6 Şubat 2012 Pazartesi

ENERJİ VERİMLİLİĞİ KANUNU

Enerji verimlilik kanununda soru işaretleri
KAYNAK: Rıza Köroğlu
Ülkemizde yıllardır var olduğu halde hayatımızın hiç bir alanında kabul görmemiş olan verim düşüncesi , EV (enerji verimliliği) kanunu ile güncellenerek KYOTO, Enerji Savaşları ve Sürdürülebilir kalkınma için yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. Kanun yapımı sadece E.İ.E nin katkıları ve göstermelik taraf dinleme komisyonu adı altındaki toplantı ile ortaya konulmuştur. Ciddi anlamda ülkemizin verilerini tespit edip bu ölçülebilir verilere dayalı yapılamadığı için hedef anlamında tutarlı ve kararlı bir yön belirlenememiştir.
Yönetmelik hemen bir piyasa oluşturma telaşı ile şartlar, gereklilikler, zorunluluklar anlamında sadece "Enerji Yöneticisi " mühendisleri kontrol etme yöntemlerini belirleme çalışmalarına dönüştürülmüştür. Oysa JICA danışmanları MMO toplantısında dünyada böyle bir uygulamanın olmadığını bize tekrar teyid etmiştir.
E.İ.E. yetersiz eleman sayısı ve TEV hedefsizliği , 50 milyar dolar birincil enerji ithal eden ülkemizin Enerji Tasarrufu seferberliğine verebildiği motivasyon desteği 2009 yılı ve 17 proje için sadece 1 milyon.-TL yani 600.000USD 'dir.Hatta TÜBİTAK EV piyasasının gelişimi konusunda yıllık 20 milyon dolar öngörüsünü sunabilmektedir.
Tüm bunlar şunu göstermektedir; Türkiye'nin enerji politikası olmadığı için Enerji Verimlilik politikası da yoktur. Kanunun olması herşeyin çözüldüğü anlamına gelmemektedir.
Oysa;
1-) TÜRKİYE %7-9 yıllık büyüyebilen genç nüfusa sahiptir ve konumu itibari ile gelişim potansiyeli yüksek bir ülkedir,
2-) Enerji kaynakları sınırlıdır %50'nin üzerinde ithalat yapılmaktadır ve bu ithalat 2008 yılı için 50 milyar USD'dir,
3-) Enerji birim fiyatları çok ama gelir düzeyine göre çok yüksektir,
4-) Ölçüm temelli bir millet ve devlet yapısı ülkemizde olmadığı için üretilen ve ithal edilen tüm cihazların verim değeri yoktur ve dünyanın en verimsiz ülkerinden biridir,
5-) Enerji verimlilik projelerinin uygulanabileceği en karlı ülkelerin başındadır,
6-) KYOTO protokolüne imza atarak gelecekte taahhüd altında olacağımız emisyon değerleri açısından da eşdeğer yatırım karşılığında gelişmiş ülkelere göre en ucuz emisyon düşümünün sağlanacağı ülke yine TÜKİYE'dir,
7-) Sanayi yapısı açısından bakıldığında sıkıştığı dünya ticaret şartları içerisinde enerji verimliliği yeni karlılık aracı haline gelmiştir,
8-) Enerji köprüsü özelliği sadece taşımacılık getirisi vaad etmekte olmasına karşın tasarruf ettiğimiz doğalgazın avrupaya satılması ve hatta enerji olarak satılmasının mümkün hale getirilerek ciddi anlamda yüksek ve kalıcı katmadeğer elde edilebilir.
Bu parametreler enerji verimliliğinin TÜRKİYE açısından önemini ciddi olarak ortaya koymaktadır. Böyle devlet politikası gerektirecek bir konu sadece iç piyasa şartlarına indirgenecek bir doğalgaz piyasası oluşturma edasıyla başarı elde etmesi mümkün değildir.
Devlet piyasaya herşeyi bırakmaya çalışırken , kendi sorumluluğunu da yerine getirmesi şarttır.
Geçen 2 yıl içerisinde hala piyasa aktörleri oluşturulamaıştır.Enerji Verimliliği diye bir iş halen yoktur. Ve bu iş de sadece enerji yöneticisi seviyesinde kabullenilmiştir. Uygulama ve teknolojik anlamda bir yaklaşım yoktur ve sadece çok uluslu şirketlere sırt dayanmaktadır.
2 yıl içerisinde kaybettiklerimize baktığımızda 5-10 milyar USD. Geç kalmanın da ciddi maliyeti vardır.
Çözüm:
*İnanmadığınız bir fikirle başkasını inandıramazsınız. Önce tüm tarafların " E.V.K.K " Enerji ve Enerji Verimliliği uzmanlarından oluşması şarttır.
*Hedef belirlenmelidir. 1 yıl içerisinde yapılacak enerji tasarrufu için hedef belirlenmeli ve bu hedefe erişilmesi için gereklilikler tesis edilmelidir.
* Bu işi uzun zamana yayarak çözmek ülkemiz açısından zarar vericidir. Bundan ötürü sektörel çözüm projeleri acil demostrasyon projelerini de içerecek şekilde hayata geçirilmelidir. Bu projeler yeni buluşları gerektirmemektedir. Sadece iyi öğrenci ve iyi mühendis olmayı gerektirmektedir.
* TEV ( Türkiye Enerji Verimliliği ) sloganı ile yola çıkıldığında Türkiye Enerji Verimlilik Pazarı tüketilen enerji bedeli kadardır ve her sene bu kadardır. Dolayısı ile enerji tasarrufu da bir enerji üretim kaynağıdır. Tasarruf ettiğiniz kadar enerjiyi üretmeniz gerekmemetedir. Yani aydınlatmada %25 elektrik tasarrufu yaparsak 7.000MW santral tasarrufu yaparız bu da 7 adet 1.000 MW'lık nükleer santral demektir. Kurulum 3 ay, atığı negativ, yatırımı ucuz, kendini 3 ayda geri ödeyen akılcı bir projedir ve bu proje için paraya ihtiyaç yoktur , sadece inanmış insanlara ihtiyaç vardır.
*Tasarruf edilen enerjinin satıldığı bir yeni enerji pazarının yaratılması gerekmektedir. Şu an hiç kimse enerji tasarruf projelerinden para kazanırım diye bir düşünceye sahip değil. Aslında konu dikkatle incelendiğinde görülür ki en kararlı, güvenli ve akılcı, karlı yatırım enerji değil enerji tasarruf projeleridir.
*Sadece Enerji Tasarruf Projelerini finanse edilecek bir fon oluşturulup, bu fondan tüm finans kuruluşlarının en az 100 milyon TL bulundurmaları zorunlu hale getirilmelidir. Bu ciddi bir karar almayı ve ciddi bir veri sahibi olmayı gerektirir. Bu çalışma ve karar sonrasında en az 1 milyar TL yıllık proje finansmanı ile sektör gerçek anlamda oluşturulabilir.
• Bu akıl oyunlarının TEV projesine hizmet edebilmesi için ciddi anlamda 7 kişilik dünya ölçeğinde TÜRK profesyonellerinden oluşan bir beyin takımı oluşturulmalıdır. Bunlar sürekli TEV projesi geliştirmesi yapmalıdırlar.
Son Söz:
Geldiğimiz nokta 2 yıl sonra diğer kanunlarda olduğu gibi hüsran olma yolundadır.Bu gidişin durdurulması için samimiyetle tüm sözü olanlar acil toplanmalıdır. Bu kişilerin kim oldukları E.İ.E. ve odalar tarafından iyi bilinmektedir. Enerji Bakanın direk yetkilendirmesi ile bir kişi tüm tarafları toplayıp kanunun tekrar ele alınması gerekmektedir. Bu sefer TBMM Enerji Komisyonuna gelmeden evvel yapılması gerekenler şimdi yapılmalıdır.
Kanun tekrar samimiyetle ön hazırlıklar ile hızla yenilenmelidir.Kanunun gerçek hedefleri sayısal olarak yazılmalı ve uygulayıcı da sorumlu tutulmalıdır. O zaman kimin eksik yaptığı ortaya çıkacaktır.
Her yıl %3'ten başlayarak ve 10 yıl sürekli devam ederek toplam olması gereken tüketimimizi %30 azaltma hedefimiz olmalıdır.
Bu 10 yıl sonra yılda 15 milyar dolar ve bunun yansıması ile ekonomimize her yıl 30 milyar dolar ilave kaynak sağlayacaktır.
Güncel kurtuluş savaşımız Verimlilik savaşıdır ve savaş kazanmanın yolu inanmaktır.

Hiç yorum yok: