için tüketiciler tasarufa yönelecektir.


Alt katlar, uygun oda ısısı için radyatörlerini ayarladıklarında, üst katlara daha bol ve daha sıcak su gidecektir.


SONUÇ

Alt kattakiler radyatörlerini kıstıkları için, üst kattakiler ise daha bol ve sıcak su nedeniyle radyatörlerini büyütmedikleri için tasaruf yapar.

Isı Payölçer sistemi ile bu konforu, Aynı radyatör boyutları ile, Aynı oda sıcaklığını sağlayayarak, ve aynı parayı ödeyerek Elde edebilirsiniz....

Termostatik Vanaların Isı Dengesizliğine Etkisi

Avrupa ülkelerinde olarak Isı Payölçüm Sistemlerinin kullanımı, yasal düzenlemeler ile teşvik edilmekte ya da zorunlu kılınmaktadır.


Termostatik radyatör valfinin odaların sıcaklığını ayarlaması dışında çok önemli bir işlevi daha vardır.

Binalarda ısı dağılımını insanlardan bağımsız olarak düzenlemek..

27 Mart 2012 Salı

Enerji Verimliliği Sıkça Sorulan Sorular

Enerji Verimliliği nedir, enerji tasarrufundan farkı nedir?
Enerji verimliliği, konfor/üretim şartları değişmeden, birim alan/ürün başına tüketilen enerjinin azaltılmasıdır. Bir başka tarifi de aynı işi, daha az enerji kullanarak yapmaktır. Enerji tasarrufu ise konfor/üretim şartlarından ödün vererek tüketilen enerjinin azaltılmasıdır.
Örneğin binalara dıştan mantolama yapmak, 100W’lık enkandesan ampul yerine 20W’lık tasarruflu ampul kullanmak enerji verimliliği, kışın okullarda 24°C olan bir sınıfın sıcaklığını 22°C’ye indirmek, ya da bir büroda minimum aydınlatmayı sağlayan üç lambadan birisini söndürmek enerji tasarrufudur.

