19 Haziran 2013 Çarşamba

Biyokütle Enerji Kaynakları

BİYOKÜTLE ENERJİ KAYNAKLARI
 
Biyokütle kaynaklarını, karalardan denizlere kadar hemen her yerde bulmak olanaklıdır. Doğal olarak yetişen kaynakların ylanı sıra, son yıllarda yalnız bu kaynağı elde etmeye yönelik çalışmalar da başlamıştır. Doğada var olan ormanlar, hayvan dışkıları ve bitki atıkları zaten uzun yıllardır, özellikle gelişmekte olan ülkelerin  kullandığı temel biyokütle kaynakları arasında olduğu için, burada daha çok, enerji bitkileri kısa dönemli enerji ormanları atıklar ve denizlerdeki algler üzerinde durulacaktır.
Türkiye'de bu gün değerlendirilemeyen bir çok tarım atığı bulunmaktadır. Bunun başlıca nedenleri arasında, dağınık şekilde bulunan bu atıkların taşıma ve işçilik maliyetleri gelmektedir. Bunların yanında nispeten çorak arazilerde kurulacak enerji tarlalarından alınacak ürünle bunların birlikte değerlendirilmeleri maliyetleri düşürecektir. Biyokütle kaynağı olan bazı tarım atıkları ile enerji üretimine yönelik olarak yetiştirilen tatlı sorgum bitkisi üzerinde yapılan analiz sonuçları aşağıda verilmiştir.

Yüksek verimli enerji bitkileri
Son yıllarda, yüksek büyüme hızlarına sahip  ve oldukça verimsiz topraklarda bile yetişebilen enerji bitkileri üzerine yapılan çalışmalar yoğunlaşmıştır. Bu bitkilerle, günümüzde enerji tarımı olarak da tanımlana bilen yeni bir tarım türü geliştirilmiştir. Bu tarımda kullanılan bitkilerin bazılarının tohumları artık genetik mühendisliği yardımıyla geliştirilmektedir. Bu bitkiler arasındaşekerkamışı, mısırşeker pancarı gibi iyi bilenen ürünler yanında, ülkemizde fazla tanınmayan Miscanthus, sorgum gibi bazı ürünlerde bulunmaktadır. Bu bitkilerin özellikleri Ctipi bitki gurubu olarak adlandırılmaktadır.  C4 bitkilerinin genel özellikleri aşağıdaki şekilde verilebilir.

  • Düşük karbondioksit derişimi ne gereksinim duyarlar,
  • Yüksek sıcaklığa gereksinim duyarlar,
  • Daha düşük oranda suya gereksinim duyarlar,
  • Mevsimsel kuraklığa dayanıklıdırlar,
  • Başlangıçta 4 karbon atomu içeren organik molekülleri bağlarlar,
  • Işık şiddetini kullanma yetenekleri yüksektir.
Hemen her bitkinin yaşamı için gerekli olan karbondioksit in havadaki tutarı da ayrıca önem taşımaktadır. Bazı bitkiler, havadaki karbondioksit derişimi belli bir oranın altına düştüğünde, solunum yapamazlar. Fakat,  C4 bitkilerinin en önemli özelliklerinden biri  atmosferdeki her karbondioksit molekülünü soğurabilmesidir.  Bunun anlamı, kurumsal olarak dünyanın her yanında çok büyük alanlarda C4 bitkisi yetiştirildiğinde atmosferdeki karbondioksit oranının düşmesi nedeniyle sera etkisi azalacağından, dünyanın soğurma tehlikesi ile karşılaşma olasılığıdır. Bir iddiaya göre dünya da bir zamanlar yaşanan buzul çağının nedenin C4 bitkileridir. Ancak, günümüzde dünyanın hızla ısındığı göz önüne alındığında C4 bitkilerinin bu problemle iyi bir çözüm olacağı anlaşılmaktadır.
C4 bitkileri, çok sayıda enerji ürünleri için ana ham maddedir.  Son yıllarda farklı endüstri dallarında kullanımından dolayı endüstri ülkelerinin çok ilgisini çekmektedir. Bu enerji ürünleri arasında etanol, pirolotik yağ, kalitesi arttırılmış yakıtlar, mangal, sentetik gaz, bitkinin su ve şekeri alınmış posa kısmından elde edilen selülozik maddeler sayılabilir. Biyokütle ve türevi yakıtlardan enerji sağlanmasından en ümit verici bir uygulama şekli de elektrik üretmektir. Biyokütle yakılarak elde edilen elektrik üretimi maliyeti, C4 bitkileri ekiminden alınacak  yüksek verim ile büyük miktarda azaltılabilir. Bazı enerji bitkilerinin her yıl hektar başına ton olarak kuru madde üretimleri, Avrupa”da, mevcut durum ve elecek için aşağıda verilmiştir.


