1 Mayıs 2012 Salı

TÜRKİYE'NİN ENERJİ POTANSİYELİ

Yerli potansiyel 432 milyar kWh Türkiye’nin yerli kaynaklarından elektrik üretilebilecek potansiyeli 432 milyar kilovat saat. Ancak bunun 350 milyar kilovat saati kullanılmıyor. Son dönemde EPDK’ya yapılan lisans başvurusundaysa ithal kömür ve doğalgaz ağırlıkta. Bu durum, elektrik üretimindeki ithal kaynak ağırlığının önümüzdeki yıllarda daha da artacağı sonucunu ortaya çıkartıyor. Enerji Bakanlığı ise yerli enerji kaynaklarının ağırlıklı kullanılmasıyla ilgili çeşitli çalışmalar yapıyor, ancak bu konuda henüz bir ilerleme sağlanmış değil. Türkiye’nin 2008 yılında elektrik arz sorunuyla karşılaşacağı yüksek sesle dile getiriliyor. Bunun çözümü için ülkede bir an önce santral yatırımlarına başlanması gerekiyor. Bu durumu gözlemleyen özel sektör de yeni santral kurmak için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na (EPDK) lisans başvurularını yaptı bile. 50 mega vat ve üstü bu santral başvurularının toplam kurulu gücü 13 bin 800 mega vatı aşıyor. Yaklaşık yatırım tutarıysa 11.7 milyar dolar. Ancak, yatırıma hazır söz konusu santrallerin 12 bin mega vata yakınının doğalgaz ve ithal kömür gibi yurt dışı kaynaklı olması tartışmaları da beraberinde getiriyor. Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Türkiye’nin 2007 yılındaki enerji ithalatının 35 milyar dolara ulaşacağını ifade ediyor. Bu durum daha fazla cari açık, ülke dövizinin daha fazlasının yurt dışına çıkması anlamına geliyor. Peki, Türkiye’nin kendi ihtiyacını karşılayacak enerji kaynakları yok mu? Bu konuda çeşitli görüşler söz konusu; kimileri şimdi yetse de ileride yetmeyecektir, bu nedenle ithal kaynaklara da ihtiyacımız var derken, kimileri de ülkenin çok uzun zaman yetecek özellikle rüzgâr ve güneş gibi potansiyelli kaynakları olduğu üzerinde duruyor. Bunlara bir de henüz yeterince kullanılmayan enerji verimliliğinin de eklenmesiyle, ülkenin yurt dışı kaynaklara ihtiyacı olmadığı ileri sürülüyor. Her iki görüşün de kendisine göre tutarlı tarafı yok değil. Ancak en doğrusunu rakamlar verecektir. Global Enerji Dergisi olarak, rakamlardan yola çıkarak ülkenin elektrik üretiminde kullanabileceği yerli kaynakları araştırdık. Ortaya çıkan sonuç, henüz ekonomik olmaması nedeniyle güneş hariç, Türkiye’nin kendi kaynaklarından üretebileceği elektrik toplamının 432 milyar kilovat saate ulaştığını gösteriyor. 2006 yılında yerli kaynaklardan üretilen elektriğin sadece 79.5 milyar kilovat saat olduğu göz önüne alındığında, potansiyelinin sadece yüzde 13′ünün değerlendirildiği görülüyor. Yani 350 milyar kilovat saat elektrik üretilmeyi bekliyor hem de Türkiye’nin kendi topraklarında LİNYİT: Yeraltındaki enerji Dünyada elektrik üretiminde ortalama yüzde 40′larda kömürden yararlanılıyor. Türkiye’de ise bu orana en son yüzde 39.7 ile 1998 yılında yaklaşılıyor. Sonrasında yerli kömürün elektrik üretiminde kullanımı gitgide azalıyor, 2006 yılında yüzde 19.94′e kadar düşüyor. Oysa Türkiye’de, yıllık 118 milyar kilovat saat elektrik üretilebilecek 9.3 milyar tonluk yerli linyit kömürü bulunuyor. Aramalarla bu rakamın daha da artacağı uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Türkiye’nin bugün için elektrik kurulu gücü 41 bin mega vat civarında. Bunun 8.561 mega vatlık kısmını yerli kömür kaynaklı (linyit ve taşkömürü) san traller oluşturuyor. Söz konusu 18 adet santralin toplam üretim kapasitesi 55 milyar kilovat saate ulaşıyor. 