Ülkemizde Enerji Verimliliği konusu, hangi devlet kuruluşu tarafından yürütülmektedir?
Enerji verimliliği konusundaki tüm düzenleme ve koordinasyon Enerji Bakanlığına bağlı, Elektrik İşleri Etüd İdaresi (EIE) tarafından yürütülmektedir.
Enerji Verimliliği konusundaki mevzuat hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bu konuda 5627 sayılı “Enerji Verimliği kanunu”, 25 Ekim 2008 tarihli “Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Arttırılmasına Dair Yönetmelik”, 5 Aralık 2008 tarihli “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile diğer genelge, tebliğ vb. yayımlanarak ikincil mevzuat düzenlenmiştir.
Öte yandan EIE tarafından hazırlanan “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2010-2023” gereğince mevzuatta pek çok düzenleme yapılması öngörülmektedir.
Enerji Yöneticisinin (EY) görevleri nelerdir?
25 Ekim 2008 tarihli, Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin kullanımında verimliliğin arttırılmasına dair yönetmelikte (yönetmelik) enerji yöneticisinin görevleri aşağıda sayılmıştır:
a) Tüketim alışkanlıklarının iyileştirilmesine ve ısrafın önlenmesine yönelik önlemleri ve prosedürleri belirlemek, tanıtımını yapmak ve gerektiğinde eğitim programları düzenlemek,
b) Enerji tüketen sistemler, süreçler veya ekipmanlar üzerinde yapılabilecek tadilâtları belirlemek ve uygulanmasını koordine etmek,
c) Enerji etüdlerinin ve VAP’ların hazırlanması ve uygulanması ile ilgili pazar araştırmaları yapmak, anlaşmaları hazırlamak ve uygulamayı kontrol etmek,
ç) Enerji tüketen ekipmanların verimliliklerini izlemek, bakım ve kalibrasyonlarının zamanında yapılmasını koordine etmek,
d) Enerji ihtiyaçlarının ve verimlilik artırıcı uygulamaların plânlarını, bütçe ihtiyaçlarını, fayda ve maliyet analizlerini hazırlamak ve üst yönetime sunmak,
e) Enerji tüketimini ve maliyetleri izlemek, değerlendirmek ve periyodik raporlar üretmek,
f) Enerji tüketimlerini izlemek için ihtiyaç duyulan sayaç ve ölçüm cihazlarının temin edilmesini ve montajını sağlamak üzere girişimlerde bulunmak,
g) Endüstriyel işletmelerde özgül enerji tüketimini, mal üretimi ile enerji tüketimi ilişkisini, enerji maliyetlerini, işletmenin enerji yoğunluğunu izlemek ve bunları iyileştirici öneriler hazırlamak,
ğ) Enerji kompozisyonunun değiştirilmesi ve alternatif yakıt kullanımı ile ilgili imkânları araştırmak, çevrenin korunmasına, emisyonların azaltılmasına ve sınır değerlerin aşılmamasına yönelik önlemleri hazırlayarak bunların uygulamasını koordine etmek,
h) Enerji ikmal kesintisi durumunda uygulanmak üzere ve Genel Müdürlük tarafından istenmesi halinde petrol ve doğal gaz kullanımını azaltmak amacıyla alternatif planlar hazırlamak,
ı) Kanun kapsamında her yıl Mart ayı sonuna kadar Genel Müdürlüğe verilmesi gerekli bilgileri hazırlamak ve Genel Müdürlüğe gönderilmek üzere yönetime sunmak,
şeklinde sıralanmıştır.
Kimlerin EY görevlendirmesi gerekmektedir?
Endüstriyel tesisler: Yıllık enerji tüketimi 1.000 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) veya üzerinde olan endüstriyel işletmeler kendi çalışanları arasından,
Ticari Binalar ve hizmet binaları: Toplam inşaat alanı en az 20.000 m2 veya yıllık toplam enerji tüketimi 500 TEP ve üzeri olanlar; kendi çalışanları arasından veya serbest çalışan enerji yöneticilerinden veya EVD şirketlerinden,
Kamu kesimi binaları: Toplam inşaat alanı en az onbin metrekare veya yıllık toplam enerji tüketimi 250 TEP ve üzeri olanlar; kendi çalışanları arasından veya serbest çalışan enerji yöneticilerinden veya EVD şirketlerinden,
enerji yöneticisi hizmeti almak zorundadır.
Ayrıca yönetmelik gereğince, yıllık toplam enerji tüketimi 1.000 TEP’ten az olan endüstriyel işletmelere yönelik çalışmalar yapmak üzere, organize sanayi bölgelerinde enerji yöneticisinin sorumluluğunda enerji yönetim birimi kurulması, bu birimlerde enerji yöneticisi dışında en az iki teknik eleman çalıştırılması, kamu kesimi dışında kalan ve yıllık toplam enerji tüketimleri 50.000 TEP ve üzeri olan endüstriyel işletmelerde enerji yöneticisinin sorumluluğunda enerji yönetim birimi kurulması, bu birimlerde enerji yöneticisi dışında en az bir makina ve bir elektrik veya elektrik-elektronik mühendisi çalıştırılması gerekmektedir.
Nasıl EY olunur?
İlgili yönetmelik, “Endüstriyel işletmelerde mühendislik, organize sanayi bölgelerinde makina, elektrik veya elektrik-elektronik mühendisliği, binalarda ise makina, elektrik veya elektrik-elektronik mühendisliği veya teknik eğitim fakültelerinin makina veya elektrik bölümlerinde lisans eğitimi görmüş kişiler arasından enerji yöneticisi görevlendirilir” demektedir. Yukarıda belirtilen branşlarda ve en az iki yıl tecrübeli teknik elemanlardan EİE, yetkili kuruluşlar veya EVD firmalarının düzenlediği kurslara ve uygulamalara katılarak, EIE tarafından yapılan sınavda başarılı olan kişiler bina enerji yöneticisi (BEY) veya sanayi enerji yöneticisi (SEY) sertifikası almaya hak kazanırlar.
Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketlerinin (EVD) görevleri nedir?
Enerji yöneticilerinin görev ve yetkilerine ilave olarak etüd-proje ve verimlilik arttırıcı proje (VAP) hazırlama, uygulama ve danışmanlık hizmeti vermek, BEY ve SEY eğitimleri düzenlemenin yanı sıra mevcut binaların enerji kimlik belgelerinin hazırlanması gibi görevleri vardır.
Nasıl EVD şirketi kurulur?
Başvurulacak kategoriye (bina, sanayi sektörleri, ısı-mekanik ve elektrik konuları) uygun olarak, ilgili yönetmelik ve tebliğde istenen şartları sağlayan şirketlerin, gerekli belgeleri hazırlayarak, her yıl Ocak ve Temmuz aylarında EIE veya yetkilendirilmiş kuruma başvurması gerekmektedir.
Kamu kesiminin zorunlu olduğu konular nelerdir?
Kamu kesimine ait enerji yöneticisi görevlendirmekle yükümlü tutulan binalarda ve işletmelerde Ekim 2011’e kadar, EIE’nin enerji etütlerinin ve bu etütler ile belirlenen önlemlerin uygulanmasına ilişkin VAP’ların hazırlanarak kuruma (EIE) gönderilmesi zorunludur.
Ayrıca, kamu kesimine ait bina ve işletmelerde alınması gerekli önlemler, 25 Ekim 2008 tarihli Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Arttırılmasına Dair Yönetmeliğin 32. maddesinde açıklanmıştır.
Bina Enerji Performans (BEP) Yönetmeliği nedir?
Yeni yapılacak binalarda, mimari tasarım, mekanik tesisat, aydınlatma, elektrik tesisatı gibi binanın enerji kullanımını ilgilendiren konularda bina projelerinin hazırlanmasını ve uygulanmasına ilişkin hesaplama metotlarını, standartları ve yöntemleri, eski ve yeni binalarda ise enerji kimlik belgesi düzenlenmesi ile bina kontrolleri ve denetim faaliyetleri için yetkilendirmeleri düzenler.
Bina Enerji Kimlik Belgesi (EKB) nedir?
Mevcut veya yeni binaların, yapım, yalıtım özellikleri, ısıtma ve/veya soğutma, aydınlatma, enerji üretim ve tüketim sistemleri ile yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı vb. dikkate alınarak hesaplanan ve (buzdolabı, çamaşır makinası vb.de olduğu gibi) A’dan G’ye sınflandırılan, binanın enerji kullanımındaki verimliliğini gösteren belgedir.
BEP gereğince binalar için EKB alınması zorunlu mu, kimler hazırlayacak.
Mevcut binalar ile inşaatı devam edip henüz yapı kullanım izni almamış binalar için:
2 Mayıs 2017 tarihine kadar enerji kimlik belgesi alınması gerekmektedir. Bu durumdaki binalar için enerji kimlik belgesi EVD şirketleri tarafından düzenlenecektir.
1 Ocak 2011 tarihinden itibaren yapı ruhsatı alacak yeni binalar için:
Yeni binalarda proje ile birlikte bina müellifi (mimar, inşaat mühendisi, makina mühendisi, elektrik mühendisi) tarafından enerji kimlik belgesi düzenlenmesi zorunludur.