Mevcut üretim                      Gelecekte üretim                        Yetiştirilen
 Ton/hektar/yıl                                   ton/hektar/yıl             Avrupa Bölgeleri
    Tatlı Sorgum       25                                                        35                                         Güney             
    Miscanthus         20                                                          30                                         Güney                            
   Yer elması            20                                                          25                                         Güney
                                        Çizelge 2. Enerji Bitkilerinin Kuru Madde Verimleri
Buğday gibi C3 bitkilerinin özellikleri ise, C bitkilerine göre oldukça farklıdır. C3 bitkilerin temel özellikleri aşağıda verilmiştir.  
  • Yüksek karbondioksit derişimine gereksinim duyarlar,
  • Işık şiddetini kullanma yeteneği düşüktür,
  • Düşük sıcaklığa gereksinim duyarlar,
  • Yüksek oranda suya gereksinim duyarlar,
  • Ilıman bölge bitkileridir.
C4 bitkileri arasında Avrupa topluluğu tarafından  üzerinde önemle durulan tatlı sorgum bitkisi, ülkemizde
de ilgi görmüş ve bu bitki üzerinde yapılan ön çalışmalardan oldukça önemli sonuçlar alınmıştır. Miscanthus ise, yine Türkiye de deneme amaçlı ekilerek üzerinde çalışma yapılan bir diğer enerji bitkisidir.

Tatlı Sorgum enerji bitkisi
            Sorgum, bitki olarak, Gramine Familyasına ait Monokotiledon sınıfındandır. 113 türü vardır ve 40000”den fazla genotip temsil etmektedir. Tatlı sorgum özel ismi ise Sorgum Vulgare var. Saccaratum Moench olup, dünya da çok yaygın olarak yetiştirilmekte olan yıllık tipik bir C4 bitkisidir. Türkiye”nin iklim koşullarına da uygun olan tatlısorgum geniş çapta yetiştirilmesi ile benzine alternatif olarak düşünülen ve özellikle Brezilya da çok kullanılan etil alkol ve veya türevleri üretiminin yanısıra, bitkinin doğrudan yakılması ile enerji elde etmek olanaklıdır.
                Tatlı Sorgum, sahip olduğu yüksek fotosentez verimi her iklim koşullarında kolaylıkla yetiştirilebilmesi, fazla sulama ve gübreye gereksinim göstermemesi nedeni ile yeğlenmektedir. Örneğin, yağış gereksinimi 300-850mm olan mısır bitkisine karşılıktatlısorgum 150-300mm yağış yeterli olmaktadır. Gübreleme gereksinimine de diğer benzer türlerle karşılaştırıldığında oldukça düşüktür. Yine bir C4bitkisi olan mısıra göre sıcaklık ve kuraklığa daha dayanıklıdır. Mısıra göre %50 daha az pestisit ve gübrelemeye gereksinim duyar. Farklı iklimlerde adaptasyon yeteneği yüksek olup, düşük nitelikli topraklarda da yetişebilmektedir. Tatlı sorgum un orta ve güney Avrupa nın değişik bölgelerinde 70 çeşidi üzerindeki denemelerden elde edilen sonuçlara göre, yıllık ortalama verim hektar başına 900 ton fazla taze maddedir.

 

Tatlı sorgum yaprakları     
Bu bitkinin sap kısmında büyük oranda şeker depo etmesi etil alkol üretimi için üstünlük sağlamaktadır. Tatlı sorgum un sağladığı şeker, genellikle %70-80 oranında sakaroz ve geri kalanı früktoz ve glikozdan oluşmakta olup, şeker kamışına benzemektedir. Tatlı sorgum, konvansiyonel şeker rafinerilerine doğrudan işlenerek piyasaya verilebilir. Yapılan çalışmalara göre bir dekar tatlı sorgum dan 500 kg şeker üretilebilmektedir. Tatlı sorgum un besin maddesi olarak kullanımının dışındaki en büyük uygulama alanı,l bu maddenin mayalanması yolu ile etanola dönüşümüdür. Tatlı sorgumdan yılda hektar başına 2-3 ton petrol eşdeğeri etanol ve şekeri  alınmış posa kısmından ise 6-9 ton petrol eşdeğeri yakıt elde edilmektedir. Bu ise yılda hektar başına 30-45 ton daha az CO2nin havaya atılması demek oluyor. Etanol, taşıtların motorlarında yapılacak küçük bir değişiklikle rahatlıkla kullanılabilmektedir. Örneğin, Brezilya da etanola adapte edilmiş motorlarda %100 oranında yakıt olarak etanol kullanılmaktadır.
Tatlı sorgumun şekeri çıkarıldıktan sonra kalan kısmı posa enerji temininde ve endüstri alanında kullanılabilmektedir. Bunun kalori değeri yaklaşık olarak 3800-4300 kcal/kg dır ve doğrudan seramik gaz türbinlerinde %40 gibi yüksek dönüşüm verimi ile yakılarak elektrik üretmekte kullanılır.  Bu tür elektrik üretiminde yakıtın negativ çevresel etkileri ve üretim masrafları çok düşüktür. CO2 etkisi sıfır, kükürt salımları ise yok denecek kadar az dır. Olağan koşullarda kuru ağırlık cinsinden yılda hektar başına 25-35 ton ligno-sellülozik madde üretilmekte olup, bu da tatlı sorgumun posasının değerlendirilmesi açısından büyük üstünlük sağlamaktadır.
Miscanthus
Güneydoğu Asya”dan yayılmış çok yıllık bitki olup, Türkiye nin doğal florasında bulunmamakla birlikte, 1993 yılında deneme amaçlı yetiştirilmiştir. Miscanthus daha çok humus içeren topraklarda, yeterli su ve güneş ışığının  olduğu yerlerde verimli olarak yetişe bilmekte ve bambu kamışına benzer gövde uzunluğu 3-4 metreyi bulmaktadır. Özel olarak biyokütle  yetiştirmek amacıyla üretilen bitkilerden birisi olan Miscanthus, dikiminden birkaç yıl sonra, her yıl hasat edilerek biyokütle elde edilir. Bitki %44 selüloz, %24 hemiselüloz, %17 lignin, %15 diğer maddelerden oluşmuştur. Yakıldığında geriye %1,5 gibi küçük bir oranda kül bırakır.
Bitki verimi, kuru madde olarak hektar başına 11-25 ton arasında olmakla birlikte, bazı yerlerde 44 tona kadar verim elde edilmiştir. Miscanthus verim açısından en yüksek değerine 3. veya 4. mevsimde ulaşır ve ortalama 15 yıl üretim yapılabilir. Bitki doğrudan yakılarak enerji elde edilebildiği gibi lifleri yalıtım malzemesi ve kağıt yapımında kullanılır.
Kısa Dönemli Enerji Ormanları
Var olan ormanların kesilerek odun olarak kullanması yerine söğüt karakavak , okaliptüs, kavak ve yarı kurak alan bitkisi olarak da cynara gibi bazı hızlı büyüyen araçlar enerji amacıyla yetiştirilmektedir. Bu ağaçlar oldukça değişik iklim ve toprak koşullarında yetişebildiği gibi büyüme hızları da  diğer ağaçlara göre 10-20 kat arasında değişmektedır. Günümüzde biyoteknolajik yöntemlerle enerji  ağaçlarının büyüme hızları da ha da artırıla bilirler. Bu ağaçlar genelde her 5 yılda bir budanarak yeniden büyümeleri sağlanır ve hasat edilen dallar biyokütle kaynağı olarak kullanılır. Enerji ormanlarından elde edilen ortalama yıllık verim, hektardan 22 ton dolayında biyokütle olmaktadır. Bazı enerji ormanı ağaçlarından her yıl hektar başına ton olarak kuru madde üretimleri Avrupa”da, bu günkü durum ve gelecek için çizelge 3 de verilmiştir.
Avrupa”nın yanı sıra Amerika da enerji ormanlarına büyük önem vermektedir. Yapılan hesaplar 1 milyon hektar üzerine kurulacak enerji ormanlarından yılda yaklaşık 7 milyon ton  biyokütle enerji kaynağı elde edilebileceğini göstermektedir. Bu miktar yaklaşık 30 milyon varıl ham petrole eş değerdir. Görüldüğü gibi, enerji ağaçları ile hem var olan ormanların korunması, hem de çevre kirliliğini azaltmak olanaklıdır.