2006 yılında linyitten üretilen elektrik 32.17 milyar kilovat saat. Yani, 2006 yılında 23 milyar kilovat saat elektrik, kapasite olduğu halde üretilememiş. Buna bir de 63 milyar kilovat saatlik ek potansiyel eklenince, ülkenin linyitten üretebileceği ek elektrik miktarı 86 milyar kilovat saate ulaşıyor. Projeler var, ama... Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) yaptığı çalışmaya göre, ülkenin ek olarak 12.175 mega vatlık linyite dayalı santral kurma potansiyeli bulunuyor. Bunun 5.275 mega vatlık kısmına ait 13 adet yeni santral projesinin çalışmaları halen sürüyor. Bunlardan en önemlisi Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) uhdesinde bulunan Afşin-Elbistan C ve D santral projesi. Türkiye’deki linyitin yaklaşık 4 milyar tonluk kısmı AfşinElbistan Havzası’nda yer alıyor. Havzanın toplam elektrik üretim potansiyeli 6.300 mega vat olarak hesaplanıyor. Afşin-Elbistan’da iki adet termik santralle üretim yapılıyor. Bunların toplam kurulu gücü 2.795 mega vat. Ayrıca, bölgede 2.400 mega vat kurulu gücünde iki santralin daha kurulması için ihale hazırlıkları sürüyor (Son olarak Temmuz ayının sonunda yapılan ihaleye teklif gelmediği için ertelendi). Ayrıca, Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) tarafından da gerçekleştirilen projeler yer alıyor. TKİ, uhdesindeki linyit sahalarını elektrik üretilmesi koşuluyla özel sektöre ihaleyle devrediyor. Bu kapsamda, bugüne kadar TKİ’nin sahibi olduğu toplam 6 linyit sahasında ihaleye çıkıldı. Bunlardan 5′inin ihale aşaması sona erdi. Çankırı-Orta (200 MW, Çalık Enerji), Bolu-Göynük (150 MW, Aksa Enerji), Tekirdağ-Saray (300 MW, Başat Elektrik), Adana-Tufanbeyli (450 MW, Sabancı Holding) ve Bursa-Davutlar (75 MW, Çalık Enerji) sahaları devredildi. 75 MW gücünde projelendirilen BingölKarlıova sahası ise ihaleye katılım olmadığı için ileri bir tarihe ertelendi. Toplam kömür rezervi 498 milyon ton olan sahalarda kurulacak 6 santralin toplam kurulu gücü 1.410 mega vat olacak. Yerli linyitin yanı sıra, taşkömüründen de elektrik üretilmesi söz konusu. Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun verdiği bilgiye göre, ülkede yıllık 9.5 milyon ton taşkömürü üretim potansiyeli bulunuyor. Bunun 4 milyon tonluk kısmı koklaşabilir özelliğinden dolayı demirçelik sektöründe, kalan 5.5 milyon tonluk taşkömürünün elektrik üretiminde kullanılması mümkün. Bu da 1.000 mega vatlık termik santralin yakıt ihtiyacının karşılanması anlamına geliyor. Türkiye’de bugün itibarıyla 300 mega vatlık Çatalağzı Termik Santrali’nde ve Kardemir’e ait 35 mega vatlık santralde yakıt olarak taşkömürü kullanılıyor. SU: Potansiyelin dörtte biri kullanılıyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Eylül ayında Birleşmiş Milletlerin New York’taki merkezinde İklim Değişikliği Paneli’ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada Başbakan, Türkiye’nin, sera gazı salımını azaltmak üzere hidroelektrik potansiyelinden azami faydalanma konusunda çalışmalar yaptığını vurguladı. Türkiye’nin yerli kaynaklarından biri de su yani hidrolik. Su yerli olmasının yanı sıra yenilenebilir kaynak da. Resmi rakamlara göre ülkenin hidroelektrik potansiyeli 129 milyar kilovat saat. Ancak, Prof. Dr. İstemi Ünsal gibi uzmanlar, potansiyelin 180 ila 200 milyar kilovat saate kadar çıktığı görüşünü savunuyorlar. Bunu, son yıllarda diğer enerji kaynaklarında fiyatların artması ve küçük su kaynaklarının hesaba katılmasıyla açıklıyorlar. Türkiye’de bugün