22 Ağustos 2013 Perşembe

Yalıtımsız binaların harcadığı enerji 2 nükleer santrale eşdeğer

enerji hatları 823445
Enerji kaynakları da yeterli olmadığı için ihtiyacın yüzde 75′i ithalatla karşılanıyor. İthalatı azaltmak için sık sık nükleer santraller gündeme gelse de aslında çok daha çevreci ve ekonomik bir çözüm bulunuyor. Ülkemizde ısı yalıtımı bulunmayan 16 milyon binaya yalıtım yapılması halinde 2 nükleer santralin üreteceği enerji tasarruf edilecek. Türkiye, bu yöntemle yılda 9,3 milyar dolar kazanacak ve enerjide ithalat bağımlılığından kurtulacak.
Türkiye artan enerji ihtiyaçlarını ithalatla karşılıyor. Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için gündeme en sık gelen çözüm nükleer enerji santralleri olsa da enerjiyi üretmeden kazanmak çok daha çevreci ve ekonomik bir yöntem. Bunun için ülkemizde yaklaşık yüzde 85′inde ısı yalıtımı olmayan 19 milyon binaya ısı yalıtımı uygulanarak enerjide ithalat bağımlılığından kurtulmak mümkün. Bu binalara ısı yalıtımı yapılırsa sağlanacak enerji tasarrufunun ekonomik değeri yılda 9 milyar 265 milyon dolar. Bu rakam 10 bin megavat kurulu Güce sahip, yaklaşık 80 milyar kilovatsaat üretim kapasiteli iki nükleer santralin üretimine denk geliyor.
Ülkemizde enerji tasarrufu için önemli bir potansiyel bulunduğunu ancak bunun istenilen seviyede kullanılmadığına dikkat çeken Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Mardav Genel Müdürü Levent Pelesen: “Enerji ihtiyacımız her geçen gün artıyor. Buna karşılık nükleer enerji santralleri kurmayı hedefliyoruz. Ancak önemli bir noktayı atlıyoruz. Önceliğimiz tükettiğimiz enerjiyi kontrol altına almak olmalı. Enerji ihtiyacımız artıkça yeni enerji kaynakları bulmaya çalışmak sonu olmayan bir süreç. Güneşin bile tükeneceğinin konuşulduğu günümüzde, asıl yapmamız gereken enerjiyi verimli hale getirecek programları uygulamak. Binalarda enerji verimliliği dediğimizde ilk çözüm ısı yalıtımı yaptırmak. Isı yalıtımı olmayan 16 milyon binayı yalıtmak, 10 bin megavat kurulu Güce sahip, yaklaşık 80 milyar kilovatsaat üretim kapasiteli iki nükleer santralin üreteceği enerji kadar tasarruf elde etmek demek. Bunun ekonomik değeri de hiç az değil; her yıl 9 milyar 265 milyon dolar enerji tasarrufunu sadece ısı yalıtımıyla elde edebiliriz” diye konuştu.
Konuyla ilgili açıklamalar yapan Blue’Safe Mavi Kale iş ortaklarından Kalekim Genel Müdürü Altuğ Akbaş ise şunları söyledi: “Son 10 yılda Türkiye’de enerji tüketimi yüzde 30 artarken, Avrupa Birliği’nde bu artış oranı sadece yüzde 10 ile sınırlı kaldı.
Avrupa Birliği’nin 2020 hedefini ortaya koyan 20-20-20 stratejisine göre; Avrupa Birliği ülkeleri 2020 yılına kadar, karbon salınımını yüzde 20 azaltacak ve yüzde 20 enerji tasarrufu sağlayacak. Türkiye’nin 2023 Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nde de benzer bir yaklaşım söz konusu. 2023 yılına kadar enerji tüketiminde yüzde 20 tasarruf hedefleniyor. Bu hedefi gerçek kılmak için enerjiyi verimli kullanmak son derece önemli. Bu noktada da ısı yalıtımı kritik öneme sahip. Enerji kaynaklarını tükendiği günümüzde ihtiyaçları karşılamak için nükleer santraller kurmak ilk bakışta çözüm gibi görünse de ilk yatırım maliyetleri çok yüksek olan nükleer santrallerin ömrü bittikten sonra radyoaktif atıkların yok edilebilmesinin maliyeti ve çevreye etkisi henüz net bir şekilde hesaplanamıyor. Bu açıdan en çevreci ve ekonomik üretmeden enerjimizi çoğaltmanın yolu binalara ısı yalıtımı uygulamaktan geçiyor.”Enerji Enst.