Bugünkü ÜretimTon/hektra
GelecekteYetiştirilen  TahminiTon/hektar/yıl
ÜretimAvrupa Ülkeleri
Cynara
------  
25
Güney
Okaliptüs
10-15   
 17  
Güney
Kavak 
12
16
Kuzey-Batı
Söğüt
10
15
Kuzey-Batı
Salkım
5
8
Güney
Kozalıklılar
5
8
Güney 
Çizelge 3. enerji orman ağaçlarının kuru madde verimi
Su Bitkisi                                                                                                
Yeşil ve mavi-yeşil algler gibi bir çok bitki çeşidi su içinde yine fotosentez yoluyla gelişebilmektedir. Azot, fosfor gibi bitki için besleyici olan maddelerin bol  bulunduğu lağım arıtma tesislerinin havuzlarında, bazı alg çeşitleri son derece hızla büyümektedir. Havuzlarda yetiştirilen bu algleralgler toplanarak metan gazı üretiminde kullanılmaktadır. Ayrıca, alglerden doğrudanhidrojen elde edilmesi yönünde, özellikle Japonya da yoğun çalışma yapılmaktadır.
Amerika”da okyanus tarımı olarak adlandırılan ve güney Kaliforniya kıyılarında yapılan bir çalışmada ise, deniz yosunları arasında kelp adı verilen bir cins kullanılmaktadır. Kaliforniya kelp i yüksek fotosentez verimine sahip olup, 45 metre uzunluğa kadar kısa zamanda büyüye bilmektedirler.
Kelp yosunu doğal olarak, kayalara ve ya deniz içinde bulunan her hangi bir varlığa dayalı olarak yaşamını sürdürmektedir. Ancak, bu proje 15-30 metre kare büyüklüğünde naylon dan bir ağ yaparak deniz dibine yerleştirilmiştir. Böyle bir çiftliğin ilk kuruluşu tamamlandıktan sonra normal hasat ile sürekli biyokütle elde etmek olanaklıdır. Burada hasat için özel olarak tasarlanmış gemiler kullanılmakta ve bu yosunlardan biyokimyasal yöntemle metan gazı elde edilmektedir.

Deniz bitkileri
Okyanus tarımında önemli bir problem de, çiftliklerde büyük miktarda kelp yetiştirmek için, deniz yüzeyinde bunlara yetecek kadar mineral ve diğer besin maddesi bulunmamasıdır. Bundan dolayı Kaliforniya projesinde, besin maddelerinin yoğun olduğu, 150-300m deniz dibinden yukarı su pompalama yoluna gidilmiştir. Buradan deniz dibinden gelen soğuk su, kelp lerin büyümesi için fazla sıcak olan suyu soğutarak daha iyi bir büyüme sağlamaktadır. Ancak, su pompalama için oldukça büyük miktarda enerji gerekmektedir. Bu enerjinin güneş panelleri yardımıyla yine güneş enerjisi kullanarak çözülmesi, olayı daha ekonomik hale getirecektir.

17 Haziran 2013 Pazartesi

80% of the Economic Potential of Energy Efficiency in buildings still untapped

World Energy Outlook 2012, IEA
In its World Energy Outlook 2012 (WEO), launched in Brussels on 20th November, the International Energy Agency (IEA) underlines the unexploited potential of energy efficiency in terms of economic gains, energy security improvements and environmental protection.
The multiple benefits of energy efficiency could be achieved if the currently available technologies and practices to improve energy efficiency were systematically adopted, leading to “energy savings, by 2035, equivalent to nearly a fifth of global demand in 2010”, according to IEA Executive Director Maria van der Hoeven. “Energy efficiency is just as important as unconstrained energy supply” she explained. Referring to the buildings sector, the WEO deplores the fact that 80% of the economic potential of energy efficiency in buildings remains untapped, largely due to non-technical barriers.
As the EU’s increased dependence on imported energy is predicted to reach record levels of over 80% by 2035, the urgency to reduce the energy demand of the EU building stock is imminent. Indeed, as the sector responsible for 40% of all energy consumed in Europe, the buildings sector is highlighted by the WEO as the sector with the highest energy efficiency potential.
“Renovating Europe’s building stock has a significant mitigating potential and undeniable economic benefits” said Adrian Joyce, Director of the Renovate Europe Campaign. “The facts are there, and the technology is available! Let’s work together to seize this opportunity for every Member State to reap the benefits of greater energy security, increased economic activity and lower energy bills for their citizens.”
The figures released by the WEO lend further support to the Renovate Europe Campaign’s objectives of reducing the energy demand of the energy demand in buildings by 80% by 2050. The findings of the Multiple Benefits Study launched at Renovate Europe Day 2012 echo the WEO’s analysis of the need to act on the renovation of our building stock in order to harvest the economic, environmental and societal benefits that such action will bring.