için kurulu gücü 13 bin mega vat olan 150 adet hidroelektrik santral (HES) elektrik üretiyor. Bunların elektrik üretim kapasiteleri 46.7 milyar kilovat saat. Kurulu gücü 3 bin mega vat olan yapım aşamasındaki 36 HES’in elektrik üretim kapasitesi 10 milyar kilovat saat. Bunların toplanmasıyla, yakın gelecekteki hidroelektrik kapasite 57 milyar kilovat saate çıkacak. Bu da ülkede yaklaşık 150 milyar kilovat saatlik ek potansiyelin boşa aktığını ortaya koyuyor. RÜZGÂR: 48 bin MW boşa esiyor. Rüzgâr, elektrik üretiminde son yılların en gözde kaynaklarından biri. Dünyada, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere özellikle gelişmiş ülkeler rüzgâr enerjisine milyarlarca dolar yatırıyorlar. Türkiye’de ise önemli rüzgâr potansiyelini barındırmasına rağmen, pek ilerleme sağlanamıyor. Son olarak Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) tarafından hazırlanan Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası’na (REPA) göre, ülkenin rüzgâr kurulu güç potansiyeli 48 bin mega vatı aşıyor. Kurulu güç kapasitesi ise sadece 131 mega vat. Bunun yanı sıra 75.6 mega vatlık rüzgâr projesi inşa aşamasında. Bunların da devreye gir mesiyle toplam güç 200 mega vatı ancak geçmiş olacak. Oysa 48 bin mega vatlarla 200 mega vatlar arasında çok büyük fark var. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı olan rüzgâr potansiyelinde ülkenin batısı öne çıkıyor. EİE verilerine göre, rüzgâr enerjisi konusunda Türkiye’nin en potansiyelli ili 5.531 mega vatlık kurulu güç kapasitesiyle Balıkesir. Potansiyel konusunda ikinci sırada 5.205 mega vat ile Çanakkale, ardından 4.742 mega vatlık potansiyeliyle İzmir geliyor. Ağırlık Marmara ve Ege’de olsa da, Türkiye’nin pek çok ili rüzgârdan elektrik üretme kapasitesine sahip. Ancak, buralar henüz yatırımcılar tarafından keşfedilemedi. Bunlardan biri Samsun. İlin 2.089 MW’lik rüzgâr enerjisi potansiyeli olmasına rağmen henüz alınmış lisansı bulunmuyor. Ayrıca, Tokat (1.200 MW) ve İçel (1.400 MW) farklı bölgelerde olmalarıyla Türkiye’nin önemli bir avantajını ortaya koyuyor. Ancak, dünyada rüzgâr enerjisi üretiminde bazı teknik sorunlar henüz aşılmış değil. Bunların başında üretim sürekliliğinin sağlanamaması geliyor. Bu nedenle, rüzgâr türbinlerinin elektrik üretime kapasitesi yıllık 2.500 saat olarak hesaplanıyor. Buradan hareketle Türkiye’nin bütün kapasitesini kullanması halinde bir yılda rüzgârdan üretebileceği elektrik potansiyeli yaklaşık 110 milyar kilovat saate ulaşıyor. 2006 yılında rüzgârdan üretilen elektrikse sadece ve sadece 129 milyon kilovat saat. GÜNEŞ: En önemli kaynak Güneş, sera etkisine yol açan gazlar üretmeyen, temiz, yenilenebilir enerji kaynaklarının en önemlilerinden biri. Günümüz teknolojisi, fotovoltaik (PV) hücreler yardımıyla gün ışığını doğrudan elektriğe çevirmeye olanak sağlıyor. Fotovoltaik paneller, ev ve işyerlerinin çatılarına monte edilebiliyor. Başta Almanya ve ABD olmak üzere, pek çok ülkede de daha büyük ölçekte, daha geniş kitlelerin kullanımına uygun sistemler inşa ediliyor. Hatta dünyanın önde gelen petrol şirketlerinden BP’nin sorumluları, “Güneşten iyi enerji kaynağı olur mu? Şimdiye kadar bize petrol satan ülkeler vakit kaybetmeden alternatif enerji türleriyle ilgilenseler iyi olur” diyorlar. Türkiye, önemli güneş potansiyeline sahip ülkelerden biri. Her yıl milyonlarca insanın güneşlenmeye geldiği Türkiye’nin yıllık ortalama güneşleme süresi 2 bin 640 saat. Ülkenin güneş enerjisi