20 Ağustos 2013 Salı

WWF Küresel Ayak İzi açıklaması: Dünya’nın 2013 için limitini bugün itibarı ile aştık

WWF’in stratejik ortağı olan Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network – GFN) tarafından yapılan son çalışmaya göre, 20 Ağustos’ta Ekolojik Ayak İzimiz gezegenin kapasitesini aşacak.
Dünya Limit Aşım Günü, insanlığın talebinin doğanın bir yıl içinde sunduğu miktarın üzerine çıktığı gün olarak her yıl GFN tarafından açıklanıyor. GFN verileri, Dünya Limit Aşım Günü’nün 2011 yılından beri her yıl üç gün öne kaydığını gösteriyor.
İnsanlığın doğa üzerindeki talebi; gıda gereksinimi, hammadde temini ve karbondioksitin özümsenmesi olarak ayrı ayrı ölçülüyor. Buna Ekolojik Ayak İzi deniyor. Gezegenin doğal kaynakları bir yıl içinde yenileme ve atıkları özümseme kapasitesi, Ekolojik Ayak İzi ile karşılaştırılıyor. GFN verileri, gezegenin 12 ayda ürettiği doğal kaynağı 8 ay içinde tükettiğimizi gösteriyor. Yılın geri kalanında ise doğal sermayeyi tüketmeye başlıyoruz.
Ekolojik açık; balık stoklarının, ağaçların ve diğer doğal kaynakların tükenmesiyle, karbondioksit gibi atıkların atmosferde ve okyanuslarda birikmesiyle sonuçlanıyor. Aşırı tüketim arttıkça, ödediğimiz bedel de artıyor: Ormanlar daralıyor, biyolojik çeşitlilik kayboluyor, balıkçılık azalıyor, toprağın verimi düşüyor, gıda sıkıntısı baş gösteriyor, atmosferde ve okyanuslarda daha fazla karbondioksit birikiyor. Bütün bunlar doğa üzerinde baskı oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomiyi baltalıyor. Ormanların ve okyanusların özümseyebileceği miktardan daha fazla sera gazı emisyonunun açığa çıkmasının sonucu olan iklim değişikliği, ekolojik limit aşımının en önemli ve yaygın etkisi olarak gezegendeki yaşamı tehdit ediyor.
Mevcut kaynaklar yedi milyarlık gezegenin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Günümüzde, iki milyar insanın temel gereksinimlerini karşılamakta sıkıntı yaşıyor olması, düşünce sistemimizden başlayarak yaşam biçimimizi ve tüketim alışkanlılıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini açıkça gösteriyor.
Nasıl destek olabilirsiniz?
  • WWF’nin Thunderclap kampanyasına kişisel facebook ve twitter hesaplarınızdan katılarak 20 Ağustos’ta hesaplarınızdan otomatik paylaşım yapılmasını sağlayabilirsiniz.
  • 20 Ağustos günü #oShoot hashtag’ini kullanarak İngilizce veya Türkçe “Dünya Limit Aşım Günü”ne dair tweet atabilir, WWF-Türkiye hesabından atılan tweet’leri retweet edebilir, WWF-Türkiye facebook güncellemelerini paylaşabilirsiniz.
  • Akıllı telefonlarınızdan “Dünya Limit Aşım Günü” hakkında söylemek istediklerinize dair Vine App uygulamasıyla 6 saniyelik video’lar çekip paylaşabilirsiniz. WWF en sevilen video’ları kendi twitter hesabından yayınlayacak.