teknik potansiyeli 88 milyon ton eşdeğer petrol (TEP). Ancak bu potansiyelin ısı enerjisi olarak 10 milyon m2 alanlı güneş kolektörleri ile 375 bin TEP’lik bölümü değerlendiriliyor. Diğer ülkelerde ulaşılan en büyük kolektör kullanım değerinin kişi başına 0.5 m2 olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 875 bin TEP’lik potansiyelin kullanılabilmesi söz konusu. Güneş pili maliyetleri bugün için oldukça yüksek. Örneğin, 1 mega vatlık güneş santralinin 56 bin avroluk maliyeti bulunuyor. Bu rakam rüzgârda bin avrolarda. Bu nedenle Türkiye’de elektrik enerjisi üretimi amaçlı yaklaşık 500 kilovatlık, lokal uygulamalarda kullanılan güneş pili kurulu gücü bulunuyor. JEOTERMAL: Hedef 550 MW Jeotermal enerji, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki bir başka favori kaynağı. Dünyanın kilometrelerce altındaki merkezinde, erimiş kayalardan oluşan magmadan gelen sıcaklıkla oluşan jeotermal enerji, kuyular açılarak, yüzeye yakın yerlerdeki su kaynakları veya kayalardan elde ediliyor. Bugün için dünyada tüketilen enerjinin sadece yüzde 0.4′ü jeotermal kaynaklı. Oysa, İzlanda’da sıcak jeotermal sular, ısıtmada kullanılmak amacıyla doğrudan binalara pompalanıyor. Jeotermal enerji doğrudan ya da dolaylı olarak ABD, Filipinler, İtalya, Meksika, Endonezya, Japonya ve Yeni Zelanda gibi pek çok ülkede kullanılıyor. Türkiye, jeotermal potansiyelde dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alıyor. Jeotermal kaynak zenginliği açısından dünya sıralamasında 5., jeotermal enerjiden elde edilen elektrik üretimi içerisinde 14., jeotermal enerjinin doğrudan kullanımında ise 7. sırada kendine yer buluyor. Ülkenin jeotermal enerji potansiyeli 31.500 mega vat termal (MWt). Ancak bu miktarın 550 mega vatenerjilik (MWe) bölümü elektrik üretimi için uygun. Türkiye’de bugün için jeotermalden 20 mega vatlık Denizli-Kızıldere ve 8 mega vatlık Aydın Salavatlı’da özel sektöre ait iki tesiste 100 milyon kilovat saat elektrik üretiliyor. Türkiye Jeotermal Derneği’nin 2013 hedefleri ise, önemli ekonomik veriler ortaya koyuyor. Jeotermalin elektrik üretimi, ısıtma (konut, termal tesis vb), termal turizm (kaplıca), seracılık, kurutma, balıkçılık vb. uygulamalarda 2013′teki hedeflerine ulaşıldığı takdirde yaratacağı ekonomik büyüklük 16 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Derneğin 2013 projeksiyonuna göre, jeotermal enerjiden 550 MW’lik kurulu güç ile yıllık 4 milyar kilovat saat elektrik üretimi öngörülüyor. ENERJİ VERİMLİLİĞİ: 3 milyar dolarlık tasarruf Türkiye’nin bir başka kaynağı ise enerji verimliliği. Türkiye’nin enerjiyi verimli kullanarak yapacağı tasarrufun yıllık karşılığı 3 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Enerji Bakanlığı yetkilileri, binalarda yapılacak iyi bir yalıtım ile yüzde 2530, sanayide yüzde 20, ulaşımda ise yüzde 15 tasarruf potansiyeli bulunduğuna dikkat çekiyorlar. Bakanlığın hedefi, yapılacak çalışmalarla, birim başına tüketilen enerjinin 2020 yılına kadar en az yüzde 15 azaltılması. Bu kapsamda 2008 yılından itibaren hayata geçirilmesi planlanan bir diğer uygulamayla, endüstriyel işletmelerin, geri ödeme süresi en fazla beş yıl ve bedelleri en fazla 500 bin YTL olan verimlilik artıcı tadilat projeleri, bedellerinin yüzde 20’sine kadar Elektrik İşleri Etüt İdaresi tarafından, asgari yatırım büyüklükleri Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen projeler ise Hazine tarafından desteklenecek.

Hiç yorum yok: